"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/527 E., 2023/1654 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/680 E., 2022/502 K.
Taraflar arasındaki torunla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; oğlunun vefatından sonra davalının, müvekkilinin torununu da alarak taşındığını, o tarihten bu yana müvekkilinin torununu göremediğini iddia ederek müvekkili ile torunu arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çocuğun menfaatine aykırı davrandıklarını, çocuğun hakkı olan şirket mallarını sattığını, mallarını vermediğini, paraların hesaptan çekildiğini, davacının çocuğu görme taleplerinin olumsuz karşılanmadığını ancak anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuk için görüşme istenilen sürelerin fazla olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 02.02.2020 doğumlu küçük ...'nın davacının torunu olduğu, küçüğün babasının 18.11.2020 tarihinde vefat ettiği, davacının torununu düzenli olarak göremediği, sosyal inceleme raporunda dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olması gerektiği, davacı dede ile çocuk arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşürmeyeceğinin belirtildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davacı ile küçük arasında her ayın 1. Cumartesi saat 10.00'dan pazar 17.00'ye kadar, dini bayramların 2. Günü saat 10.00'dan 3. Günü saat 17.00'ye kadar davacı ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sosyal inceleme raporunda davacı dede ile torun arasında her hafta sonunu kapsayacak şekilde kişisel ilişki kurulması yönünde görüş bildirildiği, daha önce de ara karar ile bu yönde karar verildiği halde yetersiz gerekçe ile nihai kararda kısa süreli kişisel ilişki tesis edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve talepleri gibi karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kişisel ilişki kurulması talep edilen çocuğun mallarının davacı dede tarafından tüketildiğini, hakkı olanların verilmediğini, parasının çekilip başka banka hesabına yatırıldığını, müvekkilinin davacının torunlarıyla görüşmesine engel olmadığını belirterek davanın tümden reddi ile vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, büyükbaba ile torunu arasına kişisel ilişki kurulması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı ile küçük Recep Mirza arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, süresinin çocuğun gelişimine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 325 inci, 326 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.