"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2599 E., 2023/3595 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/103 E., 2022/401 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; kadının ailesinin düğünden sonra erkeği ve ailesini düğünde yeteri kadar altın takmadıkları iddiası ile hep suçladığını ve bu suçlamalarını yaşadıkları çevredeki insanlara da anlatmak suretiyle erkek ve ailesinden hep şikayetçi olduklarını, bu durumun çekilmez bir hal aldığını, kadının tutum ve davranışları nedeniyle kadının bir kaç defa anne baba evine döndüğünü sonra geri geldiğini, erkeğin evli iken askere gittiğini, döndüğünde çalışmak amacıyla iş aradığını ancak bulamadığını, 12.02.2018 tarihinde Denizli'de iş bulduğunu ve bir ev kiraladığını, borç altına girerek tuttuğu bu eve taksitle eşyalar aldığını ancak kadının tutum ve davranışlarına Denizli'de de devam ettiğini, kadın ve annesinin, erkeğe karşı söylenmeyecek derecede ve ağırlıkta türlü sözler söylediğini bu nedenle yaşanan tartışmalar neticesinde bir süre tarafların ayrıldığını ve kadının anne-baba evine döndüğünü, bu durum üzerine Denizli 1. Aile Mahkemesinin 2019/149 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açılmış ise de kadının bir daha yapmayacağına söz vermesi ve köyden insanların araya girmesi neticesinde bu davadan feragat ettiğini, ancak bu durumun fazla sürmediğini kadının aynı tutum ve davranışlarına devam ederek sürekli bir geçimsizlik yaratmaya devam ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar evlendikten sonra müvekkilinin kayınvalidesiyle oturmak durumunda kaldığını, kayınvalidesinin devamlı müvekkiline senin çocuğun olmaz, senden kadın olmaz, oğlum sen bunu niye evde tutuyorsun gibi ağır sözler söylediğini, bu durum devamlı hale geldiği için erkeğin annesine inanarak artık müvekkiline tavır ve surat yapmaya başladığını, ortak hayatın müvekkili için çekilmez hale geldiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davalanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadının annesine "Bir daha yapmayacağım, affedin." tarzında sözler söyleyerek erkeğin başka bir bayan ile mesajlaşarak güven sarsıcı davranışta bulunduğunu kabul ettiği, bundan sonra tarafların kısa bir süre birlikte yaşadıkları, bu kısa süre içinde erkeğin kayın validesini arayarak "Gel kızını götür." dediği, kadının annesinin tarafların Denizli' deki evlerine gittiğinde erkeğin "Al kızını götür, istemiyorum." dediği, kadının annesinin kadını alarak kendi evine getirdiği, tarafların o zamandan beri ayrı yaşadıkları; kadının da erkeğe 04.11.2020 tarihinde erkeğin dava dilekçesine ekli olan "Boşanma davasını aç oğlum ne bekleyip duruyon ben kocaya varcam hayatımla oynadığın yetmiyormuş gibi kocaya vacima barı engel olma...." içeriğindeki mesajı gönderdiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 650,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 19.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece, erkeğin başka kadınla mesajlaşarak güven sarsıcı davranışta bulunduğu belirtilmiş ise de bu yöndeki tanık beyanının soyut nitelikte olduğu, soyut nitelikteki tanık beyanına dayanılarak erkeğe bu vakıanın kusur olarak izafe edilmesinin doğru olmadığı, erkeğin başka kadınla mesajlaştığının ispat edilmediği, Mahkemece erkeğe yüklenen diğer kusurun sabit olduğu, kadına yüklenen kusurun da sabit olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, Mahkemece, hatalı kusur belirlemesine dayanılarak erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulüyle karar gerekçesinin düzeltilmesine, taraflar eşit kusurlu olduğundan kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında erkeğin asgari ücretle çalıştığı; kadının ise, sigorta kayıtlarından anlaşılacağı üzere çeşitli işlerde çalıştığı, en son çalıştığı iş yerinden 04.11.2013 tarihinde istifa ederek ayrıldığı (kod:03), kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ilgili hükmün kaldırılarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar, erkek vekilinin sair, kadın vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar
noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, sigorta kayıtlarına göre kadının çeşitli işlerde çalıştığı, en son çalıştığı iş yerinden 04.11.2013 tarihinde istifa ederek ayrıldığı, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiştir. Yapılan incelemede; kadın vekilinin 25.11.2021 tarihli duruşmada müvekkilinin SGK kaydında belirtilen işyerinde 2 ay gibi bir süre geçici olarak çalıştığını, 24.05.2022 tarihli duruşmada da müvekkilinin sadece 78 gün çalıştığını, SGK kayıtlarından bu durumun belli olduğunu ve iki yıldır işsiz olduğunu belirttiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece SGK kayıtları ile yetinilmeyip yeniden usulünce kadının sosyal ve ekonomik durumunun etraflıca araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının, çalışmıyor ise kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı, ayrılmışsa bunun bir zorunluluktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarının belirlenerek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı- karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde karar verildi.