"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2675 E., 2023/2896 K.
KARAR : Kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karapınar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/250 E., 2023/312 K.
Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ... ve ...'nin oğlu ...'un da kardeşi olan ...'ın 2018 yılında öldüğünü, davalı ile ...'ın evliliğinden ortak çocuk ...'nin dünyaya geldiğini, çocuğun davalı anne ile Yozgat ilinde yaşadığını, ...'ın ölümünden sonra taraflar arasında bir takım anlaşmazlıklar ve küslükler yaşandığını, ortak çocuğun davacılara gösterilmediğini belirterek küçük ... ile davacılar arasında yaz tatilinde 1 ay her hafta sonu ve dini bayramlarda olmak üzere yatılı kişisel ilişkitesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların hukuka aykırı biçimde çocuğun miras haklarını elinden alıp çocuğu mağdur ettiklerini, davacıların çocuğun doğumundan itibaren çocuğun maddî manevî hiç bir ihtiyacını karşılamadıklarını, davacı ...'in müvekkiline karşı tehdit ve hakaret suçunu işlediğini, taraflar arasında oluşan husumetin çocuğun psikolojisini bozacağını, davanın çocukla görüşmek için değil maddi menfaatler gözetilerek açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların çocuk ... ile görüşmek istediklerini ancak çocuğun babası öldükten sonra nadiren görüşebildiklerini, davalının çocuğun davacılar ile görüşmesine yanaşmadığını, kök ve ek raporlarında da davacılar ile çocuk ... arasında ayda bir kez yatısız şekilde kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına uygun olduğunun belirtildiğini, davacılar ile çocuk ... arasında kişisel ilişki kurulmasını gerektirecek olağanüstü durum ve haklı sebebin mevcut olduğunu, kişisel ilişki tesisinin çocuğun üstün yararına uygun olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacılar ile çocuk arasında her ayın 4. haftası Cumartesi günleri saat 10.00 ile 18.00 arasında, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı'nın 2. günü saat 10.00 ile 18.00 arasında tedbiren ve karar kesinleştikten sonra kişisel ilişkitesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kişisel ilişki süresinin yetersizliğinden bahisle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kurulan kişisel ilişki süresinin yetersiz olduğu, davacılar ile ortak çocuğun farklı şehirlerde oturdukları, düzenlenen kişisel ilişkinin gerçekleşmesinin bu şartlarda oldukça zor olacağı, dosyada mevcut sosyal inceleme raporundan çocukla davacılar arasında önceden görüşme ve tanışma durumunun mevcut olduğu, davacıların çocuğa yönelik ihmal ve istismara dahil herhangi bir davranışlarının bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davacılar ve çocuk arasında "Her ayın ilk haftası cumartesi günleri saat 10.00 'dan, pazar günü saat 18.00'e kadar, her yıl dini bayramların 2. günü sabah saat 10.00'dan 3. Günü saat 18.00'e kadar" tedbiren ve karar kesinleştikten sonra kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı anne vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebeplerix
Davalı anne vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın kötü niyetle açıldığını, davacıların çocuğun miras hakkını elinden aldığını, mağdur ettiklerini, tarafların ayrı şehirlerde yaşadığını, kişisel ililşki gününde çocuğu müvekkilden kaçıracaklarını düşündüklerini, taraflar arasında derdest olan diğer davalarda çocuğu koz olarak kullanacaklarını, büyük ebeveynleri olarak bu güne kadar ne çocukla kişisel ilişki kurmak noktasında ne de çocuğa maddî anlamda bir katkıda bulunmak noktasında hiç bir şey yapmadıklarını, davacılardan ...'in davalıya hakaretleri nedeniyle ceza aldığını, çocuğun yaşı gereğince anneden ayrı yatılı kişisel ilişkinin uygun olmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, üçüncü kişi ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması davasında, çocuk ve davacılar arasında kurulan yatılı kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 325 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı anne vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.