"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1396 E., 2023/1766 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/288 E., 2021/9 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ... adına kayıtlı bulunan ve aile konutu olarak kullanılmaya özgülenmiş taşınmaz üzerine davalı ... ... Ayakkabı Teks. İth. İhr. San ve Tic.Ltd.Şti.'nin diğer davalı ...Ş. Üsküdar Şubesinden kullanmış olduğu kredilere kefil olduğunu, bu kredinin ödenmesine rağmen ipoteğin banka tarafından kaldırılmadığını, daha sonraki çekilen kredilerin teminatı olmak üzere düzenlenmiş ipoteklere ise davacı eşin rızası olmadığını, kefalet sözleşmesinin kanunda öngörülen şekil şartlarını taşımadığını ileri sürerek ipoteğin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; kefil olunan ilk iki borcun kefil olunan şirket tarafından ödendiğini, tesis edilen ikinci ve üçüncü ipoteklerde eşinin rızasının bulunmadığını ileri sürmüştür.
2. Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının tüm ipotekler bakımından rıza verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... ... Ayakkabı Teks. İth. İhr. San ve Tic.Ltd.Şti. süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu ipotek konulmuş bulunan gayrimenkulün aile konutu olduğunun dosya kapsamı ve tanık beyanlarıyla anlaşıldığı, davalıların, konutun aile konutu olarak kullanılmadığı yönünde bir itirazları da bulunmadığı, banka vekili tarafından gayrimenkulün tapu kaydına aile konutu şerhinin işlenmemiş olduğu beyan edilmiş ise de, yerleşik içtihatlara göre, aile konutu şerhinin kurucu değil, açıklayıcı mahiyette olduğu, davacının, Üsküdar 15. Noterliği'nin 17.03.2009 tarihli 06343 yevmiye nolu muvafakatnamesi ile davalı eşi adına kayıtlı davaya konu bağımsız bölüm üzerine diğer davalı banka lehine doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere dilediği miktar ve dilediği derece, sıra ve şartlarla davalı eş ... tarafından ipotek tesis etmeye, tesis edilmiş veya edilecek ipotekleri arttırmaya kanunun ilgili hükümleri gereği muvafakat verdiği, daha sonra hiç bir itirazı olmayacağını bildirdiği, buna istinaden, davalı eş adına kayıtlı davaya konu taşınmaz üzerine, Davalı ...'nin borcuna karşılık diğer davalı banka lehine olmak üzere, 3 ayrı ipotek tesis edildiği, ilk iki ipotek bedelinin ödendiği, ipoteğe konu son borcun ödenmemesi nedeniyle davalı, ipotek alacaklısı ... T.A.Ş'nin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla taşınmazın satışı amacı ile icra takibine başladığı, ilk ipotekten sonra konulan 2.ve 3. ipotekler bakımından davacının muvafakatinin alınmadığı, davalı bankanın, ilk muvafakatin diğer ipotekler bakımından da geçerli olduğu iddiasında bulunduğu, davacının ise muvafakatinin ilk ipotek bakımından geçerli olduğunu, diğer ipoteklere muvafakati olmadığını beyan ettiği, dosyaya sunulan muvafakatname belgesinin, sonraki ipotekler bakımından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'da (4721 sayılı Kanun) öngörülen açık rızayı sağlayıp sağlamadığının değerlendirilmesi gerektiği, açık rızanın, işlem belli olmadan peşin olarak verilmesi olanağının bulunmadığı, bu sebeple açık rızanın ancak belli olan işlem için verilebileceği, başka bir anlatımla rızanın her işlem için ayrı ayrı verilmesi gerektiği, somut olayda davaya konu gayrimenkul bakımından, davacı kadının 17.03.2009 tarihinde verdiği muvafakatten sonra davalı şirketin borcuna karşılık diğer davalı banka lehine ilk borç bittikten sonra yeniden muvafakat alınmadan iki ayrı ipotek tesis ettiği, davaya konu gayrimenkulün aile konutu olduğu, ilk verilen soyut ve tutarı belli olmayan muvafakatnamenin, özellikle ikinci ve üçüncü ipotekler bakımından hüküm ifade etmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul İli, ... İlçesi, ... mah. 265 pafta, 2174 ada, 30 parselde kayıtlı zemin kat 1 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmaz üzerine davalı ...Ş lehine, diğer davalı ... aleyhine 19.10.2016 tarih 33546 yevmiye no ile 3. dereceden 432.500,00 TL bedel ile konulan ipoteğin kaldırılmasına, yapılan yargılama giderleri, ödenen harçlar ve hükmedilen vekâlet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka istinaf dilekçesiyle özetle; davacı tarafından davalı bankaya dilediği bedel ve şartta dilediği derecede ipotek tesis etmeye yönelik yazılı muvafakat verildiğini, banka tarafından davalı şirkete kullandırılan kredilerin kefilinin davalı eş olduğunu, krediye teminat olarak önce 1. dereceden ipotek tesis edildiğini, davacının yazılı muvafakatnamesinin gayet açık olduğunu, açık ve aydınlatılmış bir rıza verdiğini, taraflar arasındaki kredi ilişkisi devam ettiğini, alınan yazılı muvafakat doğrultusunda 2. ve 3. dereceden ipotekler tesis edildiğini, her işlemde rıza almasını gerektirir bir kanuni düzenleme bulunmadığını, taşınmazın aile konutu olmadığını, bu konuda şerh bulunmadığını, bankanın iyiniyetinin korunması gerektiğini, davalı şirketin aile şirketi olduğunu ve davacının borçtan ve krediden haberdar olduğunu, davalı bankanın basiretli tacir gibi hareket ederek davacının noterden muvafakatini aldığını, ipotek tesis ettirdiğini, bu ipoteklere güvenerek kredi kullandırdığını, her ne kadar bakiye ilam harcı, yargılama gideri ve vekâlet ücretinden davalı banka ile diğer davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş ise de kabul anlamına gelmemek kaydıyla anılan kalemler yönünden davalıların sorumluluğunun ayrı ayrı belirtilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu bağımsız bölümün davalı eş adına kayıtlı olduğu, aile konutu niteliğini taşıdığı, davacı ile davalı eşin 23.08.1978 tarihinde evlendiği ve evliliklerinin halen devam ettiği, davalı eş tarafından davalı ... ... Ayakkabı Teks. İth. İhr. San ve Tic.Ltd.Şti.'nin davalı bankadan kullandığı krediye teminat olarak taşınmaz üzerinde 1., 2. ve 3. dereceden ipotek tesis edildiği, davacı eşin 17.03.2009 tarihli muvafakatname ile ilk tesis edilen ipotek için muvafakat verdiği, davacının 3. dereceden 432.500,00 TL'lik ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği gibi, açık rızanın yapılan her işlem bakımından alınmasının gerekli olduğu, soyut nitelikteki muvafakatnamenin 2. ve 3. dereceden tesis edilen ipotekleri kapsadığından söz etmenin mümkün olmadığı, davanın kabulünde ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yargılama gideri ve vekâlet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; İstinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrar ederek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olup olmadığı, davacı tarafından verilen muvafakatnamenin sonraki tarihlerde tesis edilen ipoteklerde de geçerli olup olmadığı ile buna bağlı olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.