Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1587 E. 2024/8828 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının kesinleşmesinin ardından fer'i konular olan velayet, nafaka, tazminat miktarları ve kişisel ilişki tespiti hususlarında yaşanan anlaşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davalı erkeğin boşanmanın fer'ileri hakkındaki temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1432 E., 2023/2123 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/784 E., 2023/415 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince kesinleşen boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince: davacı kadının 11.09.2023 tarihli ara kara karşı istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı erkek vekilinin başvurusunun esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulmaktadır. İstinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince başvurunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda, bölge adliye mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma hükmünün kesinleşmiş olması nedeniyle davalı erkeğin boşanma hükmü yönünden temyiz hakkı bulunmadığı, davalı erkek vekilinin boşanma hükmü dışındaki diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle: erkek eşin kusurlu olduğu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 02.03.2023 tarihli Islah dilekçesinde özetle; ardan geçen zaman içeresinde talep ettikleri nafaka ve tazminat miktarlarının çok düşük kaldığını beyan ederek ıslah ile çocukların her biri yararına aylık 4.000,00TL, iştirak kadın yararına aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakaların her yıl üfe oranında arttırılması ve kadın yararına 200.000,00TL maddî, 200.000,00TL. manevî tazminata hükmedilmesini talep ve ıslah etmiştir.

3.Davacı kadın vekili son celsedeki beyanında; boşanmanın fer’isi dışında maddî tazminat talebi olmadığını beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekiline dava dilekçesi ve ekleri Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı öncesi ve sonrası tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin11.03.2021 tarih ve 2019/1087 Esas, 2021/422 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda Ankara 11. Aile Mahkemesi’nin 2016/778 Esas 2018/1477 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki boşanma davasının feragat sebebiyle reddedildiği, tarafların yedi-sekiz yıldır ayrı yaşadığı, davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı kadına şiddet uyguladığı, ailesiyle ilgilenmediği, davalının süresi içinde cevap dilekçesi vermediği ve davacı kadının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayıldığı, darp raporu, asliye ceza mahkemesi ve savcılık soruşturma dosyaları, whatsapp yazışmaları, tüm dosya kapsamı ile görgüye dayalı davacı tanık beyanları dikkate alındığında evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, davacı kadının kusursuz, davalı erkeğin ise tam kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların anneye verilmesine, kadın ve çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL' ye yükseltilmesine kararın kesinleşmesinden sonra aylık 500,00 TL iştirak- yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından tazminatlar ve nafakaların miktarlarına yönelik, davalı tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2022 tarih ve 2021/612 Esas 2022/1979 Karar sayılı kararı ile, kadının cevap dilekçesinin erkeğe tebliğinin usulsüz olduğu, böylelikle dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliği sağlandıktan sonra, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması ile ön inceleme ve tahkikat duruşmalarının yapılması, gösterilen delillerin toplanması ve tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün taraflarca istinaf edilmemesi suretiyle kesinleştiği gözetilerek tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumları belirlendikten sonra maddî ve manevî tazminat, tedbir-iştirak-yoksulluk nafakası, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri yönlerinden karar verilmesi gerektiğini, kabule göre de; davacı kadın dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından evin satılması, işinden ayrılmasına sebep olunması, kendisini yaralaması ve telefonunu kırması sebepleriyle zarar uğradığını belirterek maddî tazminat istediğini açıklamış olup, davacının maddî tazminat isteği açıklatılmadan ve gerektiğinde görev hususu düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmadığı gerekçesi ile, başvurunun kabulü ile hükmün istinaf edilmeden kesinleşen boşanma hükmü dışında kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının incelenmemesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda Ankara 11. Aile Mahkemesi’nin 2016/778 Esas 2018/1477 Karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki