"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3255 E., 2023/1950 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Türkoğlu 1. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/141 E., 2022/648 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkek vekili tarafından açılan davanın kabulüne, davalı-davacı kadın vekili tarafından açılan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının başına buyruk ve aile birliğini sarsacak davranışları yüzünden sorunlar ve huzursuzluklar yaşadıklarını, müvekkilinin çocukların psikolojisini düşünerek bunca zamandır olanları sineye çekip, evliliğini kurtarmaya çalıştığını, davalının müvekkili ile evliliğinin başından itibaren sürekli yalanlar söyleyerek müvekkilden gizli krediler çekip, kendisine iş yeri açtığını, ailesine bağ evi, araba vs alıp bunların borçlarını müvekkiline ödettirdiğini, müvekkilinin davalının borçlarını ödeyemez hale geldiğini, davalı tarafın sürekli olarak hırsızlık yaptığını ve çaldığı malları Letgo isimli siteden satarak bunu bir para kazanma vasıtası şekline getirdiğini, üstelik hırsızlıkları gerçekleştirirken çocukları da yanında bulundurarak çocuklara kötü örnek olup, onları manevî ve psikolojik yönden çöküntüye uğratığını, davalının hırsızlık suçundan cezalarının bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin müvekkil babaya verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, itibarı sarsılan davacı lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL de manevî tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkların son dönemde şiddetle arttığını ve tarafları aynı konutta yaşayamaz hale geldiklerini, davacının bankada müdür yardımcısı olarak görev yapmakta olup, mesaisinin çocukları ile ilgilenmek için uygun olmadığını, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde elinden geleni yaptığını, müvekkilinin ortak çocukları görmek istediğinde davacının ailesi tarafından darp edildiğini, müvekkilinin maddî sorunlar nedeni ile davacı ile büyük sorunlar yaşadığını, müvekkilinin başına gelen her şeyin tek sebebinin maddîyat olduğunu, fiilen biten evlilikten beklenilen hukuki menfaat kalmadığından asıl davanın reddine, birleşen davalarının kabulü ile ortak çocukların velâyetlerinin müvekkil anneye verilmesine, ortak çocuklar için yargılama süresince 500,00 TL tedbir yargılama sonunda iştirak nafakasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının üst üste hırsızlık suçunu işlediği, suçu yanında çocukları varken işlediği, emzirme döneminde olduğu için tutuklu kaldığı sürede en küçük çocuğun da (...) kendisi ile beraber ceza evine girdiği dinlenen tanık beyanları, ceza dosyası ve toplanan delillerden tespit edildiği, kadının bu şekilde yüz kızartıcı bir suça bulaşmış olması, ortak çocuğu ile cezaevinde kalması, hırsızlık suçunu birden fazla kez işlemiş olması nazara alınarak evliliğin bitmesinde davalının tam kusurlu olduğu davacı-davalı erkek vekili tarafından açılan asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı-davalı babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, 20.000,00'er TL maddî-manevî tazminatın davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, birleşen dava bakımından asıl davanın ferisi olarak karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru olmadığını müvekkilinin tam kusurlu tarafın kendisi olduğu şeklindeki mahkeme kabulünün doğru olmadığını belirterek tümü yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının birleşen davasının dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru olmadığını müvekkilinin tam kusurlu tarafın kendisi olduğu şeklindeki mahkeme kabulünün doğru olmadığını, suçunun cezasını ziyadesi ile çektiğini, çocukları anneden ayırmanın çocukları da cezalandırmak anlamına geleceğini belirterek kararı; kusur, tedbir nafakasının miktarı ve yoksulluğu dönüştürülmesi gerektiği, velâyet, erkek lehine verilen tazminatlar, kararın birleşen dosya ile birlikte temyiz talepleri doğrultusunda kaldırılması istemiyle tüm yönlerden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi, 175inci maddesi. 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.