"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2638 E., 2023/3033 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zile Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/278 E., 2023/428 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin , pornografik sitelere üye olduğunu, cinsel sohbetlere giriştiğini, yatakları ayırdıklarını, sonrasında gayri tabii beraberlik teklifinde bulunduğunu, davalının sürekli borç içerisinde olduğunu, eşlerin birlikte satın aldığı aracın pert olması üzerine davalının davacıya kredi çektirerek kendi adına kayıtlı araç aldığını, davacı adına kredi ödemelerinin devam ettiğini, davacının babasının varlıklı olması nedeniyle destek olması için davalının baskı yaptığını, küçük çocuk ... ve kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, küfür, azarlama da olduğunu, davalının agresif ve şiddete meyilli olduğunu iddia ederek;davanın kabulü ile tarafların öncelikle hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, davacının Zile Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/488 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, sonrasında feragat ettiğini, bu dosyada yer alan tüm iddiaların affedildiğini, davalının ve ortak çocukların fiziksel şiddete uğradığını, davacının çocuklara bağırdığını, gebertirim sizi dediğini, 2013 yılında pert olduğu iddia edilen aracın evlilik öncesinde edinildiğini, bahsi geçen aracın üç yıl öncesine ait olduğunu ve çekilen kredilerin davalı tarafından ödendiğini, davacının bipolar anksiyete bozukluğu olduğunu, tedavisi için davacıyı davalının düzenli olarak Kayseri'ye götürdüğünü, davacının sürekli olarak annesinin evine gidip on beş günü bulacak şekilde evine gelmemeyi alışkanlık edindiğini, davacının çocuklara karşı sorumluluğunu yerine getirmediğini, ortak çocuğun dört yaşından itibaren telefonunun olduğunu, kendisinden habersiz beş kredi çektiğini, memur maaşına sahip olduğu için sürekli ezilmeye çalışıldığını, evin temizlik ve düzeninin eve ücret karşılığı çağrılan üçüncü kişilerin yaptığını, maddî olarak davalıya külfet olduğunu, yediği, içtiği, hatta yattığı yer ile bile sürekli alay konusu olduğunu, annesinin ölümünden iki hafta önce davacının ailesi ile tatile çıktığını iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın eşin iddia ettiği fiillerin hayata kast pek kötü ve onur kırıcı davranış kapsamında sayılamayacağı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, kadına ve ortak çocuklara şiddet uyguladığı, sürekli borç içinde olduğunu, kredi çektirerek kendi adına kayıtlı araç aldığını, babasının varlıklı olması nedeniyle destek olması için baskı yaptığını, erkeğe izafe edilen; uygunsuz sitelere üye olmasına ilişkin hususlar ve cinsel içerikli sohbetlere ilişkin sunulan deliller hukuka aykırı delil olduğu ve kusur değerlendirilmesinde dikkate alınmadığı, daha önce açılan boşanma davasından feragat edildiği, ne var ki şiddet ve sürekli borç içinde olma hususları devamlılık arz ettiğinden affedilmiş sayılmasının mümkün olmadığı, davacı kadına atfı kabil kusur bulunmadığı,evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkek eşin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi kapsamındaki boşanma talebinin reddine, erkek eşin 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince açılan karşı davasının reddine. ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasının, aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine ve talep tarihi 24.06.2023 tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasının aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine ve talep tarihi 24.06.2023 tarihinden itibaren karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, hükmedilen nafakalara her yıl yayımlanan Yİ-ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarları ile davalı - davacı erkek eşe "porno sitelerine üye olma" maddî vakıasının kusur olarak eklenmemiş olması yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakalar, reddedilen karşı boşanma davası ve vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın birden fazla sebebe dayanarak boşanma talebinde bulunmuş ise de netice itibariyle kadının boşanma talebinin kabulüne karar verildiğinden kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesine dayalı davasının reddi sebebiyle erkek lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davacı kadına kusur yüklenmemiş ise de dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre kadının ev işlerini ihmal ettiği belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre erkek eşin "kadın ve çocuklarına şiddet uyguladığı, sürekli borç içinde olduğu, kadına kredi çektirerek kendi adına kayıtlı araç aldığı, kadın adına kredi ödemelerinin devam ettiği, kadının babasının varlıklı olması nedeniyle destek olması için kadına baskı yaptığı" kadının ise "ev işlerini ihmal ettiği" , evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır, ev işlerini ihmal eden kadının az kusurlu olduğu, nafakalara üfe artış talebi olmadığı halde mahkemece nafakanın üfe oranında artışa tabi tutulmasına karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tarafların yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının ve ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası ile çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kadının ise az kusurlu olduğunun tespitine , İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davalı davacı erkeğin karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ortak çocukların her biri yararına dava tarihinden 24.06.2023 tarihine kadar aylık 500,00 TL, 24.06.2023 tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra çocukların her biri yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına dava tarihinden 24.06.2023 tarihine kadar aylık 500,00 TL, 24.06.2023 tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, vekâlet ücreti, velâyet yönlerinden kararın lehe bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin ve kadının boşanma davalarının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile miktarı, velâyet ve vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci maddesi, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle, davacı-karşı davalı kadının davasının kabulüne ve fer'îlerine, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından her iki dava yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, davalı- karşı davacı erkeğin, "kadın ve çocuklarına şiddet uyguladığı, sürekli borç içinde olduğu, kadına kredi çektirerek kendi adına kayıtlı araç aldığı, kadın adına kredi ödemelerinin devam ettiği, kadının babasının varlıklı olması nedeniyle destek olması için kadına baskı yaptığı" kadının ise "ev işlerini ihmal ettiği" evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır, ev işlerini ihmal eden kadının hafif kusurlu olduğu, gerekçesi ile erkeğin karşı davasının reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile davalı- karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden dinlenen davalı- karşı davacı erkek tanıklarının kadının ev işlerini ihmal ettiğine yönelik sözlerinin bir kısmı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Hal böyle olunca kadına Bölge Adliye Mahkemesince kusur olarak yüklenen ev işlerini ihmal ettiği vakıasının ispatlandığından söz edilemez. Bu nedenle davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan karşı davanın reddi gerekirken kabulü doğru değilse de davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, karşı davanın konusu kalmamıştır. O halde konusuz kalan erkeğin karşı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve dava tarihi itibariyle haklılık durumları gözetilerek yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden yeniden bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı -karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
4.4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Dosya kapsamındaki sosyal ve ekonomik durum araştırmasında kadının matematik öğretmeni olduğu ve etüt merkezinde çalıştığı, erkeğin ise müdür yardımcısı olduğu tespit edilmiştir. Matematik öğretmeni olan kadının, çalışmasına engel durumunun olmadığı, rahatlıkla iş bulup çalışabileceğinin anlaşılmasına göre, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemez. O halde, davacı -karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
5.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü yönünden erkek yararına, erkeğin davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları ile iştirak nafakasının miktarları yönünden ise kadın yararına BOZULMASINA,
2.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek hâlinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.