"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1045 E., 2023/894 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/561 E., 2022/160 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kocanın, ailesinin eşine karşı hakaretlerine sessiz kaldığını, kadının ailesinin ortak konuta gelmesinden rahatsızlık duyduğunu, kadının yaşam alanını kısıtlayarak adete hapis hayatı yaşattığını, kadına ve ortak çocuklara psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, aşırı kıskançlık gösterdiğini, evle ve çocuklarla ilgilenmediğini, sürekli motoru ile il dışı gezilere gittiğini, ailesini ihmal ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına tevdiine, ortak çocuklar yararına aylık 750,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faiziyle 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmazsa şimdilik 1.000,00 TL bedelinin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı vekili karşı dava ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; kadının, erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, erkeği başka kadınlara yakıştırdığını, erkeğin ailesinin ortak konuta gidemediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin erkeğe tevdiine, ortak çocuklar yararına aylık 250,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına yasal faiziyle 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kocanın, kadının akrabalarının sosyal etkinliklerine katılmasını engellediği, sık sık motor grubu ile farklı illere gezmeye gittiği, eşi ve çocuklarını ihmal ettiği, kadına darp uyguladığı, kadını tehdit ettiği, kadının kız kardeşinin üzerine yürüdüğü; buna karşılık kadının da; kocaya ve kocanın annesine hakaret ettiği, kocanın annesine saygısız sözler söylediği, evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine sebebiyet veren olaylarda kadının az, kocanın ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına takdir edilen 350,00TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 150,00 TL arttırılarak 500,00 TL'ye yükseltilmesine, bu miktar itibariyle karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakanın devam eden yıllarda kararın kesinleşmesi tarihi itibari ile TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, ortak çocuklar yararına takdir edilen ayrı ayrı 250,00'şer TL tedbir nafakasının ayrı ayrı karar tarihi itibariyle 50,00'şer TL arttırılarak ayrı ayrı 300,00'er TL'ye yükseltilmesine, bu miktarlar itibariyle karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde nafakaların iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın devam eden yıllarda kararın kesinleşmesi tarihi itibari ile TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00TL maddî tazminatın kararın kesinleşmesi tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile kocadan alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesi tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile kocadan alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kocanın maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının tefrik edilerek ayrı esasa kaydına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat talepleri, ziynetin tefriki ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kocanın, kadının akrabalarının sosyal etkinliklerine katılmasını engellediği, sık sık motor grubu ile farklı illere gezmeye giderek eşi ve çocuklarını ihmal ettiği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadını tehdit ettiği, kadının kız kardeşinin üzerine yürüdüğü; buna karşılık kadının da; kocaya ve kocanın annesine hakaret ettiği, kocanın annesine saygısız sözler söylediği gerekçesi ile kadının az, davalı- karşı davacı kocanın ağır kusurlu olduğu yönündeki kabulünün dosya kapsamına uygun olduğu, kadın lehine hükmedilen 25.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminat takdiri ve miktarının hakkaniyete uygun olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kocanın ağır kusurlu olup, koca yararına maddî ve manevî tazminatın koşullarının oluşmadığı,tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası takdirinin de usul ve yasaya uygun olduğu, velâyet düzenlemesi yapılırken; sosyal inceleme raporu, çocukların yaşı ve çocukların anne yanında kalmasının çocukların bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde delil bulunmadığı gözetilerek velâyetin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ortak çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında ilk derece mahkemesince aylık 300,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, ziynet davasının tefrikinin usul ve yasaya uygun olduğu, kadın tarafından yapılan giderlerinin kocaya yüklenmesinde ve davada kendisini vekil ile temsil ettiren kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, iştirak nafakası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat talepleri, ziynetin tefriki ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun hangi eşten kaynaklandığı; kadının davasının kabulü, nafakalar, tazminatlar, velâyet, yargılama gideri ve vekâlet ücreti, ziynet alacağı davasının tefriki noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.