"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1993 E., 2023/1994 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/531 E., 2023/181 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının pandemi döneminde çocuklarla birlikte annesinin yanına gittiğini, erkeğin 2 ay sonra eşini ve çocukları eve çağırdığını ancak kadının gelmek istemediğini, kadının eve dönmesi yönünde araya aracılar koyduğunu ancak kadının çocukları gönderip kendisinin gelmediğini, kadının evlilik süresince annesinin etkisinde kaldığını, kadının annesinin yanında iken erkeğe haber vermeden telefon numarasını değiştirdiğini, öncesinde de kadını bilinmeyen bir numaranın aradığını, erkek sorduğunda ise ‘bu çocukların hiçbir senden değil, istersen git DNA testi yaptır’ şeklinde konuştuğunu, kadının eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, ev işi yapmadığını, erkeğin arkadaşların ve akrabalarını eve çağırmadığını, erkeğin gazi olmasına rağmen özel günlerde erkeği kutlamadığını ve valilik makamından birilerini evinde ağırlamadığını, kadının hiçbir gerekçe göstermeden evi terk ettiğini, tedavi gören çocuğunun yanında olmadığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00TL maddî, 100.000.00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin gazi maaşı aldığından bu yana başkaca hiç bir işle meşgul olmadığını, öğlene kadar yatıp sonrasında dışarı çıktığını, aklına esince eve geldiğini, çocukları ve eşi ile ilgilenmediğini, evlilik süresince sözel ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadını aşağıladığını, erkeğin fiziksel şiddeti nedeniyle hastanede tedavi gördüğünü, erkeğin sabıka kaydının bulunduğunu, ortak çocuklara da agresif tutumu ile baskı uyguladığını, erkeğin ev içinde baskıcı, agresif ve ayıp karşılanacak nitelikte davranışlarda bulunduğunu belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının pandemi döneminde kendi annesine gittiği, çağrıldığı zaman gelmek istemediğini belirterek çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen gösterme ve birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadının annesinin çocukların yanında "neden evlendin, neden bu çocukları yaptın" dediği ve kadının annesinin bu söylemlerine sessiz kalarak evlilik birliğinin manevî bağımsızlığına zarar verdiği, annesinin etkisine açık kaldığı, kadının fiili ayrılık döneminde e telefon numarasını değiştirdiği ve numarasını eşine vermeyerek iletişim kurmasına engel olduğu, erkeğe "bu çocuklar senden değil, istersen git DNA testi yaptır" demekle eşine karşı çocukları üzerinden duygusal şiddet uyguladığı, erkeğin gaziliği nedeniyle ziyaretine gelen konuklarını ağırlamadığı, hürmetsiz davrandığı, ortak çocuklardan ...'ın tedavi süreciyle alakalı davetlere olumsuz karşılık vermesi ve çocuğunun tedavi sürecini olumsuz etkilediği, getirtilen telefon kayıtlarına göre güven sarsıcı davranış sergilediği; erkeğin ise kadına "kırıkların mı arıyor" dediği, ana avrat sövdüğü, "pis, kıbık, deli ...", "bunun ailesinde orospu, kahbe var bu da onlar gibi, çocuklarda sana çekmiş senin gibi sığır gibi bana çekmemişler" demekle sözlü şiddet uyguladığı, kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, ortak çocukların ayrı yaşanılan süreçte baba yanında kaldıkları ve uzman raporlarında da velâyetin babaya verilmesi yönünde görüş bildirildiği, çocukların fiili ayrılık döneminde anne ve anneanneleri ile yaşarken anneanneleri tarafından evden gönderilmeleri, annenin de çocukları geri almak için herhangi bir girişimde bulunmaması, ...'ın hastalığı hakkında özensiz davranarak ailesinin ve doktorların davetlerini karşılıksız bırakması da göz önüne alınarak velâyetlerin babaya verilmesinin uygun olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00TL tedbir nafakasına, erkek yararına 23.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı, kişisel ilişki süreleri, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatlar, velâyet, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı, kişisel ilişki süreleri, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatlar, velâyet, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatlar ve miktarı, velâyet, kişisel ilişki süreleri, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 323 üncü maddesi, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.