"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1488 E., 2023/1912 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/828 E., 2023/395 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 31.10.2009 tarihinde evlendiklerini, 2014 doğumlu müşterek bir çocuklarının olduğunu, müvekkilinin 2018 yılında bir ameliyat geçirmiş olup; davalının hadi geçmiş olsun diyerek evin kapısından ameliyata gönderdiğini, ameliyat sonrası herhangi bir tanıdık gibi kapıdan müvekkilini görüp gittiğini, davalının kişisel bakımına ve temizliğine dikkat etmediğini, davalının müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını ve yarı bedeli müvekkilinin kişisel parası ile alınan taşınmazı ablası adına kaydettirdiğini, müvekkilinin davalının ablası ile birlikte Ankara ili Temelli Köyünde bahçe satın aldığını, davalının müvekkiline baskı yaparak taşınmazı kendi kız kardeşi ... adına kaydettirdiğini, müvekkilinin defalarca hem davalıya hem de ablasına noterden taşınmazın yarısının müvekkiline ait olduğuna dair bir sözleşme yapmak istese de davalının baskı uygulayarak buna izin vermediğini belirterek tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk lehine aylık 20.000 TL tedbir /iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakaya her yıl TEFE-TÜFE oranında artış uygulanmasına, müvekkili lehine 1.000.000 TL maddi, 1.000.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının, davacının ailesini eve kabul etmediğinin ise tamamen gerçeklikten uzak olduğunu, zira davalının işyerine sabah saat 08:00 civarında gitmekte ve akşam 21:00'e kadar çalıştığını, davacının iddiasının aksine, davalının evi terk etmediğini bilakis davacı tarafından evden kovulduğunu, davalının yaklaşık 2 ay kadar önce, davacı tarafından gündüz çıkarılan bir kavga neticesinde, kıyafetlerini vs dahi alamadan evden atıldığını, bu süreçte müvekkilinin maddi imkansızlıklardan dolayı ev tutamadığını, ablasının yanına sığındığını, halen de burada kaldığını, davalının eşyalarının çok sonra, davacı tarafından hazırlanarak teslim edildiğini, davalının banyo yapmayı sevmediğini, günlerce aynı çamaşırları giydiğinin iddia edildiğini, gerçek dışı bu söylemlerle yatağı ayıran kişinin davacı olduğunu, gerçekte davalının, üstüne başına bakan, giyimine dikkat eden, işyeri sahibi (cafe sahibi) özenli bir kişi olduğunu, müvekkilinin eve geç gelme sebebinin de son 2 yıldır, tüm dünya ile birlikte ekonomik bir zorluk yaşadığını, bu nedenle var gücüyle işyerini ayakta tutmaya çabaladığını, davacının 2018'de göğüslerini keyfekeder küçülttürdüğünü, hiç bir tıbbi zorunluluğu bulunmadığı gibi hastanede de kalmadığını, şu anda davacının boşanma için geçerli bir neden bulamayarak 2018 yılında göğüslerini küçülttürmesini "ameliyat" olarak anlattığını, kaldı ki o tarihlerde davacının, göğüslerini küçülttürmek için hastaneye yardımcısı Hülya ile gittiğini, tek başına olmadığını belirterek davalının açmış olduğu haksız ve mesnetsiz boşanma davasının reddine karar verilmesini talep etmişlerdir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davacı kadının geçirdiği operasyon esnasında kadınla ilgilenmediği, eve gece 23.00 sıralarında geç saatlerde geldiği, kişisel temizliğine dikkat etmediği, ter koktuğu, yatağını ayırarak misafir odasındaki yatakta yattığı, kadını aşağıladığı, kadın hakkında "bunun aklı çalışmaz, anca dedikodu yapsın, güya doktora yapacak, boş boş konuşur, aynı annesi gibi" "benim yanıma gelip çalışsan sana daha çok para veririm, üniversite bitirmişsin ama memursun" tarzında sözler söylediği, kadına karşı ilgisiz, soğuk davrandığı, kadınla konuşmayıp iletişim kurmadığı, kadının ailesiyle görüşmediği, onlarla arasına mesafe koyduğu, evin geçimine katkı sağlamadığı, evin geçimini davacı kadının sağladığı, erkeğin bu konuda kadına maddi anlamda yardımda bulunmadığı, tarafların ortak çocuğuna ''okuyup da ne olacak, alim mi olacak, annesi okudu da ne oldu, benim mallarım zaten ona kalacak'' şeklinde sözler söylediği, taraflar arasında yaşanan ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayet hakkının davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, belirlenen nafakanın her yıl TÜFE oranında kendiliğinden arttırılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tazminatların ve nafakaların miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf başvurusunda özetle; davacı kadının boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, tazminatlar ve nafakalara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince; tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumlarına (kusur tespitine) ilişkin yapılan değerlendirmede gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre davacı kadının boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde, müşterek çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarında, davacı kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinde ve hükmedilen tazminatların miktarında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek kararın davanın kabulü ve fer'ileri yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, hükmedilen nafakaların şartları ve miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.