"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/177 E., 2023/2139 K.
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/683 E., 2022/462 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat miktarları, velâyet ve ziynet eşyası talebinin reddi yönlerinden; davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, kusur belirlemesi ve iştirak nafakası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraflarca yapılan istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine, ziynet alacağı davası yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları, velâyet ve reddedilen ziynet alacağı yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, kusur belirlemesi, iştirak nafakası, asıl davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin temyizine konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı- davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadının davasının kabulüne dair verilen karara karşı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından; yoksulluk nafakasının miktarına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından; istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesinin kadının davasının kabulüne yönelik kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-karşı davacı erkek vekili ile yoksulluk nafakasının miktarına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz hakları bulunmadığından davalı- karşı davacı erkek vekili kadının davasının kabulüne yönelik, davacı- karşı davalı kadın vekilinin yoksulluk nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin kadının davasının kabulü yönleri dışında, davacı-davalı kadın vekilinin ziynet alacağı ve yoksulluk nafakası yönleri dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılından itibaren ayrı yaşadıklarını, erkeğin evlilik birliğinin sorumluluklarından kaçtığını, evine bakmadığını, kadına hakaret ettiğini, çocuklarını ve kadını defalarca darp ettiğini, çocuklarını ve kadını başka bir kadın ile yaşamak için terk ettiğini, kirayı ve faturaları ödemediğini, bu yüzden elektrik ve suyun kesildiğini, kadının çalışmadığı için ortak iki çocuğu erkeğe bırakmak zorunda kaldığını, erkeğin ailesinin kadına hakaret ettiğini ve evden kovduğunu, erkeğin çocukları kadın ile görüştürmediğini, erkeğin başka bir kadın ile yaşadığını, davacı-karşı davalı kadının çocuklarını görmek için erkeğin evine gittiğinde bu kadının davacı-karşı davalı kadını darp ettiğini, davacı-karşı davalı kadının şikayetçi olduğunu, erkeğin halen çocuklarına karşı şiddet uyguladığını ve büyük çocuğun bu nedenle psikiyatrik tedavi gördüğünü iddia ederek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, her bir çocuk için 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarına ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili 15.03.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde 1.000,00 TL olarak bildirdikleri ziynet taleplerini 147.130,00 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Boğazlıyan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, esas yönündün ise kadının iddiaların soyut olaylara dayandığını, tarafların 2015 yılından beri ayrı yaşadıklarını, bu ayrılığın kadının eşyaları toplayıp gitmesi ile başladığını, iddiaların doğru olmadığını, tarafların görüşmediğini, kadının çocuklarını görmeye dahi gelmediğini, erkeğin çocuklarının bakımını tek başına yerine getirdiğini, ceza dosyasında da ortak çocuğun babasının kendisine vurmadığını söylediğini, kadının 5-6 yıldır ortak çocukları görmeye gelmeyip telefonla dahi görüşmediğini, bu nedenle velayet talebinin samimi olmadığını, erkeğin Gaziantep 5. Aile Mahkemesi'nin 2019/10 Esas sayılı dosyası ile kadına tedbir nafakası ödediğini, ziynet eşyalarının tamamen davacı-karşı davalı kadının tasarrufu altında bulunduğunu ve evden ayrılırken davacı-karşı davalı kamyon getirtip ev eşyaları dahil bütün kişisel eşyalarını kamyona yükleyip yanında götürdüğünü, büyük çocukları doğduktan sonra kadının sürekli çocuğu ablasına vermeyi istediğini söylediğini, erkek ve ailesine tamamen soğuk davrandığını, saygı göstermediğini ve dinlemediğini, başına buyruk hareket ettiğini, erkeğin ailesini evden kovmaya, erkek ile sudan sebeplerle kavga etmeye başladığını, hakaret ettiğini, kadının sinirli ve çocuklara karşı şiddet yanlısı olduğunu, ikinci çocukları dünyaya gelince çocuklardan birini kadının ablasına vermek istediğini, erkek kabul etmeyince çocuklarla ilgilenmeyi kestiğini, evin ve çocukların ihtiyaçlarını yerine getirmediğini, haksız yere erkekten şikayetçi olup uzaklaştırma kararı aldığını, çocukları eve kitleyip dışarı çıktığını, komşularının arayarak haber vermesi üzerine erkeğin bunu öğrendiğini ve pencerenin korkuluklarını keserek çocukları dışarı çıkardıklarını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, her bir çocuk için aylık 600,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek lehine 40.