Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1246 E. 2024/1858 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, Yargıtay’ın daha önce verdiği bozma kararına, yerel mahkemece uyulup uyulmadığı ve bozma kapsamı dışında kalan konularda yeniden hüküm kurulup kurulamayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına rağmen bozma kapsamı dışında kalan konularda yeniden hüküm kurması, davalı vekilinin mazeretinin kabulüne rağmen yokluğunda hüküm kurulması ve nafaka miktarında çelişki olması nedeniyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/382 E., 2023/792 K.

DAVA TARİHİ : 21.05.2019

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin esastan ret kararının yoksulluk nafakası ile tazminat miktarları yönünden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine, tarafların boşanmalarına ve ferilerine verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının davacı- davalı kadın vekili tarafından katılma yoluyla adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasının dava dilekçesinde özetle; davalı eşin Zonguldak'ta E.Y. adlı kadınla evlilik dışı ilişki yaşamaya başladığını, bu kadını ortak haneye getirmek için ailesi ile birlikte kadına şiddet uyguladığını, kadını kusurlu göstermeye çalıştığını, boşanma davası açtığı tarihten önce ve sonra kadına karşı ekonomik, psikolojik, fiziksel her türlü şiddet ve hakarette bulunduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle boşanmasına, kadın lehine aylık 15.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000.000,00 TL maddî 10.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkeğe usulüne uygun olarak tebliğ edilen dava dilekçesine karşı süresinde cevap verilmemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili tarafından açılan birleşen dosyanın dava dilekçesinde; davacı-davalı kadının sebepsiz yere evi terkettiğini, evlilik birliği içerisinde savurgan harcamalar yaparak ihtiyacı olmadığı halde başkalarından borç para aldığını, kadının erkeğin cebinden para çalmasının evlilikte güven ilişkisini zedelediğini, eşine güvenemez olduğunu, sürekli boşanmakla tehdit ettiğini, en son görüşmeye gittiğinde üzerine kaynarsu döktüğünü, öncesinde açtığı boşanma davasının reddedildiğini, tarafların 16 yıldır ayrı yaşadıklarını, evliliğin devamında tarafların herhangi bir menfaati kalmadığını, asıl davanın reddi ile boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin yaklaşık 15 yıldan fazla zamandır başka bir kadınla aynı evde yaşadığını, bu kadından 3 çocuğunun olduğunu, halen bahsedilen kadın ile beraber yaşam sürdüğünü, erkeğin yargılamadaki iddialarının ise gerek ispat edilememesi ve kadının hareketlerinin tepkisel olması gerekse üzerinden 15 yıl gibi uzun süre geçmiş olması sebebi ile samimi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davacı-davalı kadına kusur olarak yüklenmediğini, evliliğin sona ermesinde erkeğin tamamen kusurlu olduğunu belirtilerek; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 maddesi uyarınca zina sebebiyle boşanmalarına, davacı-davalı kadın eş lehine aylık 750,00 TL tedbir ve 3.000,00 TL yoksulluk nafakası, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili katılma yolu ile hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, nafakaların ve tazminatların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin davasının reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili nafakaların ve tazminatların miktarları yönünden; davalı-davacı erkek vekili ise kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin davasının reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire’nin 09.02.2023 tarih ve 2022/9567 Esas, 2023/562 Karar sayılı kararı ile, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının kadın ise bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının tazminat ve yoksulluk nafaka miktarı yönünden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafaka miktarı ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi bozulmasına, temyize konu diğer hükümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen tüm tanıklar erkeğin yaklaşık 15 yıldan fazla zamandır başka bir kadınla aynı evde yaşadığını, bu kadından 3 çocuğunun olduğunu, halen bahsedilen kadın ile beraber yaşam sürdüğünü, UYAP entegrasyon sistemi kayıtlarından alınan nüfus kaydında da E. isimli bir kadından çocukları olduğunun anlaşıldığı, bu haliyle 15 yıldan fazla süregelen ilişkide kadının zina sebebiyle dava açmakta haklı olduğu, asıl davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiği; erkeğin boşanma sebebi olarak ileri sürdüğü vakıaları aradan uzun zaman geçtikten, asıl dava açıldıktan sonra boşanma sebebi olarak ileri sürmesinin iyiniyetli bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tutum ve davranışlarının sebep olduğu tüm tanık beyanları ile sabit olduğu gerekçesi ile birleşen davanın reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına 1.000.000,00 TL manevî ve 1.000.000,00 TL maddî tazminata, ara kararı ile kadın eş yararına hükmedilen aylık 10.000,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesine müteakip 10.000,00 TL'nin yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davasının reddine ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka miktarı belirlenir iken gerekçede 1.000,00 TL yazılmasına karşın hüküm fıkrasında 10.000,00 TL yazılmasının çelişki oluşturduğunu, bozmaya uyma kararı verilmediğini, mazeretinin kabul edilmesine karşın yargılamaya devam edip karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; nafaka belirlemesinde çelişki yaratıldığını, miktarının düşük olduğunu, tazminat miktarlarının da az olduğunu, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın nafaka ve tazminat miktarları yönünden bozulmasın karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmemesinin sonuca etkili olup olmadığı, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden yeniden hüküm kurulmasının doğru olup olmadığı, nafaka yönünden kurulan hükümde çelişki olup olmadığı, kesinleşen yönlerden yeniden temyiz incelemesi yapılıp yapılmayacağı ile tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 298 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 373 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Karşılıklı açılan boşanma davasının yargılaması neticesinde İlk Derece Mahkemesince, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne ve fer'îlerine karar verilmiş, karar taraflarca istinaf edilmiş ve istinaf incelemesi sonucunda tarafların başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bu karar taraflarca temyiz edilmiş ve Daire'nin 09.02.2023 tarihli kararı ile erkeğin tüm itirazlarının reddi ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesi ile bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

2.Bozma sonrası 24.10.2023 tarihli celse de davalı- davacı erkek vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği açıklanmış; davalı-davacı erkek vekilinin yokluğunda yazılı şekilde karar verilmiştir. Mahkemece, davacı-davalı erkek vekilinin mazereti kabul edildiğine ve vekil mazeret beyanında bulunurken yokluğunda hüküm kurulması talebinde de bulunmadığına göre, davacı-davalı erkek vekilinin yokluğunda karar verilerek savunma hakkı kısıtlanıp, hukuki dinlenilme hakkını ihlaline neden olacak şekilde davanın sonuçlandırılması 6100 sayılı Kanun'un 184 üncü ve 186 ncı maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Daire'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen bozmaya ilişkin ilamı sonrasında, davalı- davacı erkek vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilmiş, davacı- davalı kadın vekilinin beyanı alınmış ancak bozma ilamına karşı beyanları alınmamış ve Mahkemece bozma ilamına uyulup uyulmama konusunda bir karar da verilmemiştir. Mahkemece yapılacak iş, bozma ilamına karşı tarafların diyecekleri sorulup, bozma ilamına uyulup uyulmayacağı hususunda karar verilmesi ve uyulması halinde bozma ilamında belirtilen şekilde münhasıran bozmaya konu maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden hüküm kurulması gerekirken mazareti kabul edilen davalı- davacı erkek vekilinin yokluğunda bozma kapsamı dışında kalan boşanma hükmü ile erkek yararına kazanılmış hak oluşan kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden de üstelik çelişkiye neden olacak şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

İstek halinde temyiz karar harcının yatıran Turhan'a geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.