"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1482 E., 2023/1737 K.
KARAR : Kararın kısmen kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 28. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/79 E., 2022/373 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini kadının kusurlu davranışları nedeniyle evilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davalı karşı davacı erkeğin eşine borç konusunda doğru söylememesi sürekli yalan konuşması iş yerinde tazminat almasına rağmen evin bütçesine katmadığı bu vakaların tanık İ. R'nin "O günkü tartışmalarının konusu ...'ın evine karşı dürüst olmaması ve para konusunda yalan söylemesi idi. Bu konuda birbirlerine söz verdikleri için barıştılar. Yıllar geçtikçe aynı sorunlar tekrar tekrar yaşandı. ...'ın çalıştığı iş yerinden tazminatını alıp ev bütçesine katmadığını duydum. Bu yüzden onların evlerinin satıldığını da biliyorum. Küçük çocuğun doğumunda ...'ın babasının gece on iki gibi arayıp para istediğini duydum. ... çantasından bir miktar para çıkarttı. ... da parayı atmden babasına gönderdi." beyanları, davalı karşı davacı erkeğin aile sırlarını üçüncü kişiler ile paylaştığının tanık N.T.'nin " ... aile sırlarını dışarıda tanımadığı insanlara anlatırdı. Bunu bizzat beraber bir alkollü mekana gittiğimizde arkadaşıma anlattı. Arkadaşımın adı Serpil'dir. Serpil'in sevgilisine anlattı." beyanları, davacı karşı davalı kadının ise davalı erkeğin ailesini istemediği telefonlara cevap vermediği özellikle davranışları ile gelmelerinden rahatsız olduğunu gösterdiği, davalı-karşı davacıya hakaret ettiği, bu vakaların tanık C. Y.'ın; "Evliliklerinden beridir ne oğlum ile ne de ... ile doğru düzgün görüşemedik. ... bizi istemezdi. Bunu da bizzat ben çocuğa bakarken söyledi. Diğer çocuklarım ile de görüşmüyorlardı. Ancak kendi annesi ile sık sık görüşüyorlardı." beyanları ve tanık H. Y.'ın: "... bizi evine istemiyordu. Evlerine bu yüzden gidemiyorduk. Çok kısıtlı zamanlarda o torunların hatırına gidiyorduk. Bizzat bize gelmeyin demedi. Ancak bunu hal ve hareketlerinden belli ediyordu. Bir kez bile babası olarak oğlumun evinde yatamadım. Herkesin içinde oğluma hitaben "bu adam mı" şeklinde sözler sarf etti." beyanları ile sabit hale geldiği, hukuki ve vicdani kanaate göre yapılan kusur değerlendirilmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, evlilik birliği temelinden sarsıldığından eşleri evliliğe zorlamanın mümkün olmadığı asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; asıl davanın karşı davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların karşılıklı olarak tazminat taleplerinin reddine, davacı-karşı davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine, mal rejimi ve ziynet alacağı davalarının yargılamanın geldiği aşama, davanın mahiyeti, dosya kapsamı dikkate alınarak ayrı ayrı tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakasının miktarları, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk derece mahkemesince; "erkeğin kadına borç konusunda doğru söylemediği, sürekli yalan konuştuğu, iş yerinde tazminat almasına rağmen evin bütçesine katmadığı, aile sırlarını üçüncü kişiler ile paylaştığı, kadının da erkeğin ailesini istemediği, telefonlarına cevap vermediği, özellikle davranışları ile gelmelerinden rahatsız olduğunu gösterdiği, erkeğe hakaret ettiği" gerekçesi ile boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilmiş ise de, davacı-karşı davalı kadının davalı-karşı davacı erkeğe "bu adam mı" şeklindeki beyanının hakaret olarak kabul edilemeyeceği, bu şekildeki söylemin aşağılama olarak kabul edilmesi gerektiği, buna göre hakaret kusurunun "aşağılama" olarak düzeltilmesi gerektiği, tüm dosya kapsamından; tarafların ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre davacı- karşı davalı kadının az, davalı-karşı davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı bu nedenle ilk derece mahkemesinin kusura ilişkin gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesi gerektiği, kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası talebinin reddinin isabetli olduğu, ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, bu nedenle çocuklar yararına aylık 1.000,00'er TL iştirak nafakasına, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği bu nedenle kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata sonuç olarak; davacı- karşı davalı kadının kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen maddî ve manevî tazminat taleplerine yönelik istinaf isteminin kabulüne, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur incelemesi, nafaka artırımı ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 174 üncü 182 inci maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.