Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1290 E. 2024/8735 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, maddi ve manevi tazminat miktarı ve çocuk yararına iştirak nafakası miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların ilk fiili ayrılığından sonra kısa süreli birlikte yaşamalarının affı göstermediği, erkeğin kadına birden fazla fiziksel şiddet uygulaması, ayrılık döneminde kadının ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamaması ve kadını aşağılayıp küçümsemesi gibi kusurlarının ağır kusur olarak değerlendirildiği gerekçesiyle erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğuna dair kararı, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2411 E., 2023/2804 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1515 E., 2022/983 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeği sürekli yalnız bıraktığını, şehir dışı ziyaretlerine gittiğini, erkeğin görevi gereği gittiği şehirlerde yalnız kaldığını, 2012 yılında tarafların ayrı kalmasına neden olan olayda kadının o gün sınav evrakını alacağını söylediğini, tüm gün dışarıda olmasına rağmen almadığını, en son geç saatlerde tanımadığı insanlarla muhatap olup bilgisayar kullanmak istediğini, erkeğin de buna tepki gösterdiğini, bunun üzerine ertesi gün kadının çocuklarla evi terk ettiğini, tarafların 8 yıl ayrı kaldığını, çocukları erkeğe göstermediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin öfkeli, aşağılayan, hor gören ve küçümseyen tavrı nedeniyle kadının erkekten korktuğunu, erkeğin baskı kurduğunu, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, kadının aile ve arkadaşlarını ziyaret etmesine izin vermediğini, kadını beğenmediğini, küçümsediğini, tarafların ayrılmasına neden olan olayın erkeğin fiziksel şiddet uygulaması olduğunu, erkeğin her fırsatta hakaret edip aşağıladığını, sevmediğini ve istemediğini söylediğini, bayramlarda ve tatillerde erkeğin ailesinin yanında geçirme zorunluluğu olduğunu, erkeğin tekrarlı olarak fiziksel şiddet uygulayıp eşyaları fırlattığını, erkeğin evin ihtiyaçlarını almadığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 125.000,00 TL maddî ve 175.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların son olaydan önce bir süre ayrı yaşadıkları ve kadının baba evine geldiği, araya aracı olarak büyüklerin girdiği ve tarafların yeniden bir araya geldikleri barışıp Karapınar'a evlerine döndükleri, bu tarihten önceki olayları tarafların affettiği en azından hoşgörüyle karşıladıklarının sabit olduğu ve kusur izafesinde dikkate alınmadığı, Karapınar'a gittikten sonra tarafların yeniden tartıştıkları kadının erkekten habersiz evi terk ederek Ordu'ya kardeşinin yanına çocuklarıyla birlikte gittiği, erkeğin haberi olmasına rağmen bir yıl boyunca kadın ve çocukları arayıp sormadığı, bu iki hususun taraflara kusur olarak yüklendiği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... yargılama sırasında ergin olduğundan velayeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 900,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ...'ın baba ile yaşadığı anlaşılmakla tedbir nafakası verilmesine yer olmadığına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ilk fiili ayrılıktan sonra yeniden birlikte yaşamaya devam ettikleri, ikinci ayrılığa kadar geçen sürenin 15 gün olduğu, fiili ayrılıkların arasında geçen sürenin kısalığı nazara alındığında kadının erkeği affettiğinin kabulüne imkan bulunmadığı, bu nedenle erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında kadına birden fazla fiziksel şiddet uygulama, ayrılık döneminde kadının ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamama ve kadını aşağılayıp küçümseme kusurlarını da işlediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzelitilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.250,00 TL iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, en azından eşit kusurlu kabul edilmeleri gerektiğini, tarafların yeniden bir araya geldiklerinde 15 günden daha fazla süre bir arada bulunduklarını, evlilik birliğinin yeniden kurulduğunu, bu nedenle erkeğe yüklenen kusurların af kapsamında kaldığını belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların eksik olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, karşı davanın tüm talepler ile kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların ve çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.