boşanma davasının feragat sebebiyle reddedildiği, tarafların yedi-sekiz yıldır ayrı yaşadığı, davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı kadına şiddet uyguladığı, ailesiyle ilgilenmediği, davalının süresi içinde cevap dilekçesi vermediği ve davacı kadının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayıldığı, darp raporu, asliye ceza mahkemesi ve savcılık soruşturma dosyaları, whatsapp yazışmaları, tüm dosya kapsamı ile görgüye dayalı davacı tanık beyanları dikkate alındığında evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde, davacı kadının kusursuz, davalı erkeğin ise tam kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle; davanın kabulü ile boşanma yönünden taraflarca hükmün istinaf edilmemesi sebebiyle kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında " her ayın birinci ve üçüncü haftası Cumartesi günü saat 09.00'dan aynı gün saat 17.00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09.00'dan üçüncü günü saat 17.00 ye kadar, her yıl sömestr tatilinin ilk Pazartesi günü saat 09.00'dan itibaren Pazar günü saat 17.00'a kadar, her yıl Temmuz ayının 1. Günü saat 09.00'dan 30. Günü saat 17.00'a kadar kişisel ilişki tesisine", çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.500,00 TL' ye yükseltilmesine kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 2.000,00 TL' ye yükseltilmesine kararın kesinleşmesinden sonra aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl Üfe oranında arttırılmasına kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 11.09.2023 tarihli ara kararı ile; davacı tarafın 08.09.2023 tarihli dilekçesi ile hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleştirilmesini talep etmesi karşısında her ne kadar gerekçeli kararda boşanma yönünden boşanmanın kesinleşmesi sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, Yargıtay temyiz yolunun açık olması ve Yargıtay temyiz sebepleriyle bağlı olmaması, dosyayı resen gerekli gördüğü sebeplerle bozabildiği hususu dikkate alınarak kısmi kesinleşme talebinin reddine" karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararının kesinleştirilmesine yönelik taleplerinin Mahkemece reddedilmesine yönelik ara kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kesinleştirme şerhi verilmesine ilişkin hür türlü iş ve işlemin, idari işlem niteliğinde olduğu, her zaman mahkemece düzeltilmesi veya kaldırılmasının mümkün bulunduğu, bu nedenle istinafa konu edilemeyeceği, denetime elverişli sosyal inceleme raporu, ortak çocukların yaşları, analık-babalık duygularının tatmin edilmesi ve geliştirilmesi hususları, dosya kapsamına göre çocuklar ile baba arasında hafta sonu yatılı kişisel ilişki kurulmasını engelleyecek bir durumun kanıtlanmamış olması, kişisel ilişkiye dair ilamların kesin hüküm teşkil etmeyip koşulların değişmesi halinde her zaman davaya konu edilebileceğine dair genel ilke ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ortak çocuklar ile davalı baba arasında hafta sonları yatısız kişisel ilişki tesisi doğru olmadığı, ilk Derece Mahkemesince verilen 11.03.2021 tarihli kararın boşanmaya ilişkin bölümünün istinaf edilmeksizin kesinleştiği, dolayısıyla bu kararda davacı kadın yararına hükmedilen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin de kesinleştiği hususu nazara alınmadan, 18.05.2023 tarihli ikinci kararda İlk Derece Mahkemesince yeniden kadın yararına 9.200,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olduğu gerekçesi ile; davacı kadının istinaf başvurusunun reddine, davalı erkek vekilinin, kişisel ilişki tesisine, vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davacı kadının 11.09.2023 tarihli ara karara yönelik istinaf dilekçesinin reddine, ortak çocuklar ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası Cumartesi günü saat 09.00'da anneden alınıp saat 17.00'de anneye teslimi, dini bayramların ikinci günü saat 09.00'da anneden alınıp üçüncü gün saat 17.00'da anneye teslimi, Temmuz ayının birinci günü saat 09.00'da anneden alınıp otuzuncu günü saat 17.00'de anneye teslimi, sömestir tatilinin ilk Pazartesi günü saat 09.00'da anneden alınıp izleyen Pazar günü saat 17.00'de anneye teslimi suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadının kendini vekille temsil ettirdiğinden vekâlet ücreti takdir edilmesine dair hükmün tamamen kaldırılmasına ve erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların kabulü ve miktarı, nafakanın miktarı, velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların kabulü ve miktarı, nafakanın miktarı, velâyetin anneye verilmesinin çocukların üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 323 üncü maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkek vekilinin boşanma davasının kabulü yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.