"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1202 E., 2023/1023 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/298 E., 2022/220 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek ve davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek ve davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davacı asil 03.06.2024 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir.
Bu durumda, davacı erkeğin temyiz başvurusunun feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekir.
Davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı ile 49 yıldan beri evli olduklarını,evliliklerinin ilk dönemlerinde huzurlu bir yaşamı sürmelerine rağmen daha sonraki dönemlerde kişilik uyuşmazlığından kaynaklanan sorunlardan nedeniyle geçimsizlik meydana geldiğini,Bu geçimsizliğin evlilik bireyini yeniden tesisini imkansız hale getirdiğini,bu evlilikten 18 tane çocukları olduğunu,eşinin yaklaşık 20 yıldır ayrı yaşadığını defalarca kendisini çağırmasına rağmen anlaşmaya yönelik konuşmaya çalışsamda bir çözüm bulamadığını son olarak 19.09.2021 tarihinde yine yanında onun yakınları ile beraber yanına gittiklerini olumlu bir sonuç için ancak yine de bir sonuç çıkmadığını artık son çare olarak boşanmaya karar verdiğini ancak kendisi buna da yanaşmadığını anlaşmalı olarak boşanmayı bir an önce bitmesini istediğini kabul etmediğini kendisi bundan dolayı tek taraflı boşanma talebi olduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini,davacı eş, dava dilekçesinde sadece eve terk gerekçesine dayandığını Davacının da dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere davacı ile müvekkilinin yaklaşık 30 yıldır ayrı yaşadıklarını,davacı eşin, yaklaşık 30 yıl önce başka bir evlilik yaparak müvekkilini ve ortak çocukaları terk ettiğini,Davacının dava dilekçesinde 18 tane ortak çocuklarının olduğunu belirtmiş ise de bu durum gerçeği yansıtmadığını davacı ile müvekkilinin 5 kız 3 erkek olmak üzere toplam 8 ortak çocuğu bulunduğunu, Diğer 12 çocuğun ise davacının sonradan yaşamış olduğu birliktelikten meydana geldiğini Davacı eş, sonradan yaşadığı birliktelikten doğan çocukları da müvekkili ile ortak çocuklarıymış gibi gösterdiğini,evlilik birliği içerisinde gerçekleşen somut olaylar incelendiğinde, davacı eş tam kusurlu olduğunu. davacı eşin başka bir kadın ile birliktelik kurmakla kalmayıp, bu kişi için resmi evrakta sahtecilik yaparak müvekkilinin ismi ile T.C nüfus kimlik kartı çıkardığını, Davacı eşin birliktelik yaşadığı ... isimli kişi müvekkili ... adına çıkardığı kimlik ile davacının eşiymiş gibi yaklaşık 3 yıl boyunca işlem yaptığını hastaneye gittiğini kamu kurumlarında işlem yaptığını, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının ortak konutta yaşamaması ve müvekkilinin hiçbir ihtiyacını karşılaması nedeniyle müvekkilinin zor duruma düştüğünün, günlük ihtiyaçlarını ev giderlerinin ve yaşamın idame edilmesi için yapılması zorunlu giderlerin müvekkilce karşılanması mümkün olmadığını belirterek davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine, müvekkili lehine dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına tedbiren karar verilmesine,boşanma davasının kabulü durumunda davacı eşin ağır kusuru da göz önüne alınarak müvekkilimiz lehine 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 07.04.2022 tarihli celse davacı beyanında davalı ile evli iken başka bir kadını eve getirdiğinden bahsetmekle davalının ortak konuttan ayrılması için haklı bir sebebi olduğu kanaatine varılmış ve bu nedenlerle davanın reddine, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek ve davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı erkek davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin ve davalı lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın tümüne yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
2-Davalı kadın vekili lehine hükmedilen tedbir nafakasının yetersiz olduğunu beyan ederek, reddedilen tedbir nafakası yönünden kararın kaldırılmasına ve adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek ve davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin ve davalı lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek kararın tümüne yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
Davacı asil 03.06.2024 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir.
2-Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; lehine hükmedilen tedbir nafakasının yetersiz olduğunu beyan ederek, reddedilen tedbir nafakası yönünden kararın kaldırılmasına ve adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı erkeğin temyiz başvurunun feragat nedeniyle REDDİNE,
2.Davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.