"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/31 E., 2023/65 K.
DAVA TARİHİ : 14.11.2018
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1156 E., 2021/985 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan ...'nun eşi olduğunu, 2002 yılında evlendiklerini ve 3 ortak çocukları olduğunu, evlendikleri sırasında düğünde takılan takılar ve bankadan bir miktar kredi çekerek İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi Bağlarbaşı Mah. 120 Pafta 1467 Ada 16 parsel sayılı 83/1010 payı 3. Kat 15. Nolu bağımsız bölümü satın aldıklarını, dairenin tapusunun davalı ... adına yapıldığını, taşınmazın ailenin ikamet ettiği ve yaşantısını devam ettirdiğini, davalı ...'un davacının haberi olmaksızın taşınmazın davalı ...'a sattığını, davalı ...'ın taşınmazın aile konutu olduğunu ve davacının rızası olmadığını bildiği halde satın aldığını, bu nedenle yapılan satışın geçersiz bir satış olduğunu, bu nedenlerle dava konusu İstanbul ili Gaziosmanpaşa ilçesi Bağlarbaşı Mah. 120 Pafta 1467 Ada 16 parsel sayılı 83/1010 payı 3. Kat 15. Nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın davamı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu iddia ettiğini ancak taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi işlenmediğini, dava konusu taşınmazın müvekkilinin iyi niyetle aldığını, davacının bu satıştan haberinin olduğunu, evi görmek için gittiğinde davacı ve davacının eşi olan diğer davalı ile oturup sohbet ettiklerini, yiyecek ve içecek ikram edildiğini bu durumun dahi davacının taşınmazın satışını bildiğine işaret olduğunu, diğer davalının davayı ilk celsede kabul ettiğini, bu durumun çelişkili olduğunu, müvekkilinin taşınmazı parası ödeyerek satın aldığını, satış işleminin usulüne uygun olduğunu ve davacının satıştan haberinin olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ...'a satılmadan önce aile konutu olduğu; buna göre davalı ... tarafının, her ne kadar dava dışı ...'den alacaklı olduğu ve diğer davalı ...'nun taşınmazı devretmesi ile kendisine 50.000,00 TL ödeme yapılarak Hakan'ın da ibra edileceği hususunda anlaştıkları ve 50.000,00 TL ödemenin davalı ...'un hesabına banka havalesi ile gerçekleştirildiği, ayrıca taşınmaza ait kredi borcunun tamamının yine davalı ... tarafından ödenmesinin kararlaştırılmasına rağmen bu ödemelerin yaklaşık 8 adedinin de davalı ... tarafından yapıldığı, bunlardan ayrı olarak dava dışı Hakan ile dosya tanığı Nihat'a da ayrı ödeme yapıldığı, davalı ...'ın iyiniyetli olduğu, bu karinenin aksini karşı tarafın ispatlaması gerektiği, evin satımından önce davalı ...'ın eve giderek davacı ve davalı eşi Umut ile bizzat görüştüğü, bundan kaynaklı davacının da satıştan haberinin olduğu belirtilmiş ise de; ihtilafın asıl çözüm noktası için aranması gereken hususun, aile konutunun devrinde malik olmayan eşin açık rızasının gerekli olduğu ve devir esnasında bu rızanın alınıp alınmadığı noktasında toplandığı, ilk olarak davalı ...'ın konutun aile konutu olduğunu bilecek durumda olduğu ve zaten aksi iddia edilmediği, iyi niyet ilkesinden yararlanamayacağı, ikinci olarak ise; davacı tanıklarının ifadelerinde, söz konusu taşınmazın devir esnasında davacının açık rızası olduğuna ilişkin bilgileri olmadığı, davalı tanıklarından ... her ne kadar davacının söz konusu satıştan haberi olduğunu belirtmiş ise de beyanında; davalı ...'