"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/898 E., 2023/2250 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İnegöl 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/62 E., 2022/1022 K.
Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ile iştirak nafakasının artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen 10.03.2023 tarihli ek karar davalı vekiline 15.03.2023 tarihinde tebliğ edilmesine karşın ek karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2023 tarihli ek kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalının temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının 10.03.2023 tarihli ek karara yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı vekilinin reddedilen yön dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı anne vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Milas 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2020/137 Esas, 2020/132 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, çocuklarının velâyetinin davacı anneye verildiğini, çocuk ile davalı baba arasında yılda 180 gün olan kişisel ilişki tesisinin davacı annenin velâyet hakkını ciddi ölçüde kısıtladığını, velâyeti davacıda olan çocuğun rahatsızlığı sebebiyle iyi beslenmesi gerektiğini, ayrıca alerjisi ve rutin kontrolleri sebebiyle hastane masraflarının bulunduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 324 üncü ve 331 inci maddeleri gereğince davasının kabulüne kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı baba vekili cevap dilekçesinde özetle; Milas mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın birlikte görülmesinin doğru olmadığını, velâyetin değiştirilmesi davasının bekletici mesele yapılmasının gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 324 üncü ve 331 inci maddeleri gereğince davanın kabulüne, çocuk ile baba arasında her ayın 4. haftası Cumartesi günü saat 10.00 ile Pazar günü saat 20.00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10.00 ile 3. günü saat 18.00 arasında, sömestr tatilinin 1. günü saat 10.00’dan 7. günü saat 18.00’a kadar, her yıl babalar günü saat 10.00 ila 18.00 arası ve yaz döneminde her yılın Temmuz ayının 1. günü saat 10.00'dan 31. günü saat 18.00'e kadar kişisel ilişki kurulmasına çocuk için aylık 1.000,00 TL nafakanın dava tarihinden itibaren tedbir nafakası olarak, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince 10.03.2023 tarihli ek karar ile davacı tarafın tavzih talebinin kabulü ile nafaka yönünden davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmiş, bu ek karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olduğunu, baba ile görüşmenin çocuğun neden yüksek yararına olduğunun anlaşılmadığını, kişisel ilişki ve nafaka miktarının değiştirilmesini gerektirir koşulların oluşmadığını, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine karşın vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece hükmedilen iştirak nafakasının aylık 1.000,00 TL, yıllık 12.000,00 TL olması ve kararın kesinlik sınırının altında kalması sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun (6100 sayılı Kanun)341 inci, 346 ncı ve 352 inci maddeleri uyarınca istinaf başvuru dilekçesinin reddine; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik davada davanın mahiyeti gereği bu düzenlemenin mahkemenin taktirinde olduğu, bu kabulün davanın kısmen kabulü anlamına gelmeyeceği, davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin isabetli olduğu; çocuğun yaşı, okul durumu ve fiziksel gelişimi dikkate alındığında, anlaşmalı boşanma davasında kurulan şahsi ilişkinin çok fazla olduğu, bu ilişkinin anne ve babanın ebeveynlik duygularını engellemeyecek şekilde çocuğun yüksek yararı uyarınca yeni şartlara uygun olarak düzeltilmesinin doğru olduğu, ancak İlk Derece Mahkemesince belirlenen kişisel ilişki süresinin de babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı, hükmün kişisel ilişkiyi düzenleyen 1.bendinin kaldırılmasın gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün 1. inci bendi olarak çocuk ile baba arasında her ayın 2. ve 4. hafta sonu Cumartesi günü saat 10.00 ile Pazar günü saat 20.00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 10.00 ile 3. günü saat 18.00 arasında, sömestr tatilinin 1. günü saat 10.00’dan 7.günü saat 18.00’a kadar, her yıl babalar günü saat 10.00 ila 18.00 arası ve yaz döneminde her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 10.00'dan 31. günü saat 18.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, yazılmasına; iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusu dilekçesinin reddine, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca iştirak nafakası yönünden kesin olarak karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;kişisel ilişki süresinin değiştirilmesini gerektirir bir durumun olmadığını, baba ile görüşmesinin engellendiğini, farklı ve uzak şehirlerde olduklarının gözardı edildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki ve İlk Derece Mahkemesince verilen 10.03.2023 tarihli ek karar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel ilişki süresinin çocuğun yüksek yararına ve babalık duygularını tatmine elverişli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 182 nci, 324 üncü ve 331 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2023 tarihli ek kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...