Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1790 E. 2024/8789 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve vekâlet ücreti konularında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2621 E., 2023/3531 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/324 E., 2022/382 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının geçimsiz bir yapısı olup en ufak sorunda büyük kavga çıkardığını, çaydanlıktaki sıcak suyu müvekkilin eline döktüğünü, buna ilişkin kamera kaydı olduğunu, bu olaydan sonra kadının ortak haneyi terk ettiğini, haftanın üç günü sürekli kendi ailesinin yanına giderek ortak evin ihtiyaçlarını göz ardı ettiğini, ortak evin birçok ihtiyacını müvekkilin kızının yaptığını, kadının kıskanç bir yapısı olup müvekkili çocuklarından bile kıskandığını, müvekkili dinlemeyerek başına buyruk davrandığını, müvekkil istemediği halde aynı mahallede oturan iki dul erkekle okey oynadığını, hacı hocaya giderek muska işleriyle uğraştığını, yaptığı yemeklere ne olduğu belli olmayan sular koyduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, iddiaların aksine asıl sorumluluklarına yerine getirmeyen evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmeyen kişinin erkek olduğunu, erkeğin uzun yol şoförlüğü yaptığını sürekli şehir dışına çıktığını bu nedenle neredeyde tüm para alışverişini müvekkilin kendi çalışıp kazandığı para ile tek başına yaptığını, müvekkilin eve katkı sağlamak için meyve toplamaya günlük yevmiyelere gittiğini, sadakat yükümlüğünü ihlal eden tarafın erkek olduğunu, ortak hanenin arka tarafında ... isimli komşularına gitmek istediğini, müvekkili daha sonradan bu kadın ile eşinin ilişkisi olduğunu öğrendiğini, erkek ile çocuklarının müvekkili ortak haneden kovduklarını, müvekkilin tüm baskılara rağmen yuvasının yıkılmaması için bu baskılara katlandığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, evlilik birliği içerisinde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadının ise eşinin uyarılarını ve sözünü dinlemeyerek evli bayanda hoş karşılanmayacak davranışlar içine girerek eşine karşı güven zedeleyici tutum sergilediği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 17.500,00 TL maddî ve 17.500,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin başka kadınlarla görüşmek suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği sabit ise de, kadına kusur olarak yüklenen "Eşinin uyarılarını ve sözünü dinlemeyerek evli bayanda hoş karşılanmayacak davranışlar içine girerek eşine karşı güven zedeleyici tutum sergilemek" eyleminin ispat edilemediği, şoför olan erkeğin sefere gittiği dönemde kadının yanında başka bir kadın ile birlikte iki erkek olduğu halde "okey" olarak tabir edilen oyunu oynadığı sabit ise de, başka erkeklerle okey oynamanın tek başına kusurlu bir eylem olarak değerlendirilemeyeceği, özellikle tanık ...'nın "Halil bir kez yola gittiğinde mahalleden komşumuz olan ... ve oğlu ... da olduğu halde davalı ile birlikte dört kişi gündüz akşam serinliğinde evin önünde okey oynadık, o esnada ...'in çocukları, eşi, torunları da yanımızda idi" şeklindeki beyanları karşısında kadının eylemini kusur olarak değerlendirebilmenin olanaklı olmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilerek erkeğin davasına dair yeniden karar verilmesine, kadının davasında verilen boşanma kararı taraflarca istinaf edilmediğinden kesinleşmiş olmakla, erkeğin davasının konusuz hale geldiği, erkeğin davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilirken erkek, bu davayı açmakta haklılığını ispatlayamağından kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer, erkeğin ise tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasında verilen karar, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.