Logo

2. Hukuk Dairesi2024/156 E. 2024/8158 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, velayet, maddi-manevi tazminat ve nafaka miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/545 E., 2023/1305 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/355 E., 2021/46 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın feragat nedeni ile reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun vakıaya yönelik kabulüne, diğer yönlerden esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-1.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, aşırı kıskanç olduğunu, iftira attığını, ahlaksız tekliflerde bulunduğunu, tedaviye yanaşmadığını, aşağıladığını, çocuğunu bile alamadan evden attığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-1.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların geçinemedikleri, davacı- karşı davalı ...'nın evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediği, davalı-karşı davacı eşine baskı uygulayarak, aile bireyleri ile görüşmesini engellediği gibi somut olmayan güven sarsıcı iddialarda bulunarak huzursuzluk yarattığı, bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan hadiselerde davalının tam kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin davasından feragat ettiği gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin davasının feragat nedeni ile reddine, davalı- karşı davacı kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, pedagog bilirkişi raporu ve müşterek çocuğun yaşının küçüklüğü ile anne bakım ve şefkatine muhtaç oluşu gerekçeleri ile ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk ... yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden başlamak üzere hüküm kesinleşinceye kadar davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, aynı miktar iştirak nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren davacı-karşı davalıdan alınarak çocuğun ihtiyaçlarına harcanmak üzere davalı karşı davacıya verilmesine, kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili; velayet, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesi yapılırken cümlenin başında ... yönünden kusur tespiti yapıldığı halde cümlenin sonunda "davalının tam kusurlu" olduğu ibaresi kullanılmış ise de her zaman mahkemesince düzeltilebilecek maddi hata olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin 20.08.2019 tarihli feragati kapsamında bu tarihten önce kadına atfettiği tüm kusurları affetmiş sayılacağı gözetilerek dosya kapsamında kadına kusur verilmemesinin doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesince erkeğe verilen kusurlardan evlilik birliği gereklerini yerine getirmeme ve baskı uygulayarak kadının aile bireyleri ile görüşmesini engelleme kusuruna kadın tarafından vakıa olarak dayanılmadığı halde kusur verilmesinin doğru görülmediği ancak erkeğin tespit edilen diğer eylemi sabit olmakla, bu haliyle de erkeğn tam kusurlu olduğu, tarafların müşterek çocuğunun yaşı, anne bakım ve sevgisine olan ihtiyacı, yargılama sırasında babanın çocuğu kaçırdığı, uzman raporları, dikkate alındığında küçüğün velayetinin anneye verilmesinin menfaatine olduğu gibi babayla kurulan kişisel ilişki de dosya kapsamına uygun olduğu gerekçeleri ile davacı-karşı davalı erkeğin vakıaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kusura yönelik istinaf talebinin reddine, davacı karşı davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili; velayet, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların kusur durumu, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesinin uygun olup olmadığı, kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.