Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1380 E. 2024/8716 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumlarının tespiti ve buna bağlı olarak boşanmaya karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece dinlenen tanık beyanlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak nitelikte olmadığı ve davalı kadının kusurlu olduğuna dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek, davanın kabulüne ilişkin bölgenin kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/196 E., 2023/335 K.

DAVA TÜRÜ : Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/649 E., 2021/765 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile tedbir nafakası yönünden hüküm tesisi ve davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kusur tespiti, davanın kabulü ve yoksulluk nafakası yönlerinden esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili ve katılma yoluyla davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların ortak hayatının sona erdiğini, bir yıldır bir araya gelmediklerini, davalı kadının aşırı kıskanç ve baskıcı davranışları olduğunu, hakaret içeren sözler sarf ettiğini, davacı erkeğin lisanslı yüzücü olup milli takım sporcusu olduğunu, ancak kadının kıskanç ve baskıcı tavırlarının kariyerine ket vurduğunu, erkeğin yarışmak için gittiği kamplarda kadının erkeğe saldırgan tavırlar sergilediğini, erkeğin kamp için konakladığı otelin önüne gelerek hakaret içerikli mesajlar gönderdiğini, davalı kadının evlilik süresince erkeğin aile bireyleri ile görüşmesini engellemeye çalıştığını, aile üyelerinin namus ve şereflerine karşı iftira ve hakaret içerir sözler sarf ettiğini, erkeğin abisi ve yengesine saldırmaya çalıştığını, elinde bıçak ile davacı erkeğin üzerine yürüdüğünü, 2018 yılının sonuna doğru tarafların artık ayrı yaşamaya başladığını, davalı kadının kanser olduğunu söylemesi üzerine tarafların beraber yaşamaya başladıkları, ancak erkeğin esasın böyle bir hastalığı bulunmadığını, kandırıldığını öğrendiği ve tarafların tekrar ayrı yaşamaya başladığını, en son davacı erkeğin, davalı kadının annesine iftira ve hakaret içerikli mesajlar attığını öğrendiği ve taraflar arasındaki tüm bağların koptuğunu, davalı kadının sorumsuzluğu nedeniyle üniversite eğitimini tamamlayamadığı ve gelir getirici bir işte çalışmayarak birlik görevini yerine getirmediğini iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davacı erkeğin annesinin davacıya kredi çektirerek ev aldığını, ancak davacı erkek bu eve gelmek istediğinde kovduğunu, davacı erkeğe hiçbir zaman sahip çıkmadığını ve kariyerini desteklemediğini, davacı erkeği bir gelir kapısı olarak gördüğünü, bu nedenle davalı kadını düşman olarak kabul ettiğini, davacı erkeğin annesi ve abisinin davalı kadını sürekli "karakafa" olarak tanımladıklarını, sürekli ayrılmalarını istediklerini ve olay çıkardıklarını, davalı kadının, davacı erkeğin kariyeri için elinden geleni yaptığını, yurt dışında burs ayarladığını ve erkeğin oraya gitmesini sağladığını, davacı erkeğin ise yurt dışına gidince davalı kadın ile iletişimini kopardığını, davalı kadını hakir gördüğünü, asıl kadının erkeğin ailesi tarafından darp edildiği, kanser olduğunu söylemediğini, rahatsızlığı nedeniyle olma ihtimali olduğunu söylediğini, davacı erkeğin ailesinin baskısı altında olduğunu beyan ederek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının, davacı erkeğe annesi hakkında kötü sözler içeren mesajlar attığı, ayrıca seni süründüreceğim, seni öldüreceğim şeklinde davacı erkeği tehdit ettiği, bu haliyle davalı kadının boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davacı erkeğe ise dosyada atfedilebilecek bir kusur ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kadının cevap dilekçesinde tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunduğunu, ancak olumlu olumsuz bir karar verilmediğini, mesajların kadının hesabından ve kadın tarafından atıldığını kabul etmediklerini, davacı erkek tarafından bunun davalı kadın tarafından yazıldığının ispat edilemediğini, tanığın davacı erkeğin annesi olduğunu ve kadın ile husumeti olduğunu, tercüman huzurunda dinlenip dinlenmediğinin sabit olmadığını, iddia edilen olaylar gerçek olsa bile evliliğin devam ettiğini, vekilin davalı kadının bilgisi dışında tanık delilinden vazgeçtiğini beyanla öncelikle dava tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına ve kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının tam kusurlu olduğuna ilişkin İlk Derece Mahkemesinin tespitinin doğru ve maddî gerçeğe uygun olduğu, yaşanan olaylar karşısında erkeğin dava açmakta haklı, davanın kabulünün yerinde olduğu, kadının tedbir-yoksulluk nafakası talebi konusunda olumlu- olumsuz hüküm kurulmamasının doğru olmadığı, istinaf denetimine uygun bir hükümden söz edilemediği, ancak dosyanın geliş tarihi ve davanın açılış tarihi dikkate alındığında adil yargılanma ve yargılamanın makul süre içerisinde tamamlanması ilkesinin ihlaline neden olmama yükümlülüğü ve İlk Derece Mahkemesinin yerine geçerek hüküm kurma yetkisi dikkate alınarak eksikliğin giderilmesi mümkün olmakla tedbir nafakasına hükmedilmemesi doğru olmadığı, tam kusurlu kadının yoksulluk nafakası talebinin ise reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davalı kadının kusur tespiti, davanın kabulü ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine, tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin ise kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, kadının koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili ve katılma yoluyla davacı erkek vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; mesajların kadının hesabından ve kadın tarafından atıldığını kabul etmediklerini, davacı erkek tarafından bunun davalı kadın tarafından yazıldığının ispat edilemediğini, tanığın davacı erkeğin annesi olduğunu ve kadın ile husumeti olduğunu, tedbir nafakasının miktarının düşük olduğunu beyan ile kararın davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tedbir nafakası miktarı yönlerinden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin çalışmadığı, öğrenci olarak spor bursu ile ABD'de bulunduğu ve kadının tam kusurlu olduğu hususları dikkate alınarak tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, miktarının yüksek olduğunu beyanla tedbir nafakası yönünden kararın bozularak talebinin reddine, boşanmaya dair kararın ise onanmasına karar verilmesi istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak davanın kabulünün doğru olup olmadığı, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece, davalı kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiş ise de; dinlenen davacı tanığının sözlerinin bir kısmı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaretir. O halde; toplanan delillerden kadının kusurlu olduğu kanıtlanamamıştır. Bu itibarla davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davanın kabulü yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin İskender'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran İpeknur'a iadesine,

Dosyanın İlgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.