Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1373 E. 2024/1456 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine eşlerden birinin diğer eşin rızası olmadan ipotek tesis ettirmesi ve bankanın bu ipotekle ilgili takibe başlaması nedeniyle açılan ipoteğin kaldırılması davasının kabulünün yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı, ipotek tesis edilirken diğer eşin açık rızasının alınmadığı ve bankanın bu konuda gerekli özeni göstermediği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/870 E., 2023/1284 K.

DAVA TARİHİ : 30.07.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/250 E., 2021/465 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı banka tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekil tarafından davanın kabulü ve satışın durdurulması kararına yönelik temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasında bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, aynı maddenin (f) bendinde de geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararların temyiz edilmeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda taşınmazın satışının tedbiren durulmasına ilişkin karar verilmiş olup bu kararın geçici hukuki koruma mahiyetinde olan ihtiyati tedbir niteliğinde ve temyiz edilemeyen kararlardan olduğu açıktır. Bu itibarla davacı tarafından temyiz isteminde bulunulan satışın durdurulmasına yönelik bölge adliye mahkemesi kararı 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine göre kesin nitelikte olduğundan, davacının bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı banka vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının eşi davalılardan ..., 2010 yılında davalı bankadan kullanacağı kredi için aile konutu olan Kars İli, Merkez ilçesi, 67 pafta, 200 ada ve 18 parselde tapuya kain aile konutu ipotek ettirildiği, davalı ... kullandığı krediyi ödeyip bitirdikten sonra ipoteğin kaldırılması için bankaya başvurduğunda kendisinin bilgisi olmadan adına kredi kullanıldığını öğrendiği, ilgili bankaca ipotek kaldırılmadığı ve davalı banka diğer davalı ... hakkında Erzurum 1. İcra müdürlüğünün 2018/11471 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle başlattığı, daha sonra dolandırıcılığı maruz kalan davalı ... ve Karslı diğer mağdurlar Asliye hukuk mahkemelerinde menfi tespit davası açıldığı, bu davaların halen derdest olduğu, açıklanan nedenlerle davacı ve ailesi tarafından aile konutu olarak kullanılan davalı eşe ait olan aile konutu davalı tarafından diğer davalı bankaya ipotek edildiği, aile konutu olan taşınmazda ipotek tesis edilirken davalı bankaca davacının eşi açık rızası alınmadığı, konutun ipotek edilmesine davacı rıza göstermediği, ipotek konusu bu taşınmaz davacı ve aile tarafından evlilik birliği kurulduğu günden beri aile konutu olarak kullanıldığı, anılan sebeplerle dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile konan ipoteğin kaldırılmasını ve Erzurum 1. İcra müdürlüğünün 2018/11471 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle başlatılan takibin iptaline %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; davacının bu iddiasının haksız ve kötü niyetli olup takibi sürüncemede bırakmaya matuf bir çaba olduğu, dava konusu olay incelendiğinde davacı tarafça sırf bir kamu bankası olan Banka alacağını geciktirmek ve sürüncemede bırakmak amacıyla iş bu davanın açıldığı, dürüst davranmayan kötü niyetli davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılama, icra edilen keşif, tanık beyanları, bilirkişi raporu, dosya arasına alınan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, üzerinde ipotek tesis edilen taşınmazın uzun yıllar davacı ile eşi davalı koca tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, konut üzerinde hak sahibi olan davalı kocanın, eşinin açık rızasını almaksızın borcunun teminatı olmak üzere konut üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis ettirdiği, taşınmazın tapu kaydında, ipotek tesisine ilişkin işlemden önce aile konutu şerhi bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilmiş banka iyiniyetli ise bu kazanımının korunacağı düşünülse de durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamayacağı, davalı bankanın ipotek tesisinden önce kendi elemanları vasıtasıyla konutun nitelik, kullanım durumu ve değerinin belirlenmesi için inceleme yapması, bu inceleme sonucu taşınmazın "mesken" niteliğinde olduğu, mal sahibince bu şekilde kullanıldığının tespiti halinde taşınmazın ipotek konusu yapılmaması gerektiği, bu incelemeler yapılmadığından davalı bankanın basiretli davranmadığı açık olup iyiniyet iddiası yerinde görülmediği, ayrıca davalı banka davacı eşin ipotek işlemine açık rızasının bulunduğunu da ispat edemediği, yapılan işlemin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi uyarınca diğer eşin açıkça rızası alınmadığından geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, somut olayda, davalı bankanın kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacı taraf vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde; Mahkeme tarafından teminat alınmadan satışın durdurulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, takipte taraf olmayan üçüncü kişinin, aile konutu şerhine dayanarak satışın durdurulmasını talep etmesinin yasal imkanı bulunmadığını, davacının aile konutu ipotek tarihi itibariyle davaya konu taşınmaz olmadığını, müvekkil bankanın ipoteği bulunan adres ile davacı diğer davalının adreslerinin birbirinden farklı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğin tarihte taşınmazın maliki Hasan Güler ve ... olarak ortak şekilde yer aldığını, müvekkil banka tarafından taşınmazın kimin tarafından aile konutu olarak kullanılacağını kestirmek hukuka aykırılık teşkil edeceğini, ipotek tesis edildiği tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, diğer davalının, davacının eşi olduğu yönündeki itirazlarının göz ardı edildiğini, müvekkil banka aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla asıl kararın ve ihtiyati tedbir kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, vekâlet ücreti ile satışın durdurulmasına yönelik tedbir kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı banka vekilinin satışın durdurulmasına ilişkin tedbir kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı banka vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.