"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/565 E., 2023/2146 K.
DAVA TARİHİ : 07.03.2022
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/182 E., 2023/39 K.
Taraflar arasındaki çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların 2013 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden 2016 doğumlu ... adında ortak çocuklarının bulunduğunu, tarafların Şereflikoçhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/327 Esas sayılı dosyaları ile boşandıklarını, boşanma ile birlikte ortak çocuğun velâyetinin davacıya verildiğini, ortak çocuğun okula başladığını, çocuğun, annesi ile soy isimlerinin neden farklı olduğunu müvekkilinden sorgulamaya başladığını, çocukla ilgili işlemlerde annesi olduğunu belgelemek için nüfus kayıt örneği ile boşanma ilamını ibraz etmek zorunda kaldığını, küçüğün babasının farklı şehirde olduğunu beriterek, bu nedenlerle çocuğun üstün menfaat ve yararı gözetilerek "Kara" olan soyadının velâyet sahibi annesi ile aynı olacak şekilde "Boz" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma sonucu velâyeti anneye verilen küçüğün anne soyadını almasının küçüğün üstün yararına aykırı olmadığı, dosya kapsamında düzenlenen sosyal inceleme raporunun soyadı değişikliğinin küçüğün üstün yararına olacağı hususunun bildirildiği, dinlenen tanık beyanlarından da ilgili babanın küçüğe karşı ilgisiz olduğu ve maddî manevî bir desteğinin olmadığ bu nedenle davacının talebinin haklı sebebe dayandığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın davalı baba ... yönünden kabulüne, küçük ...'nın nüfusta "Kara" olan soyadının; velâyet hakkına sahip olan annesi ...'un soyadı olan "Boz" olarak değiştirilerek nüfusa kaydedilmesine, velâyet hakkı kapsamında küçüğün soyadının değiştirilmesi talepli davada husumet yöneltilemeyecek olan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü yönünden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemeye 6 Mayıs 2022 tarihli sunduğu ailevi sağlık problemi belgeleri sonrası kabul edilen süre uzatma talebinin kabulünün tarafına tebliğ edilmemesinden dolayı dilekçe ile bulunduğu ek süre isteği reddedildiğinden kanıtlarını ve savunmasını yapamamış bulunduğunu, delilleri sunduğunda haklılığının ortaya çıkacağını, yoğun bakımda iken davalının icra takibi gönderip sadece maddî olarak beklentisini göstermiş olduğunu, hastane yatış evraklarının sunulacağını, karşı taraf çocuğu göstermediği için icra yolu ile çocuğu aldığına dair teslim tutatanığını da delil olarak sunacağını, yargılama giderlerinin tarafına yüklenmesinin de kendisini maddî olarak zorda bıraktığını beyan ederek, açılan davanın kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek, istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; annenin velâyeti altında bulunan ortak çocuğun, annenin bekarlık soyadını kullanmasına izin verilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, davalının süre uzatım talebinin kabulüne dair ara kararın davalıya tebliğinin gerekip gerekmediği, davalının cevap ve savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10 uncu maddesi, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı iptal kararı.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle dava dilekçesinin usulüne uygun olarak davalı erkeğe tebliği üzerine davalının cevap dilekçesi sunmak için İlk Derece Mahkemesi'nden süre uzatım talebinde bulunduğunun, İlk Derece Mahkemesi'nin cevap süresinin uzatımına ilişkin ara kararının davalıya 17.05.2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen yine de davalı erkek tarafından cevap dilekçesinin dosyaya sunulmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.