Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1247 E. 2024/8899 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi ile ziynet alacağının kabul edilip edilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz itirazlarının reddiyle onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/461 E., 2023/2162 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/697 E., 2022/986 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından nafaka miktarı ile ziynet alacağı davsının reddi yönlerinden, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, nafaka ve tazminatlar yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre davacı-karşı davalı kadının reddedilen ziynet alacağı davası ve temyize konu edilen toplam miktar 138.818,75 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin ve davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına hakaret ettiğini, aşağıladığını, psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli alkol adlığını ve eşyalara zarar verdiğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına,

ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için 500.000,00'er TL maddî ve manevî tazminat ile aylık 5.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için aylık 5.000,00'er TL tedbir/iştirak nafakasına, müvekkiline ait ziynet alacağına yönelik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, kadın vekili 14.09.2022 tarihli dilekçesi ile ziynet alacağını 138.818,75 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kabul etmediğini, kadının dayısı, kardeşi için çekilen krediler, yapılan yardımlar ve altınların da aile birliği içinde muhafaza edilmeyerek başka amaçlarla kullanılması ve kadının sadece kendi ailesi ve yakınlarını düşünmesi, bunu yanında müvekkilin yakınlarının annesinin ise eve ziyaret için bile gelmesinin yasaklanmış olması, müvekkil üzerinde bu şekilde sürekli baskı yaratarak gerek müvekkilin gerekse de aile birliğini ekonomik bakımdan tehlikeye sokması, bu davranışlarından vazgeçmediği gibi müvekkil üzerinde ekonomik yönden talep ve isteklerinin hiçbir zaman bitmemesi ve tüm çabalara rağmen memnuniyetsizlik göstererek müvekkil her zaman bu konularda rahatsız etmesi sebebiyle son yıllarda taraflar arasındaki sıkıntılar artmış ve müvekkil haklı olarak karşı davalı tarafından oluşturulan baskı ve taleplerin artık akraba dayanışmasını aşan dereceye ulaşması sebebiyle aralarında anlaşmazlıklar artmaya başladığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkil lehine 300.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına " o..pu, kamyon tekeri, " eşşeoğlu eşek, o...pu çocuğu" " şeklinde hakaretler ettiği, " Bunun fiziği şöyle, yaşı büyük, sen anlamazsın, senin kafan basmaz " şeklinde aşağılayıcı incitici sözler sarf ettiği, "seni vuracağım, öldüreceğim" şeklinde tehditlerde bulunduğu, sıklıkla alkol kullandığı, müşterek konutta ki eşyalara zarar verdiği, kadının ailesi ile yeterli düzeyde iletişim içerisinde olmaktan kaçındığı ve bu konuda kadına da baskı yaptığı, kadının sadakatsizlik ve darp iddialarının iddialara konu olaylardan sonra tarafların aynı çatı altında oturduklarının tanık beyanlarından anlaşılması nedeni ile bu vakıalar yönünden kadının erkeği affettiği, en azından bu vakıalar yönünden hoş gördüğü, kadının erkeğin kendisini iş yerinde çalıştırarak sigortasını yaptırmadığına ilişkin vakıasının ise dinlenen her iki taraf tanık beyanları kapsamı değerlendirildiğinde ispatlanamadığı, kadının erkeğin ailesi ile yeterli düzeyde iletişim içerisinde olmaktan kaçındığı, "tarafların düğünlerinde takılan ziynetlerin kadının dayısına ödünç olarak verilmesi (sonradan iade edildiği taraf tanık beyanları ile teyit edilmiştir), erkeğe kadının kız kardeşi için kredi çektirilmesi" şeklinde zaman zaman ekonomik baskı da bulunduğu, müşterek konutun ve ortak çocukların sorumluluklarını tek başına üstlenmek konusunda zaman zaman yetersiz kaldığı dinlenen her iki taraf tanık beyanlarından anlaşıldığı, kadına hakaret ve tehdit içeren sözler sarf eden erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, henüz ergin olmayan ortak çocukların velâyetinin tarafların ayrı yaşadıkları süre boyunca annenin yanında yaşamaları, anne yanında bir düzen kurmaları, çocukların yüksek yararı ile bu konudaki uzman raporuna itibar edilerek anneye verilmesi gerektiği, kadının ziynet alacağı davasının ise ispatlanamadığı gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar için aylık 4.000,00 TL tedbir ve 4.750,00 TL iştirak nafakasına, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın için aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası ile 4.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kabul edilen karşı dava, kusur tespiti, tazminatlar ve nafakaların miktarı ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kabul edilen dava, kusur tespiti ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadına yüklenen kusurların bir kısmının duyuma dayalı olduğu, bir kısmından sonra evliliğin birliğinin devam ettiği, kadının ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, karşı davanın reddine karar verilecek yerde kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı, erkek adına kayıtlı çok sayıda gelir getirecek taşınmaz bulunması, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşulları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın ile ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir/yoksulluk/iştirak nafakalarının miktarının makul olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın kabulü ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile tedbir/yoksulluk/iştirak nafakası takdiri, ortak çocukların yaşı, beyanları, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocukların üstün yararı gereğince çocukların velayetinin anneye verilmesine ilişkin karar ile aile konutunun kadın ve çocuklar için tahsisine ilişkin ara kararı doğru olduğu, ziynet alacağı davasının reddine ilişkin delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, kadının ziynet eşyası alacağı davasını ispat edemediği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin davasının reddine, kadın için 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın temyiz dilekçesinde; nafakaların miktarı ile reddedilen ziynet alacağı davası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekil temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı-karşı davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışında ve davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.