"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3156 E., 2023/3495 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli alkol aldığını, sadakatsiz olduğunu, kumar oynadığını, parasını gazinoda harcadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya yıllık üfe oranında artış uygulanmasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı kadının ilaç kullanarak tarafların ortak çocuğu olmasını engellediğini, boşanmak istemediğini, evlilik birliğini devam ettirmek istediğini, davacı kadını sevdiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.02.2020 tarihli kararı ile, davalının sürekli alkol alarak davacıya şiddet uyguladığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin yüklediği sadakat yükümlülüğünün zarar gördüğü, tarafların bir araya gelip evlilik birliğini devam ettirme ihtimallerinin kalmadığı, evlilik birliğinin devam etmesinde, tarafların ve toplum yararının kalmadığı, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur durumları nazara alınarak davacı kadın yararına manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına hüküm altına alınan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının tarafların maddî durumları dikkate alınarak kaldırılmasına, davacı kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının maddî tazminat talebinin şartları oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddî tazminat koşullarının oluşmasına rağmen, bu taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin boşanma davası açıldıktan sonra çalışmasının maddî tazminatın reddi sonucunu doğurmayacağını, müvekkilinin çektiği ızdırap ve davalı erkeğin kusurları nazara alındığında müvekkili yararına hüküm altına alınan manevî tazminatın da az olduğunu belirterek reddedilen maddî tazminat talebi ve manevî tazminatın miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkili aleyhine manevî tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı kadının evi kendisinin terk ettiğini, reddedilen kısımlar yönünden müvekkili yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat ve müvekkili yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2022 tarihli kararı ile, boşanma davasına ilişkin hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu buna karşın tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminatın az olduğu, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davacı kadın açısından 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluştuğu, bu durum karşısında, mahkemece kadının maddî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddinin doğru olmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine davacı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına davacı kadın vekili tarafından davalı erkeğin müvekkiline 3 yıllık evlilik süresi içerisinde sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, ağır fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu, tüm bu hususlar dikkate alındığında müvekkili yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden; davalı erkek vekili tarafından, davacı kadının müvekkilinin hiç bir kusurunu ispat edemediğini, tanık beyanlarının davacının iddialarını somut olarak doğrulamadığını, başkaca bir delil de ileri sürülemediğini, davacının maddî ve manevî bir zararının da olmadığını, davacının bu nedenle tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemiz 12.09.2023 tarihli ve 2022/7101 Esas, 2023/3844 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatlar miktarı yönünden bozulmasına, davalı erkek vekilinin temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmakla, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, sair yönlerden verilen hüküm temyiz incelemesi neticesinde kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.