"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/590 E., 2023/1485 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/74 E., 2020/352 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ev düzeniyle gerektiği gibi ilgilenmediğini, sevgisiz ve saygısız tutumlarıyla onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, evlendiğine pişman olduğunu belirten sözler söylediğini, hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, müvekkilini istemediğini söyleyerek ailesini arayıp kendisini gelip almalarını istediğini, evi terk ettiğini ve ailesinin yanına gittiğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, bağımsız konut açmadığını, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, yaptığı yemekleri beğenmeyip çöpe attığını, tabak fırlattığını, ortak konut açtığında ise eve gitmediğini, ablası ve eniştesi ile birlikte kaldığını, maaş kartını eniştesine verdiğini, masraf olur diye soba yakılmasına izin vermediğini, müvekkiline hakaretler edip aşağıladığını, ilgisiz olduğunu, ablasının evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını ve her konuda tek söz sahibi olmasına izin verdiğini, müvekkili ve ailesine karşı örf, adet ve geleneklere uygun olmayan hal ve tutumlar içerisine girerek ağır hakaretler ettiğini, sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını zaruri ihtiyaçların karşılanmasını gözünde büyüttüğünü, müvekkilini apar topar ailesinin yanına götürüp bıraktıklarını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 manevî tazminata, ziynet eşyaları yönünden 1 adet 20 gr bilezik, 3 adet tam altın, 11 adet çeyrek altın, 1 adet küpe ve 3 gr alyanstan oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise yasal faizi ile birlikte 3.000,00 TL bedelin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının; evlilik birliği içerisindeki sorumluluklarını yerine getirmediğini, gerektiği gibi yemek ve temizlik yapamadığını evin ihtiyaçlarını gidermediğini erkek eşin ise; kadına yönelik küçük düşürücü, aşağılayıcı eylemlerde bulunduğu, evliliğin ilk dönemlerinde eşine ayrı bir ev açmadığı, eşine maddî manevî destek olmadığı, yakınlarının evliliğine müdahale etmesine izin verdiği, ayrıca güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma ile kadının yoksulluk nafakasına hak kazanacağı, ziynet eşyası alacağı talebi yönünden ise; davalı kadın cevap dilekçesi ile ziynet eşyalarını talep etmiş ise de usulüne uygun açılmış karşı davanın bulunmadığı, karşı davaya ve ziynet altınlarına yönelik harçların yatırılmamış olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile (tahsis edilmiş şekliyle) kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; usule ilişkin alarak vekil beyanı ile karşı dava olmadığının belirtilmesinin dilekçedeki tüm taleplerinden feragat sonucunu doğuracağını, dilekçedeki taleplerinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının el yazısı mektubunun değerlendirmeye alınmadığını, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, savunma haklarının kısıtlandığını, kararın eksik ve gerekçesiz olduğunu, duyuma dayalı tanık beyanlarının hükmü esas alındığını, erkeğe yüklenen kusurların niteliği ile sonuç kusur derecesi tayininin yerinde olmadığını, altı ay süren evlilikte iki yıldan fazla süre ile karşı tarafa nafaka ödenmesinin nafakanın amacını aşarak hakkın kötüye kullanılması düzeyine geldiğini belirterek kusur, nafaka, tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, erkeğin ağır kusurlu kadının ise kusur ve sorumluluğunun bulunmadığının ispatlanmasına rağmen müvekkilinin kusurunun olduğundan bahisle çok düşük miktarlarda nafaka ve tazminatlara hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ziynet eşyası talepleri yönünden karşı dava dilekçelerinde harca esas değer gösterip başvuru ve peşin harçları tamamladıklarını, bilirkişi raporundan sonra taleplerini ıslah ederek gerekli harcın yatırıldığını, tüm bunlara rağmen duruşmadaki sehven yanlış beyan ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetli olmadığını belirterek kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalara hükmedilmesi, ziynet eşyası ve karşı dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, boşanma talebinde bulunduğunu, kadın eşin ise karşı dava olmaksızın boşanma ve fer'i talepleri ile birlikte karşı davasında ziynet eşyalarının aynen iadesi ile iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesini talep ettiği, harca esas dava değerini açıkladığı ve 10.04.2018 tarihinde başvuru ve peşin harcı tamamladığı, İlk Derece Mahkemesinin kadının "ziynet eşyası talebi yönünden başvuru ve peşin harçların yatırılmadığı, vekil beyanında karşı davanın bulunmadığı yönünde açıklama yaptığı gerekçesiyle" ziynet talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, kabule göre de; yazılı gerekçelerle bu talebin esası hakkında hüküm tesisine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği halde esası incelenmeyen bu talep yönünden yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının evde yeterli temizlik ve yemek yapmadığı, eli ürünü mektup ile evden ayrılmayı istediği, erkeğin ise kadını küçük gördüğü, yaptığı işleri ve yemekleri beğenmediği, evliliğin ilk başlarında kadını birlikte oturmaya zorladığı kız kardeşinin etkisi altında kaldığı, kadını ailesinin yanına bıraktığına dair kusurların kanıtlandığı, gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre de, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu, sonuç kusur belirlemesi ile boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönlerden isabetsizlik görülmediği ancak kusurların nitelendirmesi ve gerekçesinin hatalı olduğu,tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tarafların yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, fiili evlilik süresi, çalışmaya engel halinin bulunmaması ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu, kadın lehine hükmedilen tazminatlara yasal faiz yürütülmesine dair bir talebi olmamasına karşın tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile; kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarları, ziynet eşyaları hükmüne yönelik erkeğin ise; kadın yararına hükmedilen tazminatlara yasal faiz yürütülmesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminat ile boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere 15.000,00 toptan yoksulluk nafakasına, kadının ziynet hükmüne yönelik istinaf talebinin kabulü ile bu yöndeki hükmün tümden kaldırılmasına yeniden yargılama yapılarak işin esası hakkında hüküm tesis edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair istemlerin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi tazminatların kabulü, talepten fazla nafakaya hükmedildiğini ve yoksulluk nafakasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarı, tazminatlara faiz talebi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.