Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1176 E. 2024/8514 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusurun kimde olduğu ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve davalı erkeğin kusurlu olduğu kanaatine varılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/792 E., 2023/1558 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/377 E., 2021/141 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili hüküm fıkrasının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma davası olarak açıldığı, tarafların anlaşamamaları nedeniyle çekişmeli boşanma davasına dönüştüğü, erkeğin evlilik birliği yükümlülüklerine yerine getirmediğini, müvekkiline karşı öfkeli ve suçlayıcı tavırlarının olduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile birbirlerini severek evlendiklerini, birbirlerine zarar verici girişimde bulunmadıklarını, kendisinin diyabet hastası olduğunu, bu nedenle karı-koca ilişkisinin olamadığını, eşini sevdiğini, ayrılmak istemediğini, kadının müvekkilinin haberi olmaksızın kız kardeşine para gönderdiğini, bu paralar nedeniyle 90.000,00 TL maddî tazminata yaşattığı üzüntü, stres, erkeklik gururunu zedelemesi ve toplumda küçük düşürmesi nedeniyle 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin tarafların cinsel hayatlarında yaşanan olumsuzluk nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadının bu iddiasını ispatladığı, davacı kadından bu şartlar altında evliliği sürdürmesinin beklenemeyeceği, ortak çocuk ... ergin olduğundan hakkında nafaka ve velâyet yönünden karar verilmesine yer olmadığı, davacı kadının kusurunun olmaması nedeniyle davalı erkek hakkında maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Ahmet'in velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, davalı erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi kabul edilen dava ve reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliler, tanık beyanları, olayların gelişimi, davalının dolaylı ikrar mahiyetindeki beyanları, tüm dosya kapsamı ile kararın dayandığı deliller ve gerekçeye göre, sonuç itibariyle kusur belirlemesi ile davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, ancak hüküm fıkrasında 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci yerine 166 ncı maddenin üçüncü fıkrasının yazılması maddi hata olarak değerlendirildiği, davalı erkek eşin yasal koşulları bulunmayan manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olduğu, para alacağına ilişkin boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan 90.000,00 TL maddî tazminat talebine ilişkin usulüne uygun harçlandırılarak açılmış ayrı veya karşı dava bulunmadığı halde, kesin hüküm oluşturacak şekilde maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, gerekçesi ile; erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kararın ilgili hüküm fıkrasındaki "166 ıncı maddenin üçüncü fıkrası" kaldırılarak yerine "166 ncı maddenin birinci fıkrası yazılmak suretiyle düzeltilmesine, davalının boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan 90.000,00 TL maddî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın eşin ağır kusurlu olduğunu belirterek kabul edilen dava yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise erkeğe yüklenen kusurun ispatlanıp ispatlanmadığı, kadına kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak boşanmaya karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanıştır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.