Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1258 E. 2024/10123 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi davasında, taşınmazın dava açıldıktan sonra üçüncü kişiye devredilmesi nedeniyle davacı tarafından tazminat talebinde bulunulması üzerine, üçüncü kişi aleyhine verilen kararın hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanarak davayı tazminat davasına dönüştürdüğü, ancak üçüncü kişi hakkında 4721 sayılı TMK'nın 241. maddesi uyarınca açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığı gözetilerek, üçüncü kişi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davanın ayrılması gerektiğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/515 E., 2023/410 K.

DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Mümkün Olmaması Halinde Katılma Alacağı

Taraflar arasındaki davanın bozma sonrası yapılan muhakemesi sonunda Mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, özellikle davalı ...'nin kendisini vekille temsil ettirdiğine dair dosya kapsamında bir vekâletname bulunmadığına göre hükmün (1-B) nolu bendinde yer alan 'Davalı' ifadesinin maddi hata niteliğinde olup aslında yazılması gerekenin 'Dahili davalı ...' olduğu, ancak tapu iptali ve tescil talebi yönünden vekâlet ücreti hükmedilmemesi gerekirken temyiz edenin sıfatına göre aleyhe bozma yasağı uyarınca bu hususun bozma sebebi yapılamayacağı anlaşılmakla; dahili davalı ... vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi uyarınca, hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.

3. 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi de 'Dava konusunun devri' başlığı ile ''... (1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: /a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. /b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür. /(2) Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. (Ek cümle:22/7/2020-7251/11 md.) Bu takdirde dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. ... '' şeklinde düzenlenmiştir.

4. Kural olarak, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun) md. 235/1). Ancak edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken "eklenecek değerler" de göz önünde bulundurulur. 4721 sayılı Kanun'un 229 uncu maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir.

5. Bu tür uyuşmazlıklarda; öncelikle, davalı eş tarafından 4721 sayılı Kanun'un 229 uncu maddesinde sayılan amaç ve doğrultuda kazandırma veya devrin yapılıp yapılmadığı araştırılıp belirlenmelidir. Mahkemece, karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının anlaşılması durumunda, söz konusu mal mevcut kabul edilerek yapılan hesaplamada davacı tarafın katılma alacak hakkının olup olmadığı, varsa miktarı saptanarak davalı eşten tahsili yönünde hüküm kurulmalıdır.

6. Karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının tespit edilmesi halinde, işlemin (tasarrufun) iptaline karar verilemez ve üçüncü kişi davalı olarak gösterilse dahi bu aşamada davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağından sorumlu tutulmaz. Sadece, üçüncü kişi hakkında 4721 sayılı Kanun'un 229 uncu maddesindeki amaç ve doğrultuda lehine kazandırma veya devrin yapıldığının tespit edilmesi ve tasfiye sırasında borçlu eşin mal varlığı ya da terekesinin borcu ödemeye yetmediğinin anlaşılması durumunda, sonradan üçüncü kişi aleyhine 4721 sayılı Kanun'un 241 inci maddesine göre eksik kalan miktarla sınırlı olarak alacak davası açılabilecektir. Başka bir anlatımla, borçlu eşin mal varlığı veya terekesi tasfiye borcunu ödemeye yetiyorsa, hiçbir zaman lehine kazandırma yapılan üçüncü kişi davacıya ödenecek katılma alacağından sorumlu tutulmayacaktır.

7. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca, dahili davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelemesine gelince; davacı vekilinin dava dilekçesinde boşanma talebi ile birlikte davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/2'sinin müvekkili adına tescilini talep ettiği, tasfiye konusu taşınmazın dava açıldıktan sonra 14.11.2013 tarihinde 3. kişi olan ...'e devredildiği, tapu iptali ve tescil talebi yönünden dava boşanma dava dosyasından ayrıldıktan sonra, davacı vekilinin 17.03.2015 tarihli dilekçesi ile de taşınmazın davalı eş tarafından 3 kişiye satılması sebebiyle 11.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ettiği, işbu dilekçe ile davacının 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca seçimlik hakkını kullanarak davayı devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürdüğü, ayrıca dahili davalı olarak davaya dahil edilen ... hakkında 4721 sayılı Kanun'un 241 inci maddesi uyarınca açılmış usulüne uygun bir dava da bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece dahili davalı olarak davaya dahil edilen ... yönünden 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi uyarınca husumet bulunmadığından ve 4721 sayılı Kanun'un 241 inci maddesi uyarınca usulüne uygun açılmış bir dava da bulunmadığından dahili davalı olarak davaya dahil edilen ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dahili davalı olarak davaya dahil edilen ... yönünden davanın ayrılmasına karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün dahili davalı ... yönünden BOZULMASINA,

2. Dahili davalı ... vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

17.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.