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... (...) ikinci çocuğuna hamileyken doğumdan önce Gaziantep'e ailesinin yanına geldiği, doğumu yaklaşınca annesi tanık ...'nin ...'yı aradığı ...'nın ".. kızını gönderme orada kalsın .." dediği, bu şekilde bir kaç kez göndermeyi teklif ettiği, ... gönderme demesine rağmen doğumdan önce ... (...)'yı evine gönderdikleri, ikinci çocuğun doğumunda eşinin eve gelmediği, ... (...)'nın anne ve babasının kızlarının yanına gittiği, tanığın aramasına rağmen ...'nın eve gelmediği, ... (...)'nın ailesinin eve erzak alıp, kızlarını bırakıp döndükleri, ... (...)'nın bu şekilde 3 yıl beklemesine rağmen ...'nın eve dönmediği, ... D. isimli kadınla yaşamaya başladığı, bu süreçte evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, ... (...)'nın ailesinin maddî olarak destek olduğu, yine ... (...)'nın temizliğe giderek ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığı, kira ödenmediği için ev sahibin sürekli ... (...)'yı evden çıkarmaya çalıştığı, tanık ...'nin ...'nın anne ve babasını aradığı, kirayı verin çocukların başında dursun dediği, onların "... oğlum yeniden evlendi, kızını istemiyorum, torunlarımı ver kızını gel götür...." dedikleri, ... (...)'nın çocuklarının bırakarak Gaziantep'e ailesinin yanında geldiği, bu olaydan sonra bir araya gelmedikleri zaten ikinci çocuğun doğumundan sonra ...'nın evden ayrıldığı, ...'nın boşanmak için Boğazlıyan 1. Asliye Hukuk mahkemesine 20.07.2016 tarihinde dava açtığı, ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği, ...'nın birlikte olduğu kadından 2020 doğumlu ... isimli bir çocuğunun olduğu, ... (...)'nın Gaziantep 5. Aile Mahkemesine nafaka davası açtığı, mahkemenin 2019/10 Esas sayılı dosyasında ... (...) lehine tedbir nafakasına hükmedildiği, öte yandan davalı- karşı davacı tanıklarının beyanlarına göre ... (...)'nın eşine hakaret ettiği, çocuğu ablasına evlatlık olarak vermek istediği anlaşılmış olup, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda iki tarafın da kusurlu olduğu ancak ...'nın kusurunun daha ağır olduğu kanaatine varılmış olup, iki tarafın da boşanmak istediği, tarafların tekrar bir araya gelerek evliliği devam ettirmelerinin mümkün olmadığı, evliliğin devamında menfaat kalmadığı" gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanunu'nun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, velâyeti babaya verilen çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına, kadın için Gaziantep 5. Aile Mahkemesinin 2019/10 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakasına hükmedildiğinden yeniden tedbir nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına, kadın lehine 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra tazminata yasal faiz işletilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının altınların zorla elinden alındığını ispat edemediğinden ispatlanamayan ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; karşı davanın kabulüne karar vermenin hatalı olduğunu, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, bu kusura rağmen maddî ve manevî tazminat miktarlarını az olduğunu, velâyetin babaya verilmesinin tümüyle hatalı olduğunu, erkeğin eşine ve çocuklarına şiddet uyguladığını ve bu şekilde üvey anne elinde bırakıldığını, kadının zorla evden ayrıldığını ve erkeğin ziynet eşyalarını kadının alıp gitmesine müsaade etmeyeceğinin açık olduğunu beyanla erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat miktarları, velâyet ve ziynet eşyası talebinin reddi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının kusurlu olduğunu, bu nedenle hak talep edemeyeceğini, kaldı ki tazminat miktarlarının oldukça yüksek olduğunu, kadının çocuklar için herhangi bir nafaka ödememenin yanında maddi ve manevi destekte de bulunmadığını beyanla aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, kusur belirlemesi ve iştirak nafakası yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalının az kusurlu, davalı-karşı davacının ağır kusurlu olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre karşı davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süreleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırı ve boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı lehine takdir edilen maddî-manevî tazminat ile tedbir/yoksulluk nafakasının miktarlarının makul olduğu, ortak çocukların yaşı, beyanları, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocukların üstün yararı gereğince velâyetlerinin davalı-karşı davacı babaya verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu, davacı-karşı davalının düzenli ve yeterli gelirinin bulunmadığı, davacı-karşı davalının kendisinin nafakaya muhtaç olduğu, nafakaya muhtaç olan davacı-karşı davalının iştirak nafakasından sorumlu tutulmasına ilişkin kararında doğru olduğu, davacı-karşı davalı tanıklarının ziynet eşyalarının akıbeti konusunda bizzat bilgi ve görgü sahibi olmadıkları, duyuma dayalı beyanlarda bulundukları, davacı-karşı davalının yemin deliline de dayanmadığı, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve ziynet eşyası alacağına yönelik red gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu ziynete ilişkin kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu" gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun ziynet alacağı yönünden kesin olmak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesini tekrar ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları, velâyet ve ziynet eşyası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesini tekrar ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, bulunması halinde geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ve 191 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6098 sayılı Kanun`un 50 ve 51 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davalı erkek vekilinin tüm davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin, reddedilen ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin, yoksulluk nafakası miktarına yönelik; davalı-karşı davacı erkek vekilinin, kadının davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
3.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin ve davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
b.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,
c.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin ...'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.