Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1588 E. 2025/219 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı-karşı davacı kadın, boşanma davasında deprem bölgesinde bulunması nedeniyle yokluğunda verilen kararın usule aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin deprem bölgesinde bulunması sebebiyle mazeretli sayılmasına rağmen, tahkikatın bittiği tefhim edilmeden ve sözlü yargılama için beyanlarını sunma imkanı verilmeden yokluğunda karar verilmesinin 6100 sayılı HMK'nın 184 ve 186. maddelerine aykırı olduğu ve savunma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1148 E., 2023/2019 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/995 E., 2023/247 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, kabul edilen iştirak nafakası miktarı ile tazminat miktarları, zina nedeniyle açılan boşanmanın reddi, deprem bölgesinde bulunan vekilin yokluğunda usul ve yasaya aykırı olarak karar verilmesi yönünden temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

1.Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, kadının zina sebebi ile açtığı boşanma davasının reddine hükmedilmiş, davalı-karşı davacı kadın tarafından tüm yönlerden istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, kabul edilen iştirak nafakası miktarı ile tazminat miktarları ve zina nedeniyle açılan boşanmanın reddi, deprem bölgesinde bulunan vekilin yokluğunda usul ve yasaya aykırı olarak karar verilmesi yönünden temyiz talebinde bulunulmuştur.

2. 11.02.2023 tarihli ve 32101 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 120 sıra sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kararnamenin "Yargı Alanında Alınan Tedbirler" başlıklı 2/1 maddesi;

"a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar veya ilgililer bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler,

b) 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler,

c) Nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler, 06.02.2023 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 06.04.2023 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar.” şeklinde düzenlenmiştir.

3. Aynı maddenin 6 ncı fıkrasında da; "Olağanüstü hal ilan edilmeyen illerin barosuna kayıtlı avukatların ve bürolarında çalışan kişilerin; olağanüstü hal ilan edilen illerde kan veya kayın hısımlarının bulunması veya olağanüstü hal ilan edilen illerde felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafi edilmesi ya da ihtiyaçların karşılanması amacıyla bu illere gitmeleri halinde bu madde hükmü, söz konusu avukatlar tarafından takip edilen dava ve işlerle ilgili olarak bu avukatlar bakımından 06.03.2023 (bu tarih dahil) tarihine kadar ülke genelinde uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

4. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun) 184. maddesinde; “ (1) Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” hükmü düzenlenmiştir. Tahkikatın bittiğinin tefhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Sözlü yargılama 6100 sayılı Kanun'un 186 ncı maddesinde düzenlenmiştir. (28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile değişik) 6100 sayılı Kanun'un 186 ncı maddesi, "(1) Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez. (2) Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir. Şu kadar ki, 150 nci madde hükmü saklıdır.." hükmünü amirdir. Bu maddede, taraflara sözlü yargılama için davetiye gönderilmeyeceği belirtilmiş ise de, 6100 sayılı Kanun'un 184 üncü maddesine uygun olarak, yargılama sırasında, hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.

Somut olay incelendiğinde, İlk Derece Mahkemesi'nin ilk kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kaldırma ve gönderme kararından sonra İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada, tensip zaptı ile taraflara duruşma gün ve saatini bildirir davetiyelerin e-tebligat yolu tebliğe çıkartıldığı, davalı-karşı davacı kadın vekilinin deprem bölgesinde bulunan Kahramanmaraş Barosuna kayıtlı olması sebebiyle tam gün mazeretli sayılmasına, duruşmada hazır bulunan taraflara 6100 sayılı Kanun'un 186 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince bir dahaki celse sözlü yargılama yapılacağı ve duruşmaya katılmadıkları taktirde 6100 sayılı Kanun'un 150 hükümleri saklı kalmak üzere yokluklarında karar verileceği hususunda ihtarat yapılmasına, duruşmada hazır bulunmayan taraflara duruşma tutanağı eklenerek ve 3 no'lu ara karar içeriği şerh edilerek meşruhatlı davetiye tebliğine karar verilmiş, duruşma zaptı davalı-karşı davacı kadın vekiline e-tebligat yolu tebliğe çıkartılmıştır. Mahkemece temyiz eden davalı-karşı davacı kadın vekili deprem bölgesinde olması nedeniyle mazeretli kabul edildiğine göre, duruşmada yeni tahkikat günü verilmeden, bu konuda beyanlarını sunma imkanı verilmeden, tahkikatın bittiği taraflara tefhim edilmeden gelecek celse sözlü yargılama yapılacağı ihtarı ile davetiye çıkartarak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ilgili hükmü gözetildiğinde son duruşmaya katılmamasının geçerli bir mazerete dayandığı anlaşılan davalı-karşı davacı kadın vekilinin yokluğunda yazılı şekilde karar verilerek savunma hakkı kısıtlanıp, hukuki dinlenilme hakkını ihlaline neden olacak şekilde davanın sonuçlandırılması 6100 sayılı Kanun'un 184 ve 186 ncı maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.