Logo

2. Hukuk Dairesi2024/137 E. 2024/799 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, daha önce yaşanan şiddet olayının affedildiği gerekçesiyle reddedilen davanın, Yargıtay'ın bozma kararı sonrası verilen boşanma hükmüne karşı yapılan temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma ilamında belirtilen hususlar ve dosya kapsamındaki delillerden, davalı erkeğin kadına şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, bu durumun evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olduğu, tarafların olaydan sonra birlikte yaşamadıkları, dolayısıyla kadının erkeği affettiğinin söylenemeyeceği ve ilk derece mahkemesinin bozma kararına uygun hüküm kurduğu gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/161 E., 2023/1003 K.

DAVA TARİHİ : 16.11.2017

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairece, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken davanın reddedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 162 nci maddeleri hukuki sebebine dayalı davalarının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin hakaret ettiğini, aşağıladığını fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, eve gelmediğini, sadakatsiz davrandığını, ailesine bakmadığını, “seni sınırdışı ettiririm” diyerek tehdit ettiğini ve kadının en son gördüğü şiddetin ceza yargılamasına konu olduğunu iddia ederek; tarafların zina, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl TEFE-TÜFE oranında artış yapılmasına ve yasal faizi ile birlikte 100.000,00 maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı erkeğe 14.02.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı erkek davaya süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.11.2020 tarihli ve 2017/953 Esas, 2020/1503 Karar sayılı kararıyla; ... 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/132 Esas, 2016/320 Karar sayılı dosyasındaki yargılamaya konu fiziksel şiddet eyleminin tarihinin 03.01.2016 olduğu, işbu davanın ise fiziksel şiddet eyleminden 1 yıl, 11 ay sonra açılmış olması sebebiyle kadının eşini affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı ve davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle; 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddeleri ile 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davalarının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 13.04.2022 tarihli ve 2021/283 Esas, 2022/540 Karar sayılı kararıyla; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 19.10.2022 tarihli kararı ile; dosya kapsamındaki kolluk ve ceza kovuşturması evraklarının tetkikinden taraflar arasında 03.06.2016 günü yaşanan olayda erkeğin kadına “geri zekalı burası benim ve kızımın evi” demek suretiyle hakaret ettiği ve fiziksel şiddet uyguladığı, “eşe karşı basit müessir fiil” suçundan yapılan ceza kovuşturması sonunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği; davacı kadının dava dilekçesinde 03.06.2016 günü yaşanan olayın taraflar arasındaki son olay olduğunu belirttiği, davalı erkeğin dava dilekçesine cevap vermediği ve olay sonrası tarafların biraraya geldiği iddiasında bulunmadığı, davalı erkeğin 03.06.2016 günü yaşanan olay sonrası birlikte yaşamın sürdüğü yönünde bir iddiası olmadığı gibi, olay sonrası tarafların birarada yaşamadıklarının dosya kapsamındaki delillerle sabit olduğu ve ortak yaşamın devam etmemiş olması nedeniyle davanın olaydan 1 yıl 11 ay geçtikten sonra açılmış olmasının erkeğin davranışlarının affedildiği şeklinde yorumlanamayacağı; taraflar arasında boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine “geri zekalı burası benim ve kızımın evi” diyerek hakaret eden ve fiziksel şiddet uygulayan erkeğin kusurlu olduğu; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı kadının dava açmakta haklı olduğu ve bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma kararına uyulmasına karar verilerek; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan ve“geri zekalı burası benim ve kızımın evi” demek suretiyle hakaret eden erkeğin kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; kadının zina ve pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı davalarının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Aylin'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası cumartesi günü saat 10.00 ile pazar günü saat 18.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 10.00 ile üçüncü günü 18.00 arasında, okulların yarıyıl tatilinin ilk pazartesi günü saat 10.00 ile takip eden pazar akşamı saat 18.00 arasında, her yıl temmuz ayının birinci günü saat 10.00 ile yirminci günü saat 18.00 arasında, babalar gününü içeren hafta sonu cumartesi günü saat 10.00 ile pazar günü saat 18.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artış yapılmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artış yapılmasına ve kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin boşanmak istememesinin tek nedeninin ortak çocuk olduğunu, tarafların davadan sonra Ukrayna'da beraber yaşadıklarını, Ukrayna'da savaş çıkması üzerine kadının kızı ile birlikte Ukrayna'yı terk ederek Polonya'ya geçtiğini ve erkeğin 2020 yılının haziran ayından beri kızından haber alamadığın ileri sürerek tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği, davanın kabulünün ve fer'î hükümlerin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddesi, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.