Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1394 E. 2025/3045 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlenmesi, maddi-manevi tazminat ve tedbir nafakası taleplerinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılması ve kadının da kusursuz olması nedeniyle, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ve tedbir nafakasının kaldırılmasına ilişkin yerel mahkeme kararının hatalı olduğu gözetilerek, kararın bu hususlarda bozulmasına, diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/400 E., 2023/542 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın vekili tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talebi, tedbir nafakasının kaldırılması, ortak çocuk ile kurulan kişisel ilişki yönünden temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.03.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... ve karşı taraf davacı-davalı ... ile vekili Avukat ... ... geldiler. Davalı-davacı vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi gönderdiği görüldü. Usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Mahkemece davacı davalı erkeğin, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, ailesi ile görüştürmediği, kadının ise eşine hakaret ettiği, eşyaları kırdığı, eşinin akrabalarına soğuk davrandığı, sık sık yurt dışındaki ailesinin yanına gittiği, böylelikle de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, davacı davalı erkeğin asıl ve birleşen davada dilekçeler aşamasında, kadına yüklenen kusurlu davranışlara dayanmadığı, bu kapsamda anılan eylemler nedeniyle kadına kusur yükleme olanağı bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ise temyiz edilmeden kesinleştiği, erkeğin başkaca kusurlu bir davranışının ise ispatlanmadığı anlaşılmıştır. O halde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tamamen kusurlu olup, bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden, boşanmanın kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere davalı davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, hükümle birlikte kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Mahkeme kararının kadın yararına kusur belirlemesi, kadının reddedilen maddi ve manevi tazminat talebi ile tedbir nafakası yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.