"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1748 E., 2023/2574 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Uşak 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/178 E., 2020/119 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan17 adet 20 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 40 gram 14 ayar takı seti, 1 adet 14 ayar 12 gram künye, 4 adet 14 ayar künye üzerinde 1/4 altın, 4 adet 1/4 hediyelik, 1 adet 1/2 ata, 4 adet tek ata, 12 adet 1/2 ve 1 adet tek ata zincire takılı gerdanlığın, müvekkili adına taşınmaz alınacağı söylenerek müvekkilinden alındığını, taşınmazın erkek adına tescil edildiğini, kadına ziynetlerin geri verilmediğini, bu ziynetlerin mevcut olması durumunda aynen iadesini, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eşyaların bedeli olan 1.000,00 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 07.10.2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ziynetlerin aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde 79.8450,00 TL bedelinin yasal faiziyle birlikte kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;"... davacı tanıkları davacıya takılan altınların düğünden 10 gün sonra davalı ve davalının babasının eve hırsız girer diyerek davacıdan aldıklarını, altınları bozdurup bankaya yatırdıkları, daha sonra büro satın aldıkları, davacının baba evine döndüğünde altınlarının olmadığı yönünde beyanda bulundukları davalı tanıklarının beyanlarında dava konusu ziynet eşyalarının düğünden sonraki dönemde davalı tarafından davacıdan alınıp alınmadığına ilişkin beyanlarının olmadığı, bu nedenle daha sonradaki dönemle ilgili beyanlarına itibar edilmediği, Yargıtay'ın bu konudaki müstekar içtihatlarına göre evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayıldığı, ziynetlerin kadın tarafından bir daha geri almamak üzere bağışlandığı kanıtlanamadığı sürece iadesi gerektiği, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından davacıdan alındığı, geri iade edilmediği, bu ziynet eşyalarının davacıya hediye edilmiş eşyalar olduğu, ziynet eşyalarının aynen yada olmadığı takdirde karşılığının hibe edilmediği sürece kadına iade edilmesi gerektiği, dinlenen tanık beyanıyla da ziynet eşyalarının davacının baba evine döndüğünde yanında olmadığı ve davalıya bağışlanmadığının sabit olduğu, bu hususun davalı tarafça iddia ve ispat edilemediği..." gerekçesiyle davanın kabulüne, hükümde açıklanan 79.845,00 TL değerindeki ziynetlerin davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 1.000,00 TL'lik kısmına dava tarihinden, ıslah edilen 78.845,00TL'lik kısmına ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kabul kararının hatalı olduğunu, harç süresinde yatırılmadığı için davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken Mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, ayrıca davacının boşanma davasında ve savunmalarında da açıkça ifade edildiği üzere evden ortak çocuğu da alarak sevdiği kişiyle kaçtığını, kaçarken yanında paralarını ve altınlarını da götürdüğünü, 24.09.2019 celsede muvafakatleri olmamasına rağmen davacı tarafın iki tane fotoğraf sunduğunu ve ortak çocuğun sünnetinde takılan altınların davacı tarafça götürüldüğünün de kabul edildiğini, söz konusu altınlarda müvekkilinin de payı olmakla birlikte davacının söz konusu altınları götürmesi dahi altınlar hakkında tasarrufun davacıda olduğunu açıkça gösterdiğini, yine dava dilekçesinde ve bilirkişi raporunda iddia edildiği gibi davacının düğünde takılan altınların belirtildiği gibi olmadığını, erkeğe takılan şey, eğer kadına özgü olmayan bir şey ise erkeğe ait olacağından, erkeğe takılan paralar, para kadına özgü bir şey olmadığından doğal olarak erkeğe ait olacağını, erkeğe takılan ziynet eşyaları kadına özgü olsa bile (bilezik, küpe, gerdanlık gibi) erkek eş, bu konuda yerel adet olmadığını iddia ve ispat ederse kadına özgü olanların da erkeğe verileceğini ileri sürerek; davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...Davacı (kadın) tarafından iadesi talep edilen ziynet eşyalarının davalı (koca) tarafından evlilik birliği içinde davacı kadından alınıp bozdurulduğu, ancak iade edilmediği toplanan delillerle sabittir. Dosyada bulunan kuyumcu bilirkişi raporu da dikkate alınmak suretiyle davacı kadının ziynet eşyaları talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamındaki ilgi ve belgelere göre uygun görülmüştür. Her ne kadar davalı taraf istinaf itirazlarında; davacının nispi harcı süresinde yatırmadığını iddia etmiş ise de mahkemece, davacı tarafa verilen kesin süreli ihtarattta; yatırılacak harcın miktarının yazılmadığı, bu nedenle ihtaratın kesin süreli ihtarat niteliğini taşımadığı anlaşılmakla; davalı taraf, ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiş ise de, mahkeme tarafından dayanılan hukuksal ve yasal gerekçelere göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiş olup, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olmakla davalı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmadığı..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi ve 371 inci maddeleri
; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.