"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/293 E., 2023/222 K.
DAVA TARİHİ : 17.12.2014
KARAR : Kabul
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı ... vekili
Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasında bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ...'in evlilik dışı doğduğunu, davalının annesi Emine ile müvekkilinin babası muris ... arasında hiçbir zaman evlilik kurulmadığını, davalının murisin askerlik hizmetini yaptığı zamanda doğduğunu, o yıllarda askerlik hizmetinin süresinin 24 ay olduğu düşünüldüğünde davalının murisin çocuğu olmadığını, müvekkillerin murisi ...'in 16.01.2014 tarihinde vefat ettiğini ileri sürerek nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.05.2019 tarihli ve 2019/203 Esas, 2019/214 Karar sayılı ilamıyla; hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.01.2020 tarih ve 2019/5948 Esas, 2020/16 Karar sayılı kararı ile; davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, nüfus davalarında hak düşürücü sürenin bulunmadığı, nüfus idaresinin katılımı sağlanıp iddia ile ilgili olarak DNA testi yapıp varsa diğer delilleri toplamak ve işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 02.06.2021 tarih ve 2020/197 Esas, 2021/178 Karar sayılı ilamıyla verilen kesin sürede giderler yatırılmadığı için DNA testi yapılamadığı, mevcut delillerle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine yönelik karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 27.12.2021 tarihli ve 2021/9440 Esas, 2021/10067 Karar sayılı kararı ile; kararın onamasına karar verilmiştir.
3.Bu karara karşı davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
4.Dairenin 25.04.2022 tarihli ve 2022/2873 Esas, 2022/3948 Karar sayılı ilamıyla, nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, murisin mezar yeri belli olduğuna göre, mahkemece masrafı ileride yasal nedenlerle zorunlu taraf olan nüfus idaresi dışında haksız çıkan taraftan tahsil edilmek üzere suçüstü ödeneğinden karşılanmak üzere resen DNA testi yaptırılıp alınacak sonuç gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle davacıların karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 27.12.2021 tarih, 2021/9440 Esas, 2021/10067 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ile; ... 'e ait DNA profili ile ... 'e ait DNA profillerinin karşılaştırılmasının yapılarak elde edilen sonuca göre ... 'in ... 'in biyolojik babalığının reddedildiği kanaatinin bildirildiği, davalı ... tarafından adli tıp raporuna yönelik itirazların rapordaki bilimsel veriler karşısında kabul edilebilir olmadığı, raporun hükme esas alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, ...'in ... 'in babası olmadığının tespitine, aralarındaki bağın nüfusta kaldırılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili; davanın soybağının reddi davası olduğunu, hak düşürücü sürenin dolduğunu, Adli Tıp raporunun sonucunun hatalı olduğunu, murisin müvekkilini nüfusuna kaydettirdiği 1956 yılında ve mirastan ıskat belgesi düzenlediği 2003 yılında iki defa beyan ve ikrar ettiğini, davanın reddi gerektiğini, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 07.11.2023 tarihli ve 2023/6798 Esas, 2023/5228 Karar sayılı kararıyla, Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı ... vekili özetle, davanın soybağının reddi davası olduğunu, hak düşücü sürenin geçtiğini, Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınması gerektiğini belirterek kararın düzeltilmesini ve onama kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, bozma ilamı uyarınca işlem yapılıp yapılmadığı, delillerin takdirinde hata olup olmadığı, Adli Tıp raporunun hükme esas alınıp alınamayacağı, karar düzeltme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35 inci ve 36 ncı maddeleri; 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü ve 19 uncu maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 562,65 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
07.03.2024 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
K A R Ş I O Y
Somut olayda davacılar, davalı ...'in murisleri olan ...'in çocuğu olmadığını belirterek davalının baba hanesinde yazan ... isminin silinmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yargılamaya nüfus kayıt düzeltim davası olarak devam edilmiş ve bozma sonrası yapılan yargılamalar neticesinde dava kabul edilerek muris Muharrem'in davalı ...'in babası olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosya içerisinde her ne kadar Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 18.03.2019 tarihli, 2019/888 Esas, 2019/1850 Karar sayılı kararı ile "davanın genel hükümlere tabi olduğu, davaya bakma görevinin Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu" belirtilmiş ise de bu karar sadece görev hususunda mahkemeyi bağlar. Merci tayini kararındaki davanın nitelendirilmesi hususu mahkemeyi bağlamaz. Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup delillerin bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın nüfus kaydı davası olduğu değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararına katılmamaktayım.