Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1169 E. 2024/2630 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat eden babanın anne ve babasının, torunları ile kişisel ilişki kurulması talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Olağanüstü halin varlığı, kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına aykırı olmadığı ve usul/esasa ilişkin bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurulması talebinin kısmen kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1297 E., 2023/1579 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/119 E., 2022/1362 K.

Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin oğlu ...'in davalı ile evliyken 22.09.2019 tarihinde trafik kazası sonucu vefat ettiğini, geride eşi, davalı ve kız torunlarının kaldığını, müteveffanın sağlığında çocuğu her fırsatta dede ve babaannesine getirdiğini, aile bağlarını sıkı tuttuğunu ancak davalının vefat tarihinden sonra aradan 16 ay geçmesine rağmen çocuğu müvekkillerine hiç getirmediğini ve göstermediğini, bizzat gidip rica etmelerine rağmen engel olduğunu, çocuğu müvekkillerinden kaçırdığını, müvekkillerinin oğullarının biricik hatırası olan torunlarını görmenin en büyük arzuları ve yasal hakları olduğunu iddia ederek davacılar ile torunları arasında müvekkilleri ile küçük arasında her ayın 2 haftasonu, yarıyıl tatili, yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların vefat olayı üzerinden 16 ay geçmesine rağmen torunlarını görmeye yönelik herhangi bir girişimde bulunmadığını, talep edilseydi müvekkilinin buna engel olmayacağını, bu talebin çocuk tarafından da anneye iletilmediğini, davacıların davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, kişisel ilişki kurulmasında çocuğun menfaati bulunmadığını, kişisel ilişki kurulmasının çocuğu olumsuz etkileyeceğini, 16 aydır torunlarını görmek için hiçbir girişimde bulunmayan davacıların amacının çocuğu psikolojik olarak baskı altına alarak müvekkili ile davacıların diğer oğlu ve diğer torunu arasındaki sürmekte olan suç duyuruları ve hukuk davalarını etkilemek olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı babaanne ve dede hem yasa hem örf adet gereği torunuyla görüşüp birlikte zaman geçirmek en doğal hakkı ise de davalı annenin ve idrak yaşındaki küçüğün kaygılarının da dikkate alınması gerektiği, davaya konu çocuğun 01.05.2008 doğumlu olduğu, velâyeti bırakılan anne yanında kaldığı, küçüğün eğitimine halen devam ettiği, davaya konu çocuğun davacılarla kişisel ilişki düzenlemesinde dikkate alınması gerekli olan hususun küçüğün özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları, kişisel gelişimde akraba bağlarının önemli yer tuttuğunu, tarafların taleplerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile küçük ile davacılar arasında her ayın ilk Cumartesi günü saat 10.00 ile saat 18.00 arası ve her sene yaz tatillerinde 1 Temmuz saat 10.00 ile 8 Temmuz saat 18.00 arası kişisel ilişki kurulmasına, süre bitiminde küçüğün yeniden davalıya teslimine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, aşamalardaki dilekçelerini tekrarla küçüğün menfaati dikkate alınmaksızın olağanüstü hal mevcudiyet yokluğuna rağmen davanın kısmen kabul edildiğini, kararın küçüğün aleyhine olup eğitimi ve sosyal hayatı açısından tehlike taşıdığını, davacıların asıl maksadının küçük ve anne tarafından açılan dava ve suç duyurularından vazgeçilmesini sağlamak olduğunu, küçüğün her ay Ankara'ya gidip gelmesinin anne için tedirginlik yaratacağını, küçüğün sosyal kültürel ve eğitim hayatını fazlasıyla etkileyeceğini, her ay bir hafta sonunu, her sene yaz tatillerinde 1-8 Temmuz tarih aralığında bir hafta kaybetmesinin 2008 doğumlu olan ve üniversite sınavına iki yıl kalan küçük için büyük bir kayıp olduğunu, davacıların kişisel ilişki kurma talebinin küçüğün üstün yararına hizmet etmediği sürece dikkate alınmaması gerektiğini İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 01.05.2008 doğumlu ...'ın anne ve babalarının evlilik birliği devam ederken baba ...'ın 22.09.2019 tarihinde trafik kazasında vefat ettiği, buna göre davacıların torunları ile kişisel ilişki talep edebilmesi için gerekli olağanüstü halin mevcut olduğu, davalı anne ile küçüğün amcası ve kuzeni arasında suç duyuruları ve davalar nedeniyle husumet bulunmasından dolayı davacıların cezalandırılamayacağı, davacılar ile küçük arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının, küçüğün sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil bulunmadığı, uzman raporundaki tespitler, tanık anlatımları ve toplanan tüm delillere göre küçüğün menfaati ve torun sevgisi tatma üzerine konulan sınır dikkate alındığında davacılarla torunları ...n arasında kurulan kişisel ilişkinin şekli ve süresinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, torunla kişisel ilişki kurulması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, olağanüstü halin mevcut olup olmadığı, kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 325 inci ve 326 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddeleri; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.