Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1391 E. 2024/8713 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında boşanmaya sebep olan olayların ve kusur durumunun tespiti ile buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, dinlenen tanık beyanları ve davalı erkeğin savunmasındaki delil yetersizliğini göz önünde bulundurarak verdiği boşanma ve ferilerine ilişkin karar, usul ve yasaya uygunluğu bölge adliye mahkemesince de onandığı ve temyiz incelemesinde de bozma sebebi bulunmadığı gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2357 E., 2023/3419 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/498 E., 2022/316 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 06/09/2021 tarihli anlaşmalı boşanma protokolü imzalandığını, anılan protokol çerçevesinde tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili çekişmeli dava dilekçesinde özetle; evlendikten sonra davalı erkeğin, kadının önceki evliliğinden olan ve velâyeti babasında olan çocuğunun görüş günlerinde dahi yanına gelmesine beş yıl boyunca izin vermediğini, çocuk büyüyene kadar kadına ve kadının çocuğuna kötü davrandığını, çocuktan "piç" diye bahsettiğini, çocuk büyünce davranışlarını psikolojik şiddetten ekonomik şiddete dönüştürdüğünü, davacı kadının eksiklerine hiçbir zaman destek olmadığını, maaşını sürekli kendi giderleri ve kendi ailesi için harcadığını, davalı erkeğin sürekli evi terk ettiğini ve giderken hiçbir açıklama yapmadığını, davalı erkeğin evliliklerinin ortalarında kadının rızası olmadan cinsel ilişkiye girmeye çalıştığını, sapıkça hareket ve isteklerde bulunduğunu, davacı kadın razı gelmeyince şiddet uygulayıp hakaret ettiğini, kadının yakınlarına da sapıkça hareketlerde bulunduğunu, içki ve kumar alışkanlığı olduğunu, bu süreçte birden çok borç yapıp evin giderlerine katılmadığını, kadının ihtiyaçlarını oğlunun karşıladığını, son olayda davacı kadının oğlu ve gelinin evlerine misafir geldiğini, davalı erkeğin rahatsız olup sürekli "niye geldiler?, ne zaman gidecekler" diye sorduğunu, yattıkları sırada davacı kadının sırtına yumruk atıp gitmelerini ve onları istemediğini söyleyip defol git diye bağırdığını, bunun devamı geleceği için kadının oğlunun yaşadığı şehre gitmek zorunda kaldığını, davalı erkeğin bu süreçte de tehditlerinden vazgeçmediğini, davacı kadın boşanmak istediğinde de baskı kurup tehdit ettiğini, davalı erkeğin eş olarak görevini yerine getirmediğini, kadını ve çocuğunu daima aşağıladığını, kadını yoksulluğa mahkum ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı erkek 13.09.2021 tarihli dilekçesinde özetle; 06.09.2021 tarihli protokolün iptalini talep etmiştir.

2-Davalı erkek çekişmeli dava dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, kadına karşı sevgi ve saygısını hiçbir zaman eksik etmediğini, davacı kadının evi terk ederek oğlunun yanına gittiğini, kendisinin %66 engelli olduğunu, davacı kadının çok misafirinin geldiğini, evinde rahat edebilmek için misafir çağıracağı zaman kendisini de düşünmesini söylediğini, kadına "defol, git" demediğini, darp veya tehdit etmediğini , davacı kadının haksız ve sebepsiz yere sekiz aydır evi terk ettiğini, bu süreçte hastalandığını, ancak davacı kadının bir kere olsun aramadığını, bir insanın kötülük gördüğü yere geri dönmek istemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ancak davacı kadının dönmek istediğini, davacı kadını görmeye gittiğinde davacı kadının ve oğlunun kendisine ağır hareketlerde bulunduğunu, davacı kadının hakkında uzaklaştırma kararı alıp evi kiraya verdiğini beyan ederek beyan ve cevapları göz önünde bulundurularak karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen ve birbiriyle uyumlu bulunan tanık beyanlarıyla davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uygulayıp, hakaret ettiği, davacı kadının önceki evliliğinden olan çocuğundan piç diye bahsettiği, davacı kadının ihtiyaçlarını karşılamadığı, evin giderlerine katılmadığı, davacı kadının oğlunu istemez davrandığı, davacı kadının yakınlarına karşı cinsel anlamda rahatsızlık verici eylemlerde bulunduğu, davalı erkeğin sunduğu cevap dilekçesinde delil bildiriminde bulunmaması nedeniyle tanık dinletme talebinin reddine karar verildiği ve iddialarını ispat edemediği, davacı kadının ispat edilen kusuru bulunmadığı ve davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın lehine hükmolunan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleştikten sonra aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî tazminata ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı kadının yakın akrabalarını beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin adalete ters düştüğünü, davalı erkeğin delil ve tanık anlatımlarının dosyaya kazandırılmadan aleyhine karar verilmesinin kabul edilemez olduğunu, dayanılan boşanma sebebinden farklı sebepten kusur yüklendiğini, tanık anlatımlarının duyuma dayalı olduğunu, kusur belirlemesinde hatalı değerlendirme yapıldığını, evlilik birliği içerisinde edinilen evin kira getirisini kadının aldığını, iddiaları araştırılmadan davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verildiğini beyanla boşanma ve boşanmanın fer'îleri yönünden davanın kabul kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği ve özellikle davalı erkeğin dilekçeler teatisi aşamasında tanık deliline dayanmadığının anlaşılmasına göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, istinaf sebeplerini tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur değerlendirmesi, davacı kadın lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.