"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/375 E., 2023/509 K.
DAVA TARİHİ : 15.05.2018
KARAR : Bozmaya uyularak karar verilmesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi’nin esastan ret kararının erkeğin manevî tazminat talebi hakkında bir karar verilmemesi yönünden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin manevî tazminat talebi hakkında bir karar verilmemesi yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, 12.09.2023 tarihli ek karar ile kadın yararına vekâlet ücretine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin saygısız ve sevgisiz tavırları olduğunu, sürekli alkol aldığını, alkol aldığı zamanlarda hakaret ve sözlü şiddet içeren muamelelerde bulunduğunu, kadının hastalığında ilgilenmediğini, her tartışmada kadına ve ailesine hakaretlerde bulunduğunu, sürekli aşağıladığını, çocuklara ve kadına karşı psikolojik baskı uyguladığını, onlarla ilgilenmediğini, bu hareketleriyle çocuklarının ruh sağlığını olumsuz etkilediğini, erkeğin olumsuz bu davranışlarına daha fazla tahammül edemediği için evden ayrılmak durumunda kaldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı kanun) 162 nci ve 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine ve evlilik birliğinde edinilmiş malların payına düşen kısmının aynen taksimine veya bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacı kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin iyi bir ev reisi ve eş olduğunu, ailesinin geçimini sağladığını, kadına ve kadının kök ailesine iyi davrandığını, kadının ise erkeğe ve erkeğin ailesine karşı olumsuz davranışları olduğunu, erkeğin ailesinin müşterek eve gelmelerini istemediğini, tarafların Bodrum'a yerleşmeleri için kadının baskı yaptığını, kadının özgürlüğüne ve rahat yaşama düşkün bir kişilik olduğunu, üzerine düşen sorumluluklardan kaçınmak amacıyla dava açtığını iddia ederek davanın reddine, erkek lehine 300.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, kadına baskı uyguladığı, onu kıskandığı, başkalarının yanında küçük düşürdüğü ve alkol kullandığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu davacı kadının hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı davasının şartlarının gerçekleşmediğinden bahisle davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı olarak açtığı davanın reddine, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açtığı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davasının ise dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca açılmış bir dava bulunmamasına rağmen mahkemenin bu konuda hüküm kurmasının hatalı olduğunu, erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun ispatlanamadığını, kadının kendi isteğiyle evden ayrılarak kusurlu davrandığını, kadının maddî durumunun iyi olduğunu, kendisinin ise iş yerini tasfiye etmek durumunda kalarak ekonomik sıkıntı yaşayacağını ileri sürerek; kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı olarak açılan bir dava olmamasına rağmen bu hususta hüküm kurulması, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kendi manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurların gerçekleştiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine de dayanması nedeniyle, İlk Derece Mahkemesince bu konuda karar verilmesinin hukuka uygun olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesinde ve hükmedilen tazminatların miktarında kanuna ve hakkaniyete aykırılık bulunmadığından bahisle davalı erkek vekilinin istinaf başvusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili hükmün tümü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Daire’nin 23.03.2023 tarih ve 2022/10486 Esas, 2023/1348 Karar sayılı kararı ile tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı açmış olduğu davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre davalı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının yerinde görülmediği; davalı erkek vekili süresinde sunduğu ikinci cevap dilekçesiyle, davacı kadının tam kusurlu olduğundan bahisle 300.000,00 TL manevî tazminat talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin manevî tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının hatalı olduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının erkeğin manevî tazminat talebi yönünden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin manevî tazminat talebi hakkında olumlu- olumsuz hüküm kurulmaması yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararıyla; bozmaya uyularak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespiti kesinleştiği, erkeğin şartları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.,
2.Davacı vekili 03.10.2023 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemenin 12.09.2023 tarih ve 2023/375 Karar sayılı gerekçeli kararında davalının şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine kararı verildiğini fakat taraf vekilleri bakımından Avukatlık Kanunu ve 6100 sayılı kanun'un ilgili maddeleri gereği yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda hüküm kısmında açıklama yer almadığını, dosyaya vekaletname ve beyan dilekçesi sunulduğunu ve 12.09.2023 tarihli duruşmada müvekkilin avukat ile temsil edildiğini, bu nedenlerle davalı hakkında davanın reddi nedeniyle müvekkil davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ek kararıyla; Mahkemenin 2018/356 Esas, 2021/27 karar sayılı ve 15.01.2021 tarihli kararı ile; "...davacının TMK'nun 162. Maddesi kapsamında açmış olduğu davanın reddine, T.M.K.'nun 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 80.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davasının HMK'nun 167 maddesi uyarınca dosyamızdan tefrikine... " karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi'nin 2021/476 esas, 2022/1150 karar nolu ilamı yönünden davalı vekili tarafından temyiz talebinde bulunulduğu, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2022/1486 esas, 2023/1348 karar sayılı ve 23.03.2023 tarihli ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiği, 07.06.2023 tarihli tensip zaptı ile dosyada duruşma günü verildiği, duruşma günü öncesi davacı vekili tarafından 27.07.2023 tarihinde vekaletname ve 11.08.2023 tarihli beyan dilekçesi ibraz edildiği ve 12.09.2023 tarihli duruşmada davacının vekili tarafından temsil edildiği, gerekçeli kararda sehven davacı lehine vekalet ücreti taktir edilmediği belirtilerek Mahkemenin 2023/375 Esas, 2023/509 Karar sayılı ve 12.09.2023 tarihli kararında sehven davacı lehine vekalet ücreti taktir edilmediği anlaşılmakla, karara ek olarak gerekçeli karar tarihi itibari ile yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkek yararına manevî tazminat şartlarının oluştuğunu, talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bozma sonrası kadının kendisine bir vekil tayin ettiğini ve bu vekilin sadece bir duruşmaya katıldığını, Mahkemece 10.10.2023 tarihli ek karar ile kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; ek karar ile asıl kararda kusur belirlemesi ve manevî tazminat talebinin reddi kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin manevi tazminat talebi yönünden bozmaya uygun karar verilip verilmediği ve ek karar ile erkek aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 305/ A maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 373 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı erkeğin vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma davalarında yargılama gideri ve vekâlet ücreti boşanma isteminin kabul veya ret durumuna göre takdir edilir. Boşanma davası içinde istenen, boşanmanın eki niteliğinde olan nafaka ve tazminat talepleri nispi harca tabi olmadığı gibi, bu taleplerin kabul veya ret durumu ile boşanma davasındaki tarafların kusur dağılım ve derecesi, vekâlet ücreti takdiri, yargılama gideri ve nispi harcın taraflara yüklenmesinde esas alınamaz. Bozmadan önceki ilk karardaki boşanma hükmü, boşanmaya esas teşkil eden kusur belirlemesi ve derecesi ile fer'îler ve yargılama giderine yönelik bölüm kesinleşmiştir. Bozmadan sonra, boşanmanın fer'i niteliğindeki davalı erkeğin manevî tazminat talebi yönünden davaya devam edilirken davacı kadın duruşmada ilk kez vekil ile temsil olunmuştur. Bu durumda bozma kararından önce davacı kadının vekilsiz olduğu sırada boşanma ve kusur belirlemesi, kadın yararına olan fer'îler ve yargılama giderlerinin kesinleştiği dikkate alınmaksızın bozma sonrası kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, Mahkemenin 10.10.2023 tarihli ek kararıı yönünden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2023 tarihli ek kararının BOZULMASINA,
2.Davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.