Logo

2. Hukuk Dairesi2024/148 E. 2024/2551 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozmaya uyan mahkemenin verdiği tazminat miktarı ve kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozmaya uyan mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uygun şekilde, kadının kusursuz, erkeğin tam kusurlu olduğuna ve kadına tazminat ödenmesine karar vermesi, usul ve yasaya uygun bulunarak kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1223 E., 2023/1567 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesinin olduğunu ve erkeğin buna sessiz kaldığını, erkeğin baskıcı, kıskanç ve cimri olduğunu, evden kovduğunu, balkondan eşya fırlattığını iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkiline, faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata, aylık 1.500,00 TL tutarında tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, fikren ve ruhen anlaşamamaları sonucu aralarında baş gösteren geçimsizliğin evlilik birliğini temelinden sarstığını, tarafların aralarında geçen sorunlardan sonra barıştığını ve birbirlerini affettiklerini ancak sonrasında kadının kendisinin evlilik birliğinin yürümediğini ve boşanmak istediğini beyan ettiğini ve evlilik birliğinin devamı için çaba sarf etmediğini aksine yaşanan her olayı sorun ederek evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine neden olduğunu, davacı -karşı davalının sürekli olarak etrafına ben yaşar'dan hoşlanmıyorum, eninde sonunda boşayacağım dediğini, asabi olduğunu, küçük düşürdüğünü, iddia ederek karşı tarafça açılan şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasının reddine ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle karşı davalarının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine ruhsal ve sözlü şiddet uyguladığı, kıskanç tavırlar sergilediği ve hakaret içeren davranışlarda bulunduğu, eşine kötü davrandığı, kadını evden kovduğu, kadına yüklenebilecek herhangi bir kusura rastlanmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 500.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının çalışamamasından kaynaklı talep etmiş olduğu 50.000,00 TL maddî tazminata ilişkin talebinin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli kararı ile erkeğin kadına psikolojik şiddet uyguladığı, kıskançlık yaptığı,kadını evden kovarak annesinin evine götürdüğü, kadının ise evliliğin yürümeyeceği yönünde konuştuğu, hakaret ettiği anlaşılmış ise de, erkeğin kadını annesinin evine bırakmasından ve bu suretle tarafların 15 gün kadar ayrı yaşamasından sonra erkeğin kadından özür dilemesi üzerine tarafların barışarak birlikte ortak haneye döndükleri, bu nedenle her iki tarafın da birbirlerinin önceki kusurlu davranışlarını affetmiş en azından hoşgörü ile karşıladıkları, ancak o gün barışıp ortak haneye birlikte gitmelerinden sonra da taraflar arasında tartışma yaşandığı, kadının kardeşi tanık Levent'in gece geç saatlerde müşterek eve gittiği, o gün erkeğin kadının kardeşi Levent ile giderken arkalarından bir şeyler söyleyerek ve atarak psikolojik ve sözlü şiddet uyguladığı, kötü davrandığı kadının ise evliliğin yürümeyeceği yönünde konuştuğu, evden kişisel eşyalarını aldığı sırada başkalarının yanında erkeğin giysilerinin bulunduğu kutuyu fırlatıp atarak rencide edici davrandığı, bu sebeple boşanmayı gerektiren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile erkeğin karşı davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, karşı davanın kabulü ile tarafların karşı davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi nin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, taraflar boşanmayı gerektiren olaylarda eşit kusurlu olduğundan erkeğin kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine oy çokluğuyla karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 30.03.2023 tarih ve 2022/10696 esas-2023/1478 Karar sayılı ilamıyla ; yapılan yargılama ve toplanan delillerden dinlenen davalı-karşı davacı erkek tanıklarının, kadının evliliğin yürümeyeceği yönünde konuştuğuna ilişkin sözlerinin bir kısmının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak olayların izahından ibaret olduğu, kadına yüklenen evden kişisel eşyalarını aldığı sırada başkalarının yanında erkeğin giysilerinin bulunduğu kutuyu fırlatıp atarak rencide edici davrandığı kusurunun ise ispatlanmadığı, bu nedenle davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan karşı davanın reddi gerekirken kabulünün doğru görülmediği, ancak davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, karşı davanın konusu kalmadığı, konusuz kalan erkeğin karşı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve dava tarihi itibariyle haklılık durumları gözetilerek yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden yeniden bir karar verilmesi gerektiği, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları, dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; "...tüm dosya kapsamı ve yargıtay bozma ilamı doğrultusunda; barışıp müşterek haneye birlikte gitmelerinden sonra da taraflar arasında tartışma yaşandığı, davacı-karşı davalının kardeşi tanık Levent'in gece geç saatlerde müşterek eve gittiği, o gün davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalı kardeşi Levent ile giderken arkalarından bir şeyler söyleyerek ve atarak psikolojik ve sözlü şiddet uyguladığı, kötü davrandığı kanıtlanmıştır. Yargıtay bozma ilamında işaret edildiği üzere, dinlenen davalı-karşı davacı erkek tanıklarının, kadının evliliğin yürümeyeceği yönünde konuştuğuna ilişkin sözlerinin bir kısmının 4721 sayılı Kanun'un 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak olayların izahından ibarettir. Kadına yüklenen evden kişisel eşyalarını aldığı sırada başkalarının yanında erkeğin giysilerinin bulunduğu kutuyu fırlatıp atarak rencide edici davrandığı kusuru ise ispatlanmamıştır. bu sebeplerle İlk Derece Mahkemesinin karar gerekçesinin boşanmayı gerektiren olaylarda davacı-karşı davalının kusursuz; davalı-karşı davacının tam kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmiş, Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda, İlk Derece Mahkemesi kararının davalı-karış davacının karşı davasının reddine yönelik kısmının kaldırılmasına, tarafların boşanmalarına karar verilmiş, ancak asıl davadaki boşanma hükmü, Dairemizin kararının boşanma yönünden temyiz edilmemesi üzerine kesinleşmiş, böylece davalı-karşı davacının karşı davadaki boşanma talebi konusuz kalmış olduğundan karşı davadaki boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalı kadının boşanmaya neden olan kusurlu bir davranışını kanıtlayamamış olup dava açmakta haklı olmadığından karşı davada davacı-karşı davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar vermek gerekmiştir.

Boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek tam kusurlu, davacı-karşı davalı kadın kusursuz olup davacı-karşı davalının mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedeleneceği, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacağı, boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle davacı-karşı davalının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, TMK'nın 174/1-2 nci maddelerindeki yasal koşulların davacı-karşı davalı kadın lehine oluştuğu anlaşıldığından tarafların sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, boşanmaya neden olan olayların niteliği ve TMK'nın 4. üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve İlk Derece Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı tarafından istinaf edilmemesi nedeniyle miktarlar bakımından davalı-davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine..." karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz yoluna başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. TEMYİZ SEBEPLERİ

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü ve fer'îleri, karşı davanın reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. GEREKÇE

1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin karşılıklı davada bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.