Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1758 E. 2024/2022 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın daha önce bozma kararı verdiği boşanma davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozmaya uygun karar verip vermediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, Yargıtay'ın bozma kararına uygun olarak hüküm kurduğu, bozma kapsamı dışında kalan ve kesinleşen hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenemeyeceği ve bozmaya uyulmasıyla karşı taraf lehine oluşan hakların yeniden değerlendirilemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1671 E., 2023/1851 K.

DAVA TARİHİ : 28.07.2020- 21.10.2020

KARAR : Bozmaya uyulmasına

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tedbir nafakası ve karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararının bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile beş yıldır fiilen ayrı yaşadıklarını, erkeğin maddî ve manevî destekten yoksun bıraktığını, kendisinin hiçbir gelirinin bulunmadığını, davalının ise adına dükkanlarının olduğunu ayrıca emekli maaşınını da bulunduğunu, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 197 inci maddesi uyarınca aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve eziyet ettiğini, evliliklerinin hiçbir döneminde müvekkiline değer vermediğini, müvekkilini sırf kadın olduğu için aşağıladığını, hor gördüğünü, şiddet uyguladığını, küfür ettiğini, müvekkili ve çocukları kısa bir süreliğine İzmir'e gidip müşterek haneye geri döndüklerinde, davalının müşterek hanenin kapı kilidini değiştirmiş olduğunu gördüklerini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı karşı davalı kadının müvekkiline hakaret ettiğini, sinirli ve gergin yapısı ile sürekli huzursuzluk çıkardığını, müvekkilinin aile fertleri ve özellikle annesine karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin ciddi sağlık sorunları yaşadığı sırada müvekkili ile ilgilenmediğini, müvekkilinin emekli ikramiyesinden yaptığı tasarruflarla emlakçılıktan elde ettiği tüm birikimleri de eklemek suretiyle toparladığı 74.850 USD doları parayı eşi adına Denizbank A.Ş. Sincan Şubesinde açılan hesaba yatırdığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.12.2021 tarihli, 2020/401 E., 2021/933 K. sayılı kararı ile kadın ayrı yaşamakta haklı olduğundan tedbir nafakası davasının kabulü ile kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının eşinin hastalığında ilgilenmediği, eşinin annesinin hastalığında ve cenazesinde eşine destek olmadığı, erkeğin ise, eşine şiddet uyguladığı, eşini aşağıladığı, hakaret ettiği, evin kilidini değiştirdiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir, 650,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine, davacı karşı davalı kadın yararına 18.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekilince kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden; kadın vekilince erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.04.2023 tarihli, 2022/303 Esas, 2023/566 Karar sayılı kararıyla; mahkemece erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, erkeğin ayrıca kadına baskı uyguladığı, erkeğin kusurları ve mahkemece kadına yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar da dikkate alındığında boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu, tazminat ve yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle davacı karşı davalı kadının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusurun gerekçede açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın lehine boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekilince, "kusur, tazminatlar ve nafakalar", kadın vekilince "erkeğin davasının kabulü ve kusur" yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 05.10.2023 tarihli kararı ile; kadına yüklenen kusurlu eylemlerden sonra evlilik birliğinin uzunca bir süre daha devam ettiği, bu nedenle anılan vakıaların erkek tarafından affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerektiği, davacı karşı davalı kadının başkaca kusurlu bir davranışının da ispat edilemediği, eşine süre gelen fiziksel şiddet, hakaret ve baskı uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların fiilen ayrılmasına sebep olan son olayda da erkeğin, kadını tehdit edip, evdeki eşyaları fırlattığı, sonrasında da kapı kilidini değiştirdiği, gerçekleşen bu duruma göre davalı karşı davacı erkeğin birliğin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, tam kusurlu erkek tarafından açılan karşı davanın reddi gerektiği, ancak kadının davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden, erkeğin boşanma davasının konusuz kaldığı mahkemece konusuz kalan davalı karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davadaki haklılık durumuna göre harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına, erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerine ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, haklılık durumuna göre kadın lehine vekâlet ücreti takdirine, yargılama giderleri ile dava harcının erkekten tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 330 uncu, 331 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı- davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.