Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1205 E. 2024/8603 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, delillerin ve uygulanacak hukuk kurallarının doğru değerlendirildiği gözetilerek, davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2391 E., 2023/2985 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erbaa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/459 E., 2023/282 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile kadın eşin 25.03.2022 tarihinde evlendiklerini, evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları, evlilik birliğine aykırı ve tahammülü güç davranışlarından dolayı müvekkili bakımından sürdürülemez ve çekilemez hale geldiğini, kadının evli birinden beklenmeyecek tutum ve davranışlar sergileyerek evlilik kurumuna yakışmayacak davranışlarda bulunduğunu ve alenen erkeğin onurunu zedeleyerek küçük düşürdüğünü, müvekkiline karşı yükümlülük ve görevlerini ihmal ettiğini, kadının evi ile ilgilenmediğini, müvekkiline ilgi ve alaka göstermediğini, eş olarak göstermesi gereken özeni göstermediğini, sabahları erkek işe giderken veya müvekkili işten geldiğinde bir hazırlık yapmadığının, müvekkilini yolcu dahi etmediğini, eve gelen erkeği karşılamadığını, evde sürekli yüzü asık olmakla birlikte zamanının çoğunu sosyal medyada geçirdiğini, kadının aile birliğinde beraber karar alma olgusuna aykırı davranarak ailesinin isteklerine göre hareket ettiğini, kadın eşin kök ailesine sormadan, onların onayı olmadan herhangi bir karar alamadığını, evliliklerinin başından beri evliliklerine dair her türlü meseleye ailesini karıştırdığını, evlilik birliğine ait en özel konuları dahi ailesine anlattığını, kadının müvekkilinin her hareketinin altında bir neden aradığını ve sürekli olarak kendisini aldattığına ilişkin imalarda bulunduğunu, telefonunu mütemadiyen karıştırdığını, kadının müvekkiline karşı sorumluluklarını yerine getirmediği gibi sosyal medyada çok fazla vakit geçirmesi dolayısıyla ev temizliğine de özen göstermediğini, erkeğe hakaretler ederek vurduğunu, tartışmaların uzamaması için müvekkilinin evden çıkmak istediği zamanlarda kadının 'şimdi bu evden çıkarsan senden boşanırım, evden ben giderim zaten annem gel demişti.' şeklinde tehdit ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, erkek lehine 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı vekili karşı dava ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın iddia ettiği hususların tamamen gerçek dışı olduğunu ve açmış olduğu davanın reddinin gerektiğini, erkeğin evlilik hayatları boyunca kadını telefon ve internet aracılığı ile aldattığını, kadının eşi tarafından aşağılanarak hor görüldüğünü, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığını, erkek tarafından hakaret edilerek defalarca fiziksel şiddet uygulandığını, erkeğin İzmir'e eğitime gideceği ayda sürekli dışarıda vakit geçirip ilgisiz olmaya ve sürekli yasal olmayan bahis sitelerine para göndererek oyun oynamaya başladığını, tehdit edildiğini ve erkek eşin sosyal medyada zaman geçirmesi nedeniyle evi ve kendisi ile ilgilenmediğini beyan ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinin ardından ise her ay yoksulluk nafakası olarak erkekten alınarak müvekkiline verilmesini, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı karşı davacı kadının; eşi ile ilgilenmediği, eşine karşı asık suratlı davranığı, sosyal medyada çok vakit geçirdiği, kendi ailesinin isteklerine göre hareket ettiği, eşine karşı aşırı kıskançlık içeren davranışlarda bulunduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, davacı karşı davalı kocanın da; davalı karşı davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu anlaşılmakla, bahsedilen vakıaların evlilik birliğini temelinden sarsacak vakıalar olduğu, bahsedilen vakıalar nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı karşı davacı kadının ağır kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiği, davacı karşı davalı kocanın ise hafif kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile; dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı karşı davalı erkeğin tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalı erkeğe verilmesine, kadın lehine hükmedilen 1.000,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin talebin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerine ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile bu tazminatların miktarları, ilk derece mahkemesi tarafından reddedilen yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur, erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile bu tazminatların miktarları, ilk derece mahkemesi tarafından reddedilen yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun hangi eşten kaynaklandığı; kadının tazminat taleplerinin reddi ile erkeğin tazminat taleplerinin kabulünün ve tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci, 285 inci ve devam maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.