ın söz konusu taşınmazı satın almak için daireye baktığı gün, tanık olarak kendisinin eve çıkmadığını, ancak davacının da evde bizzat bulunduğunu söylediği, buna göre verdiği ifadenin varsayımsal olduğu, bir başka gün davacı ve davalı eşinin diğer davalı ...'ın yanına gittiklerinde, davacının kendisini davalı ...'un eşi olarak tanıttığını söylemesi ile tanığın davacıyı önceden tanımadığının anlaşıldığı, bu şekilde somut kesin nitelikte olmayan beyanlarına itibar edilmediği, diğer davalı tanığı ... ise taşınmazın devir işlemleri için davalı ...'un zaman sıkıntısından kaynaklı olarak kendisine vekâlet verdiği, ancak yinede tapuda davacı ile davalı ...'un da bulunduğu belirtilmiş ise de; anılan vekâletin devir tarihinden bir gün önce verildiği, zaman sıkıntısından kaynaklı verilen vekâletname sebebiyle davalı ...'un tapuya gitme nedeninin hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığı, kaldı ki tanığın davacıyı önceden de tanımadığı, ancak tapuda o gün rızasının olduğunu beyan ettiği görülmekle somut bilgiler içermeyen ve kendi içerisinde çelişkili bulunan beyanlarına itibar edilmediği, o halde tarafların tanıklarının beyanları, tapu kaydı, resmi devir ve tescile ilişkin tapu senetleri, yapılan keşif, raporlar ve dosya içeriğine göre; aile konutu olan taşınmazın satışı sırasında davacı eşin açıkça rızasının alınmamış olunması ve açık rızasının bulunduğuna ilişkin ispata yarar bir delilin de dosyaya sunulmamış olması nedenleri ile yapılan işlemin geçersiz olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eşi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; delillerin yanlış değerlendirildiğini, tanık beyanları ile davacının devir işleminden haberinin olduğunun ispatlandığını, davacının devirden haberinin olmamasının imkansız olduğunu, davalı ...'un ilk celse davayı kabul ettiği, davacı ve eşi davalı ...'un danışıklı olduklarını, kötü niyetli olduklarını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın aile konutu olduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı, incelenmesi gereken hususun davacı eşin yapılan satış işlemine açık rızasının bulunup, bulunmadığına ilişkin olduğu, örtülü (zımmi) rıza ya da işleme onay verildiğine dair bir takım davranışlardan çıkarılan rıza işleme geçerlilik kazandırmadığı, eş tarafından açık rıza verildiğinin davalı tarafça tereddüt edilmeyecek şekilde ispatlanması gerektiği, davalı ... sunduğu cevap dilekçesinde dava dışı ...'den alacaklı olduğunu, davalı ... ile kendisine 50.000,00 TL ödeme yapılması halinde taşınmazın tarafına ait olacağı ve Hakan'ın ibra edileceği hususunda anlaştıklarını, 50.000,00 TL'nin banka havalesi ile ödendiğini, taşınmazın üzerindeki kredi borcunun davalı ... tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını ancak bu ödemelerden 8 adedini kendisinin yaptığını, dava dışı Hakan ve Nihat'a da ödeme yaptığını belirttiği, dinlenen davalı ... tanıklarından ... ise davacı kadının satışa rızası olduğuna ilişkin beyanının yanı sıra "yanımda Serdal Bey, Duygu Hanım ve Eşi Umut Bey'e 60.000,00 TL, 70.000,00 TL peşinat verdi" şeklinde beyanda bulunduğu, davalı ...'ın cevap dilekçesinde taşınmaza elden peşinat verildiğine dair bir iddiası olmadığı, tanık anlatımları ile davalının savunması örtüşmediği, bu durumda tanık Süleyman'ın anlatımlarına itibar edilmemesinin yerinde olduğu, davalı ... dava konusu taşınmazın satışına davacının açık rızasının bulunduğunu kanıtlayamadığı, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.