"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1814 E., 2023/2050 K.
DAVA TARİHİ : 29.12.2017
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları yönünden kadın yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın için yeniden maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 2011 yılında evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, davalı-davacı kadının son zamanlarda müvekkiline "sen yaşlısın ben gencim, ya sen bir anda ölürsen, ayrılsak mı, genç birini bulup onunla kaçsam mı" gibi anlamsız sorular sorduğunu, kendisini rahatsız ediyorlar diye ikinci bir cep telefon hattı kullanmaya başladığını, bazen geceleri konuşmalarını ve mesajlaşmalarını gördüğünde arkadaşlar diyerek geçiştirdiğini, müvekkilinin kadına verdiği paraları da alarak evi terkettiğini, müvekkili aradığında "sen benim dengim değildin, paralarla yeni bir hayat kuracam, senden bıktım, avukatımdan boşanma dilekçesi gelecek" dediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına yasal faizleriyle birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap, birleşen dava ve 13.05.2019 tarihli ıslah dilekçeslerinde; asıl davanın reddini istemiş, erkeğin evliliğin ilk günlerinden itibaren müvekkiline saygısız davrandığını, hakaret edip şiddet uyguladığını, müvekiline iş bulduğunu ve çalışmasını istediğini, maaş günleri bizzat işten aldığını ve kadının maaşına rızası olmamasına rağmen el koyduğunu, evin ihtiyaçlarını karşılamak yerine define aramaya gittiğini, hamileyken çalışamazsın diyerek kürtaj olmaya zorladığını, ters ilişkiye zorladığını, davacı-davalı erkeğin müvekkilini para karşılığı başka erkeklerle birlikte olmaya dahi zorladığını, özel fotoğraflarını kadının ailesine göstereceğinden bahisle tehdit ettiğini, 27.12.2017 tarihinde maddî konularda tartışma çıkması üzerine müvekkiline iftiralar attığını, şiddet uygulayarak evden kovduğunu, asıl davanın reddini, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı-davacı ... 'in karşı davası ile birleşen davadaki mal rejimi alacak talepleri yönünden ihtarlı kesin sürede yargı harçlarının yatırılmaması nedeniyle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun(492 sayılı Kanun) 30 uncu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı, üç aylık sürede de harç ikmali suretiyle yenilenmediği anlaşılmakla bu talepler yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı-davacı ... 'in birleşen davadaki hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış hukuki nedenine dayanarak açtığı davanın ispatlanamaması nedeniyle reddine, asıl ve birleşen davadaki tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayanarak açtıkları davada ise davalı-davacı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı-davalı erkeğin ise düzenli bir işte çalışmadığı, tehdit ve hakaretler ederek eşinin çalışarak kazandığı parayı zorla elinden aldığı, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği, fiziksel şiddet uyguladığı, davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar vermek gerektiği, davalı-davacı kadının boşanmakla zedelenen ekonomik menfaatleri ile erkeğin daha ağır nitelikteki boşanmaya sebep olan eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunması sebebiyle uygun miktarda maddî ve manevî tazminatın erkekten alınmasına, erkeğin daha ağır kusurlu davranışları nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadın için yasal faiziyle birlikte 13.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının karşı davası ile birleşen davada alacak talepleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı-davacı kadının birleşen davada 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi kapsamında boşanma talebinin reddine, karşı davada erkek yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, olmayan karşı dava yönünden hüküm kurulması, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına tazminata hükmedilmesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; asıl ve birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabatsizlik görülmediği, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu kadının, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yerinde ise de, tazminat miktarlarının az olduğu, öte yandan, kadın tarafından usulüne uygun şekilde harcı yatırılmış bir karşı dava bulunmadığı halde, İlk Derece Mahkemesince karşı dava varmış gibi hüküm kurulması ve erkek yararına vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin doğru olmadığı, buna ilişin hükümlerin kaldırılması gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminata ilişkin hüküm ile karşı dava yönünden kurulan hükümlerin kaldırılmasına, kadın yararına yasal faiziyle birlikte 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 28.09.2023 tarihli ve 2023/1193 Esas, 2023/4324 Karar sayılı kararı ile özellikle erkeğin, kadına psikolojik ve cinsel şiddet uyguladığının, erkeğe bu eylemlerin de kusur olarak yüklenmesi gerektiğinin, tarafların Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları ile birlikte değerlendirildiğinde bu hale göre de erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda yine de ağır kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına yasal faiziyle birlikte 45.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; emekli olan erkeğin tazminat ödeyecek yeterli geliri olmadığını, kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek; tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; talebin tümden kabulü yerine kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmasının hak ihlali anlamına geldiğini ileri sürerek; tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.