"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1575 E., 2023/1765 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/174 E., 2022/428 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını, eziyet ettiğini, psikolojik baskı yaptığını, müvekkilinin kardeşleri ve akrabaları ile görüşmesine, ev ziyaretlerine izin vermediğini, kavga ve küslük yarattığını, eve bakmadığını, kendi zevk ve arzularına göre para harcadığını, hesapsızca ve sorumsuzca harcamaları nedeni ile esnaf, akraba ve arkadaşlarına borçlandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, son bir yıldır müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve aşağılamalarının arttığını, boşanmak ve terk etmekle müvekkilini tehdit ettiğini, en son 2020 yılı Ekim ayında küfür ve tehdit ettiğini, müvekkilinin üzerine yürüdüğünü, müvekkilinin ağabeyinin evine sığındığını, davalı- davacının evdeki bir kısım eşyaları aldığını, su elektrik ve doğalgaz aboneliklerini kapattırdığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının, müvekkilini sürekli hakir gördüğünü, çocukları müvekkiline karşı doldurduğunu, çocukları kullanarak dediğini yaptırdığını, müvekkilinin ailesini eve kabul etmediğini, görmeye de gitmediğini, aşağılayıcı sözler söylediğini, son iki yıldır müvekkilinden ayrı yattığını, birliktelikten kaçındığını, müvekkiline hakaret ettiğini, evden kovduğunu iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin; evliliğin ilk başlarından itibaren "seni terk edeceğim, senden ayrılacağım" şeklinde sözler söylediği. hakaret ve küfür etmek suretiyle davacı kadına psikolojik şiddet uyguladığı, "senin bir sıkımlık canın var, şimdi boğazını sıkar seni gebertir, gider paşa paşa yatarım" gibi sözler söyleyerek tehdit ettiği, evde sorumluluklarını yerine getirmediği, davacı kadının kök ailesi ile görüştüğünde sorun çıkardığı, kadına "benim yemeğimi yapmayacaksın, çamaşırlarımı yıkamayacaksın, yatağıma girmeyeceksin" şeklinde sözler söylediği, en son tartışmada kadının üzerine yürüdüğü, gırtlağını sıkacağını, camdan atacağını söylediği, eşini istemediğini söyleyerek evi terk ettiği, kadının, yatağını ayırarak eş olmanın verdiği vazifeleri yerine getirmediği, aşağılayıcı bir takım sözler söyleyerek erkeği rencide ettiği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin kadına nazaran ağır kusurlu kadının ise az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkeğin tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL, karar tarihinden itibaren ise aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının gelecek her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kabul edilen tazminat ve nafakanın miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkek eşin, kadına "hakaret ettiği" kabul edilmiş ise de tanıkların bu yöndeki beyanlarının soyut olduğu, ne söylendiğinin belirtilmediği, hükme esas alınamayacağı, kadının bu yöndeki iddiasını da toplanan diğer deliller ile de ispatlayamadığı, "senin bir sıkımlık canın var, şimdi boğazını sıkar seni gebertir, gider paşa paşa yatarım" gibi sözler söyleyerek tehdit ettiği, kadının "üzerine yürüdüğü, gırtlağını sıkacağını, camdan atacağını söylediği" kabul edilmiş ise de bu yöndeki tanık beyanlarının, kadından aktarılan beyanlar olduğu, taraflardan aktarılan beyanlarında hükme esas alınamayacağı, erkeğin kadına "yatağıma girmeyeceksin" şeklinde sözler söylediği kabul edilmiş ise de hiçbir tanığın bu yönde beyanda bulunmadığı gibi kadının bu yöndeki iddialarını da toplanan diğer deliller ile de ispatlayamadığı ve bu kusurların gerekçeden çıkarılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kadının kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları karşısında, erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları yanında erkeğin "evden ayrıldıktan sonra evin aboneliklerini kapattırdığı, son zamanlarda kadının yaptığı yemekleri yemek istemediği" maddî vakıalarının ispat edildiğinden kusurların gerekçeye eklenmesi gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde yine de kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları, kişilik haklarına yapılan saldırı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen tazminatların miktarının az olduğu,tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları, kişilik haklarına yapılan saldırı ve tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; tarafların kusur belirlemesine, kadının da tazminatlar ile tedbir, yoksulluk nafakalarının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına aylık 500,00 TL ilk derece mahkemesinin karar tarihinden Daire karar tarihine kadar aylık 800,00 TL, Daire karar tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının gelecek her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata ve tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası
uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.