Logo

2. Hukuk Dairesi2024/146 E. 2024/6552 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, davalı kadına dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, davalının kusurunun belirlenmesinin doğru yapılıp yapılmadığı ve davalı lehine maddi manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadına dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği, davalının boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusurunun doğru tespit edildiği ve davalının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü diğer hususların da kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/681 E., 2023/2082 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Yalova 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/915 E., 2021/204 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1988 yılında evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, davalı kadının ilgisiz, sorumsuz ve başına buyruk davranışları ile evlilik birliğine aykırı davranışlarda bulunduğunu, davalının uzun süreli olarak evden ayrıldığını, müvekkilinin beyin tümörü nedeni ile Kocaeli'de ameliyat olduğu ve kaburga kemiklerinin kırılması nedeniyle Bursa'da tedavi gördüğü sırada davalı kadının hiç yanına gitmediğini, davalının müvekkiline karşı ilgisiz ve acımasız olduğunu, davacının ütüsünü ve yemeğini kendisinin yaptığını, tüm ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, davalının 78 yaşındaki müvekkiline karşı suçlamalarda bulunarak gördüğü herkese davacının karşı komşu ile arasının iyi olduğunu, ilişkisinin bulunduğunu söylediğini, davalının eylemlerinin basit bir kıskançlığı çoktan aştığını, iftira ve psikolojik şiddet boyutuna vardığını, davalının kurban bayramı öncesi balkona çıkarak avazı çıktığı kadar bağırdığını, komşu kadınla davacı erkeğin ilişkisi olduğunu söyleyerek müvekkilini rezil ettiğini, davacının; davalı kadın hakkında Yalova Aile Mahkemesi'nin 2019/781 değişik iş sayılı dosyasında hakaret, aşağılama ve küçük düşüren söz ve davranışları nedeniyle koruma kararı talep ettiğini, tüm bu nedenlerle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın tarafından süresinden sonra cevap dilekçesi sunulduğu görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında evlilik birliği devam ederken davalı kadının zaman zaman uzun süreli, zaman zaman kısa süreli evden ayrılıp eve gelmediği, davalı kadının davacı eşine karşı ilgisiz ve sorumsuz davrandığı, davacı eşi rahatsızlandığında ve hastanede yattığında erkek ile ilgilenmediği, davacı erkeğin başka bir kadın ile ilişkisi olduğuna dair iftira mahiyetinde sözler söylediği, davalı kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek davacı erkeğin kusurlu bir davranışı bulunmadığı ve davalı kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, dava tarihi olan 25.09.2019 tarihinden kararın kesinleşeceği tarihe kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davacı tarafından davalı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tam kusurlu olmadığını, davacı erkeğin kusurlu olduğunu, ilk derece mahkemesince boşanma kararı verilmesinin ve davalı lehine yoksulluk nafakası ile tazminata hükmedilmemesinin doğru olmadığını bildirerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin davalı kadına usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin tam kusurlu olmadığını, davacı erkeğin kusurlu olduğunu, ilk derece mahkemesince boşanma kararı verilmesinin ve davalı lehine yoksulluk nafakası ile tazminata hükmedilmemesinin doğru olmadığını bildirerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı kadına dava dilekçesi tebliğinin usule uygun yapılıp yapılmadığı, süresinde cevap dilekçesi verilip verilmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadına yüklenen kusurlu davranışın gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğe kusur olarak yüklenebilecek bir vakıa olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, kadın lehine fer'îlere hükmedilebilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 127 nci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı kadına dava dilekçesinin tebliğinin usule uygun yapıldığının ve cevap dilekçesinin süresinde sunulmadığının anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.