"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2588 E., 2023/3264 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niksar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/29 E., 2023/696 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddi, asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskanç olduğunu, hakaret ve küfürler ettiğini, müvekkilini küçük düşürücü, onur kırıcı davranışlarının olduğunu, whatsapp üzerinden “sübyancı”, “pezevenk”, “salak”, “boynuzlu, gavat”, “orospu çocuğfu” şeklinde hakaret içeren mesajlar yolladığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin,fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ve küfürler ettiğini iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine aksi halde bedelin ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, süreklilik arz edecek şekilde hakaret, şiddet ve kıskançlık eylemlerinde bulunduğu, davalı ... kadının oğlu Ahmet tanık beyanında, erkek eşin annesine şiddet uyguladığını ifade etmiş ise de tarafların evliliklerinin bu olay sonrası devam ettiği, sürekliliğine dair delil bulunmadığı, bu haliyle kadının, erkek eşi bu eylemleri nedeniyle affettiği veya en azından hoşgörüyle karşıladığından erkek eşe kusur izafe edilmediği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davalı- davacı kadın eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve reddedilen tazminat talepleri, reddedilen nafakalar, yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadının erkek eşe isnat ettiği "fiziksel şiddet " maddî vakıasının, dinlenilen tanık beyanına göre tek sefere ait olduğu ve evlilik birliğinin sonrasında devam etmesi nedeniyle affedilmiş veya hoş görülmüş olduğu yönünde kanaat edinmiş ise de, kadının tanığı Ahmet'in " Ben normalde gün içinde gidip geliyordum ve yatılı olarak kalmıyordum bir gece yatılı olarak kaldım o gece, gece saat 4-5 civarında kavga seslerine uyandım davacı ... anneme kahpe, orospu çocuğu, seni öldürürüm gibi sözler söylüyordu annem ise davacı ...'e yapma vurma şeklinde sözler söyledi. Bu kavga ayrılmadan 3,5-4 ay önce oldu. Ben bu kavgadan sonra evlerine hiç gitmedim annem bizim eve gelip gidiyordu. O gece annem yanıma geldiğinde burnu ve ağzı kanıyordu. Bu olay nedeniyle doktora veya hastaneye gitmedi. Yine ayrılmadan 2 ay önce annemin kolunda parmak izi gördüm ve 4 parmakla sıkılmış gibi duruyordu. Ben sorduğumda annem boşver diyerek geçiştirdi. ... bu olaylardan sonra anneannemin evine hiç gelmedi. Ben bu olaydan sonra başkaca kavgalarına şahit olmadım." şeklindeki beyanından af koşullarının gerçekleşmediği, erkek eşin , kadına süre gelen şiddet uyguladığı ve hakaret ettiğinden bu maddî vakıaların erkek eşe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre erkek eşin ağır kadının az kusurlu olduğu, olayların akışı karşısında kadının dava açmakta haklı olduğundan kadın eşin boşanma davasının kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru olmadığı ancak Mahkemece erkek eşin davası yönünden verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın hakkında tazminat ve nafaka şartlarının oluştuğu, sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf başvurusunun kadının kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafakalar yönünden kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine ve evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının az kusurlu olduğunun tespitine İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; taraflar arasındaki evlilik birliği, erkek eşin istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen boşanma davasının kabulüyle sona erdiğinden, davalı - davacı kadının konusu kalmayan karşı boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına bir defa ödenmek üzere 30.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, davacı davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur oranlamasının yanlış yapıldığını, kusur tespitine bağlı olarak tazminatların ve yoksulluk nafakasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.