Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1217 E. 2024/8088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, boşanmanın fer'ilerinin ne şekilde belirleneceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamından kadının evlilik birliğinin sarsılmasına neden olacak kusurlu bir davranışının varlığı ispatlanamadığı ve erkeğin tanıklarının beyanlarının soyut duyum ve yoruma dayalı olduğu, kadının çalışmasının da kusur olarak sayılamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin boşanmaya karar vermesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2443 E., 2023/3165 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/587 E., 2023/364 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesin'ce başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, müvekkiline ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu yalanlar söylediğini, başkalarının hayatına özendiğini, annesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini ve kadının bu duruma sessiz kaldığını, ailesine bağımlı olarak yaşadığını, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin hastalandığında ilgilenmediğini, annesinin yanına gittiğini, ortak çocuk küçük olmasına rağmen babasına refakat ettiğini, müvekkilinden habersiz olarak temizlik işine gittiğini, evi terk ettiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;davacının iddialarının doğru olmadığını, erkek eşin müvekkilinin telefonuna takip programı yüklediğini ona güvenmediğini, müvekkiline iftira attığını, hakaret ve küfür ettiğini, evden kovduğunu, cinsel birliktelikten kaçındığını, düğünde müvekkiline 5 adet bilezik, 1 adet altın zincir takıldığını, bileziklerden birini davacı erkek eşin askere giderken ihtiyaç nedeniyle satıldığını, 4'ünün ev satın alınırken kullanıldığını, ev ve arabanın davadan önce satıldığını, bu ziynet eşyalarının müvekkiline iade edilmediği gibi bedelinin de verilmediğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş , karşı davanın kabulü ile, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine aksi halde 500,00 TL ziynet alacağının faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının sık sık gece geç saatlere kadar komşulara gittiği, ev temizliğine gittiğini ve sanayide işe girdiğini ve bu durumu erkek eşten sakladığını, uzun süre küs kaldığını, güler yüzlü olmadığını erkek eşe izafe edilen kusurların, aradan geçen süreçte evlilik birliğinin fiilen devam etmesi karşısında affedilmiş yahut en azından hoş görülmüş sayıldığı, dinlenilen kadın tanık beyanlarının görgüye değil duyuma ve yoruma dayalı olduğu, mesajlara yönelik iddiaların ise somutlaştıramamış olmaları sebebiyle erkek eşe yüklenemediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tam kusurlu kadın eşin tazminata ve yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, düzenli ve sürekli gelir sahibi olan kadın eşin tedbir nafakasına da hak kazanamayacağı, ziynet eşyalarına yönelik olarak; ziynetlerin varlığı hususunda ispat yükü kendisinde bulunan kadın eşin tanık ve fotoğraf deliline dayandığı ve 5 adet bileziğin ve altın zincirin kadına düğünde takıldığının ispat edildiğini, erkek eşin 1 adet bileziğin kendisi tarafından bozdurulduğunu beyan ettiği, ispat yükünü ikrar sebebiyle üzerine almış ve ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kendisine verildiğini usulüne uygun deliller ile kanıtlayamadığı, kadının talep ettiği altın zincirin erkek eş tarafından alınıp iade edilmediği konusunda tanık beyanlarında somut bir anlatım yer almadığı ve erkek eşin bu hususta ikrarı bulunmadığından altın zincir yönünden ve koca tarafından da bu hususta ikrarda bulunulmadığı gerekçesi ile: kadının davasının reddine erkeğin kaşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, düzenli ve sürekli geliri olan kadın lehine tedbir nafakası şartlarının oluşmadığı, kadın hakkında yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat şartları oluşmadığından reddine, kadının ziynet eşyasının iadesi davasının kısmen kabulü ile, 5 adet 20 gram 22 ayar altın bileziğin kadına aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 46.600,00 TL'nin 500,00 TL'sinin karşı dava tarihi olan 16.10.2020 tarihinden, 46.100,00 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 23.02.2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğini toplanan delillerden kadına yüklenen kusurların kocanın kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile; davalı-davacı kadının erkek lehine hükmedilen manevî tazminat ile reddedilen tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, davacı-davalı erkeğin manevî tazminat taleplerinin ve davalı-davacı kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; her iki dava ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasının reddi ve erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadın vekilinin kendi boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta dinlenen davacı-davalı erkek tanıklarının sözlerinin sebep ve saiki açıklanamayan soyut duyum ve yoruma dayalı beyanlar olduğu, ve soyut beyan nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği gibi; kadının aile ekonomisine katkı sağlamak, ekonomik özgürlüğünü temin etmek maksadıyla çalışmasının veya çalışmak istemesinin kadın eşe kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmıştır. Dosya kapsamından davalı-davacı kadının evlilik birliğinin sarsılmasına neden olacak kusurlu bir davranışının varlığı ispatlanamamıştır. Bu itibarla davacı-davalı erkeğin boşanma davasının da reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda belirtildiği üzere davacı-davalı erkeğin davasının kabulü yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre kadının fer'îlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

2.Davalı-davacı kadının karşı boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davası (karşı dava) yönünden ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10..2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.