"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1528 E., 2022/1769 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/175 E., 2022/418 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı erkeğin 1994 yılında evlendiğini, dava konusu taşınmazın tarafların aile konutu olduğunu, davalı eş tarafından davacı kadının açık rızası alınmadan dava konusu taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, davacı kadının, söz konusu ipotek işleminden başlatılan icra takibi sebebiyle bilgi sahibi olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü gereği ipotek işleminin geçersiz olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemi ile ilgili kadının bilgi sahibi olduğunu ve açık rızasının alındığını, başlatılan icra takibine dair tebligatların davacı kadına yapıldığını, gönderilen tebligatlara karşı şikayet yoluna başvurulmadığını, dava konusu taşınmaz üzerine ipotek konulduğu tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını ve davalı bankanın iyiniyetli olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı eşe dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmamış olup yargılama sırasında sunduğu 07.09.2020 tarihli dilekçe ile açılan davayı kabul ettiği belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaz üzerine davacı kadının açık rızası alınmadan davalı eş tarafından davalı banka yararına ipotek tesis edildiği iddia edilmişse de açık rızaya ilişkin belgede bulunan imzanın davacı kadının el ürünü olup olmadığı ile ilgili teknik bilirkişiden rapor alındığı, aynı zamanda kadının imza örneklerinin resmi kurumlardan celp edildiği, bilirkişi tarafından hazırlanan denetime elverişli, teknik imkanlar yararlanılarak muhakemeye uygun şekilde tanzim edilen rapor içeriğine göre belge altındaki imzanın davacı kadının eli ürünü olduğunun anlaşıldığı, davacı kadın vekili tarafından ek rapor alınması yönünde talepte bulunulmuşsa da raporda çelişki bulunmadığı, tekrardan rapor alınmasının ise bu hali ile usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edeceği, yine her ne kadar davacı kadın vekili açık rızaya dair belgede imzası bulunan banka çalışanının o dönem ilgili şubede çalışmadığını iddia etmişse de ilgili belgenin incelenmesinde; belgenin davalı bankaya hitaben yazıldığı, açıkça "...aile konutunun ipotek edilmesine ilişkin muvafakatname..." şeklinde düzenlendiği, davacı kadının isminin ve imzasının bulunduğu kısımda da "...aile konutunun malikinin eşinin..." şeklinde ibarelerin yer aldığı, davacı kadının yapılan işlemden haberdar olduğu gerekçesiyle davanın reddine, ihtiyati tedbir kararının ise kararın kesinleşmesi ile birlikte kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği, muvafakatname altındaki imzanın kadının eli ürün olmadığı, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı, belge altında imzası bulunan banka çalışanın ilgili şubede çalışmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamı şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; ihtiyati tedbir kararı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin eksiksiz olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacı eşin yapılan işleme açık rızasının bulunduğu husunun kanıtlandığı, bu itibarla davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, uyuşmazlık ipoteğin kaldırılması davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, rızaya ilişkin belgeye yönelik alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişle olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.