Logo

2. Hukuk Dairesi2024/163 E. 2024/793 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyularak verilen kararda hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, bozma ilamındaki ilkeler, hakkaniyet ilkesi ve kusur durumu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1348 E., 2023/1471 K.

DAVA TARİHİ : 04.02.2019

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğundan bahisle bozulmasına, erkeğin tüm, kadının ise sair temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının artırılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin aşırı asabi, çok kıskanç ve geçimsiz bir kişiliğe sahip olduğunu, evliliğin ilk günlerinden itibaren müvekkiline ağır hakaretlerde bulunup fiziki şiddet uygulamaya başladığını, izni ve gözetimi olmadan müvekkilinin dışarı çıkmasına müsaade etmediğini, müvekkiline psikolojik şiddet uygulayarak hayatı çekilmez hale getirdiğini, bir baba olarak çocuklara karşı gerekli ilgiyi göstermediğini, bayram günlerinde dahi müvekkilinin ailesinin yanına gitmesine izin vermediğini, müvekkilini aldattığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ... lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 20.12.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettikleri aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının 4.000,00 TL arttırılarak 6.000,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına; dava dilekçesinde talep ettikleri 150.000,00 TL maddî tazminatın 350.000,00 TL arttırılarak 500.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm iddialarının gerçek dışı haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarih 2019/78 Esas, 2020/266 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, bu nedenle davacı kadının evi terkettiği fakat aile ve çevre baskısı nedeni ile ortak konuta geri dönmek zorunda kaldığı, erkeğin fiziksel şiddet eylemini defalarca tekrarladığı, kadının fiziksel şiddete uğradığına dair raporun dosyada arasında olduğu, erkeğin; kadına ''sen konuşma, sen sus, senden iğreniyorum'' şeklindeki sözler söyleyerek onu hor gördüğü, kadına duygusal şiddet uyguladığı, bu hususların davacı kadının tanıklarının anlatımları ile sabit olduğu, İstanbul 8.Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/108 Esas, 2019/300 Karar sayılı kararından da anlaşılacağı üzere erkeğin kadını darp ettiği ve ''senin kafana sıkarım'' diyerek tehdit ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı kadının davayı açmakta haklı olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı belirtilerek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadının ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakası talebinin reddine, tarafların tespit edilen ekonomik sosyal durumları ile banka yazı cevapları dikkate alınarak kadın için aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, boşanma ile davacı kadının yoksulluğa düşeceği anlaşılmış olmakla kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tzminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli kararına kararına karşı;

1. Davacı kadın vekili; tazminatların ve nafakaların az olduğunu, yoksulluk nafakasının ÜFE oranında artırılmadığını belirterek; tazminatların ve nafakaların miktarları ve ÜFE talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili; davanın kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının tazminat talepleri ile nafaka taleplerinin reddi gerektiğini, miktarların fazla olduğunu belirterek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.11.2022 tarih ve 2020/1123 Esas, 2022/1752 Karar sayılı kararı ile Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, takdir edilen nafaka miktarının gelecek yıllarda artırılması konusunda oran olarak TÜİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranı, artış tarihi olarak da kararın kesinleştiği tarih benimsendiğinden davacının bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının 2 nolu bendine "yoksulluk nafakasına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına" ibaresinin eklenmesine; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu kanaatine varılmakla kadının tazminatlara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat ile ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesis edilerek davacı kadın yararına 80.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata; tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında; kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası hükmedilmesinin ve hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu görüldüğü kadının diğer istinaf talepleri ile erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tarafından tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden; davalı erkek tarafından ise davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.06.2023 tarihli ilamı ile kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına, erkeğin tüm, kadının ise sair temyiz itirazlarının reddiyle kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak kadının tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 2.500,00TL yoksulluk nafakasına, nafakanın kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artırılmasına, 125.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının düşük olduğunu, erkeğin maddî durumunun iyi olduğunu, kadının çalışma tecrübesinin olmayışı ve yaşı göz önüne alındığında hayatını idame ettirecek kadar nafakaya takdir edilmesi gerektiğini, erkeğin kusuruna göre hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ileri sürülen bu iddiaların taraflar arasındaki evlilik birliğini temelinden sarsacak mahiyette olmadığının ispatlandığını, davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, iddialara rağmen birlikte yaşamın devam ettiği hususu değerlendirildiğinde erkeğe kusur yüklenemeyeceğini, hükmedilen tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığını belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirip getirilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kesinleşen hususlarda tekrar inceleme yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin tüm; davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.