"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1266 E., 2023/2616 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Didim (Yenihisar) Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/109 E., 2023/36 K.
Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı baba vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı baba vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiklerini ve 2007 yılında ortak çocuk ...'in dünyaya geldiğini, tarafların Çine Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/302 Esas ve 2013/187 Karar sayılı kararı ile 10.09.2013 tarihinde boşandıklarını, dava sonucunda ortak çocuk ... 'in velâyetinin davalı anneye verildiğini, baba ile de kişisel ilişki tesis edildiğini, davalının ailesinin engellemeleri yüzünden yıllarca ortak çocuğu davacıya ve ailesine gösterilmediğini, ortak çocuk ile babanın iletişim kurmasının engellediğini, gönderilen hediyelerin kabul edilmeyerek iade edildiğini, ortak çocuğun ismi ... olmasına rağmen davalının ve ailesinin ... diye hitap ettiğini, davalının velâyet hakkını kötüye kullandığını, müvekkilinin maddî ve manevî olarak ortak çocuğa bakabilecek durumda olduğunu, müvekkilinin yazlık bir bölgede bulunan yıllardır işletiği elektrik tesisat dükkanı bulunduğunu, işe giriş çıkış saatlerinin belli olduğunu, güvenilir bir yer olduğunu, ortak çocuğun sosyal yaşamına uygun bir yer olduğunu, annenin ortak çocuk üzerinde psikolojik baskısının bulunduğunu, çocuğun bir tornacının yanında çalıştırıldığını, müvekkilinin çocuğa devamlı kötülendiğini beyanla davanın kabulü ile ortak çocuğun velâyetinin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesini, talebin kabul edilmediği takdirde ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden tesis edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların yerinde olmadığını, asıl diğer tarafın çocuğu merak etmediğini, görmeye dahi gelmediğini, nafakasını ödemediğini, çocuğun velâyet görevlerini ihmal etmediğini, davacının asıl amacının çocuğu kendisine ait işyerinde çalıştırarak kendisine bu şekilde destek sağlamak olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların 10.04.2006 tarihinde evlendiklerini, tarafların ortak çocukları ...'in 13.02.2007 tarihinde dünyaya geldiğini, tarafların Çine Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.09.2013 tarihli, 2012/302 Esas, 2013/187 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiğini, baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi saat 09.00 dan aynı gün saat 17.00 a kadar, dini bayramların 2. günü saat 09.00 ile aynı gün saat 17.00 arasında kişisel ilişki tesisine ve ortak çocuk lehine aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, kararın 27.11.2013 tarihinde kesinleştiğini, ortak çocuğun boşanma kararından bu yana annesi ile birlikte yaşadığını, ihtiyaçlarının anne tarafından karşılandığını, davacı babanın Mahkemece hükmedilen iştirak nafakasını ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi yapıldığını ve Aydın 1. İcra Ceza Mahkemesinin 25.06.2013 tarihli, 2013/241 Esas, 2013/838 Karar sayılı ilamı ile davacının nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeme suçundan 3 ay tazyik hapis ile cezalandırıldığını, baba ve çocuğun boşanma kararından bu yana görüşmediğini, her ne kadar davacı tarafça, davalının ve ailesinin baba ile çocuğun görüşmesini engellediği iddia edilmiş ise de davacının mahkeme kararına istinaden çocuk teslimi konusunda icra müdürlüğüne her hangi bir başvuruda bulunmadığını, sosyal hizmet uzmanı bilirkişinin çocuğun anne ile yaşamaya devam etmesinin, velâyetin annede olmasının ve baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasının çocuğun yararına olacağı kanaatini bildirildiğini, idrak çağında olan ortak çocuğun da anne yanında kalmak istediğini, babası ile görüşmek istemediğini beyan ettiği, bu haliyle velâyetin değiştirilmesinin şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı baba vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı baba vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı baba vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı baba vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı baba vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi talebinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı ve kişisel ilişki yönünden davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 325 inci ve 326 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü ve 12 nci maddeleri; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinni 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı baba vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...