"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3163 E., 2023/2042 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/762 E., 2022/582 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından kaldırma kararından sonra dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının birleşen davasında boşanma hükmünün kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığna, erkeğin asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde;evlilik birliği kurulmadan önce kadının sağlık sorunlarının olduğunu kadının ailesi tarafından gizlendiğini, evlendikten sonra müvekkilinin eşinin kendisini algılamakta, diyalog kurmakta zorlandığını, müvekkilinin kadını hastaneye götürdüğü doktor raporunda kadının beyninde küçükken geçirmiş olduğu bir hastalıktan dolayı beyninin sağ lobunun az geliştiğini, müvekkilinin bu durumu öğrendiğinde eşinin ailesi tarafından aldatıldığını anladığını, kadınla bu hastalığı bilseydi belki hiç evlenmeyeceklerini konuştuklarını, kadının amcasını arayarak gelip kendisini almasını istediğini ve ailesinin yanına döndüğünü belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin çeşitli bahanelerle müvekkilinin evden gitmesi yönünde baskı yaptığını, evliliği sonlandırmak istediğini belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 1.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2020 tarihli 2018/50 Esas, 2020/389 Karar sayılı kararı ile kadının evin temizliğine özen göstermediği, evin dağınık ve pis olduğu; erkeğin ise kadının rahatsızlığını öne sürerek evliliği sonlandırmak istediği, kadının sırf bu nedenle aile evine dönmek zorunda kaldığı,kadının psikolojik ve duygusal şiddet yaşamış olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu, kısa kararda "asıl davanın reddine" kısmının sehven yazıldığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı-davacı kadın vekili, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2021 tarihli 2020/2140 Esas, 2021/2573 Karar sayılı kararı ile kısa kararda asıl davanın reddine karar verildiği halde gerekçeli kararda asıl davanın kabulüne karar verilerek çelişki oluşturulduğu gerekçesiyle birleşen davadaki boşanma kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden bu kısım hariç kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evin temizliğine özen göstermediği, evin dağınık ve pis olduğu; erkeğin ise kadının rahatsızlığını öne sürerek evliliği sonlandırmak istediği, kadının sırf bu nedenle aile evine dönmek zorunda kaldığı,kadının psikolojik ve duygusal şiddet yaşamış olduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle birleşen dava hakkında kesinleşmiş boşanma kararı olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 600,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen kusurlara erkek tarafın vakıa olarak dayanmadığı, kadına yüklenecek başka kusur da bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın reddine karar verilecek yerde kabulüne ve tarafların boşanmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, bununla birlikte birleşen davada daha önce verilen boşanma hükmü kesinleşmekle asıl davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, kadının ağır ya da eşit kusurlu olmaması nedeniyle yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiği, evlilik süresi ve tarafların ekonomik durumu değerlendirildiğinde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, birleşen davada verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden, konusu kalmayan asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 30.000,00TL toptan yoksulluk nafakasına, 30.000,00TL maddî ve 30.000,00TL manevî tazminata, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının hastalığının yeterli şekilde açıklanmadığını, bu hastalık nedeniyle günlük işlerde ve aile içi iş bölüşmelerinde sıkıntı yaşandığını, kadının kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların haksız olduğunu, zaten yoksulluk nafakası olarak bir kısım ödeme yapıldığını, buna ek olarak toptan nafakanın ödenmesinin haksızlık olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararından önce kadının yeni bir evlilik yaptığını, bu yönden de toptan nafakanın haksız olduğunu, vekâlet ücretinin ödendiğini, yargılamanın uzun sürmesi ile iki katı olacak şekilde vekâlet ücretine hükmedildiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğunu belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatlar, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.