Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1647 E. 2024/1832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Nüfusta kaydı bulunmayan ve ölmüş bir kişinin nüfus kaydının oluşturulması ve T.C. kimlik numarası verilmesi talebinin mahkemelerin görev ve yetkisi dahilinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Doğum ve ölüm olaylarının nüfusa kaydedilmesinin Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca idari bir görev olduğu ve mahkemelerin görev alanına girmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1201 E., 2023/1593 K.

DAVA TARİHİ : 19.06.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/133 E., 2020/285 K.

Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davacının babaannesinin kayınpederi olan Hatıp Molla Osman'ın (Süleyman) veraset ilamının tanzimi amacıyla Antalya 7. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurduğunu, bilirkişi marifetiyle miras paylarının tespit edildiğini, nüfus kaydının düşünceler kısmında muris Süleyman'la zevciyet yoluyla evlenen ...'dan olma ... isminde evlatları olduğuna rastlandığını, bilirkişinin ...'in babası muris Süleyman'dan önce öldüğünden bahisle mirasçı olamayacağını ve nüfusa kaydı olmadığı için hesaplama yapılamayacağını beyan ettiğini ancak muris Süleyman'ın ...'den önce vefat ettiğini, dolayısıyla ...'in babası ve dedesinden gelecek mallara mirasçı olduğunu, miras hesaplamasında ...'in mirasçı olarak gösterilebilmesi için nüfusa kaydının yapılması ve T.C. numarasını nüfusta gösterme zaruretinin doğduğunu belirterek davanın kabulü ile hicri 1337 yılı Temmuz ayı doğumlu Süleyman ve Ayşe'den olma hicri 1338 yılında vefat eden ...'in nüfus kaydının oluşturulması ve devamında kendisine T.C. kimlik numarası verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu nüfusa hiç kaydedilmeden öldüğü belirtilen şahsın nüfusa kaydedilmesine ilişkin olduğunu, davacının, ...'in babası olan Süleyman'ın, ... ölmeden önce vefat ettiğini, bu nedenle ...'in babasından ve dedesinden kalan mallara mirasçı olacak şekilde nüfus kaydının düzeltilmesini talep ettiği, bunun için de delil olarak tanık gösterdiği anlaşılmakla tanığın anlatımı ile bu durumun kuşkuya yer vermeyecek şekilde düzeltilmesinin mümkün olmadığı ayrıca nüfusa kayıt ve ölüm kaydının Nüfus Müdürlüğünce yapılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; nüfus kaydının düzenlenmesinde yargı yolunun caiz olmadığı yönündeki tespitin hatalı olduğunu, Nüfus Müdürlüğünün mahkeme kararı ile nüfus kaydını düzeltebileceğini, bu davanın kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle kuşkuya yer vermeyecek şekilde doğru sicil oluşturulması gerektiğini, bu davanın ise DNA testi ile kanıtlanma imkanı bulunmadığından tanık ve nüfus kayıtlarının esas delil kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca aynı talebe ilişkin 1962 yılında açılan davada davanın kabulüne karar verildiğini, Yargıtay 2. Hukuk dairesi tarafından da 1970 yılında kararın düzeltilerek onandığını, yargı yolunun caiz olduğunu ve esasa girilerek karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun (5490 sayılı Kanun) 15 inci, 31 inci ve 33 üncü maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru bulunduğu, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, nüfusta kaydı bulunmadan ölmüş olan kişinin, nüfusa kaydı ile bu kişiye T.C. kimlik numarası verme işleminin Mahkemenin görev ve yetkisi dahilinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15 inci, 31 inci, 33 üncü, 36 ncı ve 46 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.