"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1517 E., 2023/1829 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölcük 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/782 E., 2022/485 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin intihar ederim diye psikolojik şiddet kurarak kadını kendi ailesinin yanında oturmaya zorladığını, erkeğin annesi öldükten sonra babasının tüm yardım ve bakımı ile davacı kadının ilgilendiğini, erkeğin iki yıl yurt dışında çalıştığını ve kazandığı parayı babasına gönderdiğini, kadının ziynet eşyalarını da rızası olmadan davalı erkeğin babasının aldığını, davalı erkek ve ailesinin sürekli kadına hakaret ettiğini, kadının evlilik boyunca sürekli fiziksel şiddete maruz kaldığını, erkeğin sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, küçük düşürdüğünü, evi terk ettiğini, bunun üzerine kadının boşanma davası açtığını, bu süreçte erkeğin maddî desteğini kestiğini, tedbir nafakasını ödemediğini, daha sonra erkeğin kadın ile barışmak istediği, yeni bir ev alma veya kiralama sözü verdiğini, yeminler ettiğini, davacı kadının affetmese de maddî ve manevî şartlar nedeniyle evine dönmek sorunda kaldığını, ancak erkeğin vermiş olduğu hiçbir sözü yerine getirmediği gibi evlilik birliğini pek kötü ve onur kırıcı muameleler ile katlanılmaz hale getirdiğini, sürekli cinsel ilişkiye girmek istediğini, hatta bunu çocukların önünde tartıştığını, maddî anlamda tehdit ettiğini, küfür ve hakaret dolu sözler ile çocuklarının önünde davacı kadını aşağılayıp küçük düşürdüğünü, erkeğin kadını istemediğini söylediğini ve ailesine hakaret ettiğini, her geçen gün artan psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddete kadının daha fazla dayanamayıp ailesinin yanına yerleştiğini, erkeğin çocukların annesinin yanına gitmesine izin vermediğini, maddî destek vermediğini, kadına ve çocuklarına karşı sevgisiz ve ilgisiz olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile tarafların pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, mahkeme aksi kanaatte ise evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı kadın lehine 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; aleyhine verilen beyanların hiçbirini kabul etmediğini, daha öncesinde kadının boşanma davası açıp feragat ettiğini, aynı iddialar ile yeniden dava açılmasının kanuna ve usule aykırı olduğunu, kadının istediği gibi alışveriş yaptığını, her türlü destekte bulunduğunu, kadının hep ailesinin yanında yer aldığını, kendisine soğuk davranıp ilgi göstermediğini, en ufak şeyleri büyüterek kendisini suçladığını beyan ederek davanın ve tüm taleplerin karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkek davacı kadına cinsel şiddet uygulamış ise de davalı kocanın bu davranışları pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli görülmediği ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 162 nci maddesi gereğince pek kötü ve onur kırıcı davranış hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davanın sübut bulmadığından ötürü reddine karar verildiği, davalı erkeğin, barıştıkları sırada davacı kadına yeni bir ev alma veya kiralama konusunda vermiş olduğu sözü tutmamak, davacı kadını takip eden günlerde üst üste cinsel birlikteliğe zorlamak, cinsel talepleri ile ilgili tartışmaları ortak çocukların yanında yapmak suretiyle davacı kadını küçük düşürmek, davacı kadına küfür etmek, davacı kadına ekonomik ve cinsel şiddet uygulamak, ortak çocukları da annelerinin yanına gitmeleri halinde onları maddî destekten mahrum bırakacağı yönünde tehdit etmek suretiyle onlara da ekonomik şiddet uygulamak, davacı kadının ablası hakkında sinkaflı ifadeler kullanmak, ortak çocuklara davacı kadını artık istemediğini ve başka biri ile evleneceğini söyleyerek davacı kadına sevgisiz davranmak suretiyle söz konusu yükümlülüklere aykırı davrandığı, ortak yaşamı davacı kadın için çekilmez hale soktuğu, tam kusurlu davranışlarıyla birliğin temelinden sarsılmasına yol açtığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın lehine hükmolunan aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı kadın lehine kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 45.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kanaatinin de cinsel şiddet uygulandığı yönünde olduğu, ancak davanın pek kötü muamele olarak kabul görmediğini ve kararın bu yönden kaldırılması gerektiğini, maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu, yoksulluk nafakasının da iktisadi anlamda en temel ihtiyaçları karşılamayacak derecede düşük olduğunu, ileri sürülen vakıaların tamamının tarafların bir araya gelmesinden sonra yaşandığını beyanla istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar barıştıktan sonra çok kısa bir süre bir arada yaşadıklarını, bu sürede yeni bir ev alma veya kiralama olasılığının olmadığını, davacı kadının daha önceki feragat ettiği boşanma davasından önceki olay ve iddiaların kusur atfedilemeyeceğini, erkeğin şiddetin hiçbir türlüsünü uygulamadığını, kusurlu tarafın davacı kadının olduğunu, hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına itiraz ettiklerini beyanla kararın kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, istinaf sebeplerini tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur değerlendirmesi, davacı kadın lehine tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.