"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/970 E., 2023/1756 K.
KARAR : Bozmaya uyulmak suretiyle yeniden hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 5100,00 TL maktu vekâlet ücreti takdirine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; eşinin şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, evliliğin çekilmez hale geldiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesini, aylık 750,00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiş, maddî ve manevî tazminat talebinin olmadığını beyan etmiştir.
2. Davacı karşı davalı kadın vekili karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline şiddet, tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, evden kovduğunu, ortak çocukları göstermediğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile derhal kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline ait eşyaların ve kadına takılan 7 bilezik ve 30 çeyrek altının aynen olmadığı takdirde bedeli olan 9.000,00 TL'nin kadına verilmesine, edinilmiş malların tespiti ile katılma alacağına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini, kadının kusurları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, müvekkiline karşı sürekli ağza alınmayacak şekilde küfür ve hakaret ettiğini, mesaiye kaldığında müvekkiline kapıyı açmadığını, müvekkilinin ailesi ile iş icabı olsa dahi görüşmesini sürekli sorun ettiğini, evin kapı ve pencelerini kırdığını, evde soba yanarken küçük çocukları eve kilitleyerek saatlerce eve gelmediğini, son olarak 2009 yılında küçük yaştaki üç çocuğunu terk ederek ortak haneden ayrıldığını belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, 20.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli, 2012/865 E., 2017/927 K. sayılı kararı ile erkeğin, kadına ilgisiz davrandığı, kişisel alanını kısıtladığı, kadının da erkeğin işi gereği genelde eve geç gelmesinin etkisi ile önceki eşi ile görüştüğü ithamı ile kıskançlık yaptığı, tartışmalar sırasında birbirlerine karşılıklı küfür ve hakaret ettikleri, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, gördüğü şiddet nedeni ile kadının üç kez evini terk etmek zorunda kaldığı, ancak her seferinde soba yanar bir halde olduğu halde çocukların üzerine kapıyı kilitleyip habersizce evden ayrıldığı, bu terk edişlerde her seferinde aile büyüklerinin araya girmesi üzerine tarafların barışıp bir araya geldikleri, kadının en son yine habersizce evi terk ederek bir yakınının evine sığındığı, kadının sırtında darp izlerinin bulunduğu, bu süreçte İstanbul'a gelerek çocuklarını görmek için erkeğin evine gittiğinde erkek tarafından şiddete yönelik söz ve davranışlarda bulunulduğu, bu süreçte psikolojik tedavi de gördüğü, erkek ile anne-babasının çocukları ilaç ve uyuşturucu ile uyuttuğunu ve kendisine şiddet uygulandığını belirterek şikayetçi olduğu, ancak yapılan soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, önceki olaylardan sonra taraflar barışıp bir araya gelmiş ve böylece önceki olaylar yönünden birbirini affetmiş ise de tarafların en son barışıp biraraya gelmesinden sonra da barışmadan önceki söz ve davranışlarını ısrarla sürdürmelerinin evliliklerinin sonunu getirdiği, boşanmayı gerektiren olaylarda erkeğin, kadına göre daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile ortak çocuklar arasında her ayın 1 inci ve 3 üncü Pazar günü saat 13:30'dan saat 17:00'a kadar aile yakını olan refakatçi eşliğinde ya da sosyal hizmet uzmanı hazır olduğu halde kişisel ilişki kurulmasına, davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, davacı-karşı davalı kadın dilekçelerinde nafaka ve tazminat taleplerinden feragat etmiş olduğundan bu yöndeki talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı karşı davacı erkek ağır kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı karşı davalının ziynet eşyası ve katılma alacağına yönelik taleplerine ilişkin hususlarda ayrıca usulüne uygun olarak açılmış bir dava da bulunmadığı dikkate alınarak bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, davacı karşı davalı kadın lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili "erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi, velâyet, alınan raporlar, ziynet taleplerinin kabul edilmemesi ve lehlerine avukatlık ücretine hükmolunmaması" yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.06.2022 tarihli ve 2020/432 Esas, 2022/856 Karar sayılı kararıyla; davalı karşı davacı erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği, tehditte bulunduğu, ilgisiz davrandığı, kişisel alanını kısıtladığı, davacı- karşı davalı kadın ile çocuk için evlendiği yönünde konuştuğu, davacı karşı davalı kadının ise erkeğin işi nedeniyle eve geç geldiği zamanlarda önceki eşi ile görüştüğü ithamında bulunarak kıskançlık yaptığı, erkeğe küfür ve hakaret ettiği, erkeğin ve ailesinin çocukları uyuşturucu vererek uyuttukları yönünde asılsız şikayette bulunarak haklarında soruşturma yapılmasına sebebiyet verdiği, ortak çocukları soba yanar vaziyette bırakarak zaman zaman evi terk edip gittiği vakılarının sabit olduğu, boşanmayı gerektiren olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu yönündeki kusur tespiti doğru olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların kusur oranları değişmemekle birlikte gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden karar gerekçesinin düzeltilmesine, kadının geliri olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine, tedbir nafakası miktarı artırılarak kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, davacı karşı davalı kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kabulüne, anne ile ortak çocuklar arasında sınırlı süre ile de olsa refakatçi gözetimi olmaksızın yatılı kişisel ilişki tesis edilmesine, kadının asıl davası kabul edildiğinden gerekçede kadın lehine İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca gerekçe kısmında 5.100,00 TL vekâlet ücreti takdiri gerektiği belirtilmesine rağmen hükümde 1.980,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesine, davacı-karşı davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 24.01.2023 tarihli kararı ile ".... mahkemece sosyal inceleme raporundaki beyanla yetinilmeyip kadının sosyal ve ekonomik durumu yeniden araştırılarak çalışıp çalışmadığı, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığı tespit edilerek gerçekleşecek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerektiği ve Bölge Adliye Mahkemesince, asıl davada kendisini vekil ile temsil eden ve davası kabul edilen kadın yararına Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL maktu vekâlet ücreti takdiri gerekirken, yazılı şekilde 1.980,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyulmasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın asıl davada kendini vekille temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL vekâlet ücreti takdirine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili özetle; kadının kayıt dışı çalıştığını, müvekkilinin 12 yıl süren boşanma davası sürecinde üç çocuğa baktığını, davacı karşı davalı tarafından takip edilmeyen davanın işlemden kaldırılması ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, vekâlet ücreti ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kadın yararına yoksulluk nafakası koşularının oluşup oluşmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...